|
Bilgisayar Destekli Vpretim
|
|
Şubat 26, 2021, 05:09:48 ÖÖ
|
91
: Şubat 03, 2009, 02:38:03 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
|
Türkçe cümlelerinizi ingilizceye, İngilizce siteleri Türkçeye çeviriyorGoogle tercüme sitesine Türkçe yi de ekledi. http://translate.google.comadresinden diller arası cümle, metin türü yazılar veya web site tercümeleri yapılabilmekte. Site mevcut tercüme programlarından daha başarılı çeviri işlemi yapabilmektedir. Cümle tercümesi için ilgili alana cümleyi yazıp, cümlenin hangi dilde olduğunu ve hangi dile çevrileceğini seçmeniz yeterli. Site tercümesi için sitenin tam adresini yazmanız ve hangi dilde görüntülemek istediğinizi seçmeniz yeterli. Sitedeki yazılar seçtiğiniz dilde görüntülenecektir. Örneğin web sitemizi ingilizce olarak görüntülemek için http://www.turgutkuzan.com yazarak çeviri dilini ingilizce olarak seçmeniz yeterli.
|
92
: Şubat 02, 2009, 09:42:56 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
|
Bir android (Robot-insan) ile muhatap olmak ister misiniz? Android, eski Yunanca insan kelimesinden türetilmiş olup insansı gibi bir anlam ifade eder. Zeki canlı varlıklar tarafından yapılmış insansı makinelere verilen addır.
Bilim kurgu yapıtlarında sıkça karşılaşılır. Mekanik temelli olanlarına robot ya da cyborg da denir. Android, günümüzde sıklıkla organik unsurların da kullanıldığı robot biçimini adlandırmakta kullanılır.
Bu terimi ilk kez Fransız bilim kurgu yazarı Mathias Villiers de l'Isle-Adam, Yarın'ın Havva'sı adlı eserinde, insana benzer robot Hadaly için kullanmıştır.
Bilgisayarın neler yapabileceğini anladığım ilk yıllarda öğrencilerime gelecekte androidlerin üretilip üretilemeyeceği sorusunu yöneltmeye başladım. Uzun yıllardır bu soruyu kimseye sormadım. Günümüz teknolojisini dikkate alarak bu soruyu yeniden sormanın faydalı olacağına kara verdim.
Sorumun geniş açılımı hangi özelliklere sahip androidler üretilebilir şeklindedir.
Verilecek cevapları şu soruların cevabını da içerebilirse memnun olurum.
1. Dış görünüş itibariyle insan olmadığı anlaşılamayacak robotlar üretilebilir mi? 2. Robotlara kazandırılamayacak özellikler var mıdır? (Örneğin öğrenebilen, sevebilen, kızabilen v.s. robotlar yapılabilir mi?) 3. İnsanlardan üstün özelliklere sahip robotlar üretilebilir mi? 4. İnsanların yaptığı halde robotların yapamayacağı işler var mıdır? 5. Hangi özelliklere sahip bir android ile muhatap olmak isterisniz? (Hizmetçi, arkadaş, sevgili, öğretmen, koruyucu, ağır işleri yapan v.s.)
|
93
: Ocak 17, 2009, 09:05:02 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
|
Arama motorlarından sitemize ulaşıldığında Web sitemdeki bir problem nedeniyle forum bölümüne sadece arama motorlarından girilmektedir. Forum bölümünden programlarıma ve ingilizce etkileşimli alıştırmalar sayfalarına ulaşmak isteyen kişiler www.turgutkuzan.com linkini kullanabilirler.
|
94
: Ocak 12, 2009, 08:57:30 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: Yusuf MİSKET
|
My work is Yalova/Çiflikköy I live Yalova. My jop is Student (High School) No.I don't like playing football. No.I don't like dancing Yes.I like watching TV No.I don't going to gym. Yes.I like taking photographs . . . . ... Yes.I can drive a car. Yes.Maybe . . . . ... No.I haven't got children
SAYGILARIMLA Yusuf MİSKET
|
95
: Kasım 22, 2008, 06:16:27 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
|
İnsanları ve kendinizi tanımakta kullandığınız yöntemler nelerdir?
Web sitemde yayınladığım çalışmalarım vesilesiyle internet ortamında bir çok kişi ile muhatap olmak zorunda kalıyorum. Muhatap olduğum kişilerin tanıma amaçlı sorularına doğru cevaplar verdiğim halde söylediklerime/yazdıklarıma inandıramıyorum. Örneğin yaşımı 45 olarak belirttiğim zaman, bunun yalan olduğuna dair cevaplar alıyorum. Yaşımın doğru olduğuna inandıramadığım kişileri, kişiliğim hakkında verdiğim bilgilere inandırmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz. İnternet üzerinden yaptığım görüşmelerde kişileri tanımaya yönelik sorular sormam. Muhatap olduğum kişilerin yaşı, cinsiyeti, mesleği, öğrenim durumu vs. beni ilgilendirmez. Bu tür sorular sormamam her nedense muhataplarımı kızdırıyor.
Arşivimdeki güzel sözler içerisinde şöyle bir cümle var: Küçük kafalar insanları, orta kafalar olayları, büyük kafalar fikirleri konuşur.
Bir hadiste buyuruluyor ki :
‘Gıybet nedir biliyor musunuz?’ Sahabeler dediler ki: −Allah ve Rasulü en iyi bilendir. Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Kardeşini hoşlanmayacağı bir şekilde zikretmendir’ dedi. Sahabeler: −Söylediğim kardeşimde olsa da mı? denildi. Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Eğer söylediğin onda varsa GIYBETİNİ yapmış olursun. Şayet bu onda yoksa şüphesiz ki ona İFTİRA etmiş olursun’ buyurdu.” (Müslim: 4/2001)
Bu hadisi dikkate alarak kişiler hakkında konuşmaktan mümkün olduğunca kaçınıyorum. Ender olarak kişilerin taktir ettiğim, beğendiğim özelliklerini belirtmek için kişiler hakkında konuşurum. (Kişiler hakkında konuşurken KİNAYE yöntemini kullanmayı tercih ederim.)
Etki edemeyeceğim OLAYLAR hakkında da konuşmamayı tercih ediyorum. Özellikle toplumun genelinin ilgilendiği siyaset, spor karşılaşmaları, müzik OLAYLARI benim ilgi alanımın dışındadır. Yakın çevremde gelişen ve iletişim içinde olduğum kişilerin içinde bulunduğu veya doğrudan içerisinde bulunduğum OLAYLARLA ilgileniyorum.
2006 yılında e-posta haberleşmesi yaptığım bir arkadaş şöyle bir soru sormuştu:
Tüm hayatınızı tek bir cümle içinde yazmak isteseydiniz, sizi hangi cümle tanımlardı?
Bu soruya aşağıdaki cevabı yazmıştım:
Tüm hayatım için tek bir cümle:
Büyük imtihanda sorulacak soruların hiç değilse bir kısmına doğru cevap verebilmek için, bu dünyadaki tüm sorulara, sorularıma verilecek cevaplar bulmalıyım.
Özellikle bu cümleyi sarfettikten sonra yaşadığım bazı OLAYLARLA ilgili zihnimde oluşan sorulara beni tatmin edecek cevaplar bulamadım.
Bugünkü düşüncem, her OLAYIN bir sebebi olsa bile bu sebebi bilmek zorunda olmadığımdır. Bu nedenle artık OLAYLAR hakkında düşünmekten ve konuşmaktan mümkün olduğunca kaçınıyorum.
Gözlemleyebildiğim kadarıyla insanların büyük bir kısmının sohbetleri kişiler hakkında oluyor. Kişisel gelişim içinde olan kişiler daha çok olaylar hakkında konuşmayı tercih ediyorlar. İnsanların çok az bir kısmı fikirler hakkında konuşuyor veya fikir üretmek için bir çaba sarfediyor.
Yukarıdaki açıklamalarım insanları ve kendimi tanımada dikkat ettiğim hususlardır.
Sizin insanları ve kendinizi tanımakta kullandığınız yöntem nedir?
|
96
: Kasım 05, 2008, 11:44:22 ÖS
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
|
Duygu ifade eden bu kelimeler sizin için neleri çağrıştırıyor?
Duygularınızı ifade etmekte kullandığınız kelimeler nelerdir? Bu kelimeleri nasıl tanımlıyorsunuz? Bu kelimeler sizde neleri çağrıştırıyor?
Örnek: Hissetmek: Hissetmektir yaşamak... sözlerini içeren şarkıyı çağrıştırıyor. Affetmek: .... asla affetmem. Soğukkanlı olmak: .... bu olayda çok soğuk kanlı davrandı. İmrenmek: Sudee öğretmenimin her şart altında gülümseyebilmesine imreniyorum. veya kelime ilgili atasözü, deyim, güzel sözler. Bazı kelimeleri seçerek öğrencilerinize bu kelime size ne çağrıştırıyor şeklinde sorarak cevaplarını da yazabilirseniz memnun olurum.
Not: Bu mesaja yazılacak cevaplarda yer alacak bilgiler bir e-kitap çalışmasında değerlendirilecektir.
Acımak Acziyet Affetmek Afiyette olmak Ağrımak Alay etmek Algılamak Alınganlık Asabiyet Aşağılama Aşık olmak Bağışlamak Bahtiyar Beğenmek Bozulmak Can yakmak Celallenmek Centilmen Cesaret Cezbe Ciddiyet Coşku Cüretkarlık Çaresizlik Çekememek Dalga geçmek Darılmak Dehşete düşmek Dost Duyarlı olmak Düşmanlık Edepli Efelik Erdemli olmak Esef etmek Esenlik Esirgemek Espri yapmak Fanatizm Fark etmek Fazilet Ferahlık Feveran etmek Galeyana gelmek Garaz Gazap Gıpta etmek Gönlü kırılmak Gönül Gönül koymak Gözü kara olmak Gözü korkmak Gözü pek olmak Gurur duymak Gururlanmak Gücenmek Gülümsemek Güvenmek Hakkaniyet Hanımefendi Haset etmek Hasret Hassas olmak Hatırşinas Hayat Hayıflanmak Hayranlık Haz duymak Hazzetmek Heves Heyecanlanmak Hınç Hırs Hışım Hiddet Hiddetlenmek Hissetmek Hoşgörü Hoşlanmak Husumet Huzur Huzursuz olmak Hürmet etmek Istırap İçerlemek İhtimam göstermek İhtiras İlgilenmek İmrenmek İnfial insaflı olmak İntikam İşret İştiyak İtibar etmek İtidal Kadirşinas Kahramanlık Kapris Kendini kabetme Keyif almak Kıskanmak Kıvanç duymak Kibarlık Kin gütmek Korkmak Köpürmek Küsmek Mağdur olmak Mazur görmek Memnun olmak Merak Merhamet etmek Mertlik Mest olmak Meyil Morali bozulmak Muhabbet Muhalefet etmek Müsamaha Müsterih olmak Narin olmak Nazik olmak Nefret etmek Neşeli olmak Nezaket Nostalji Onuruna dokunmak Öç almak Ödü kopmak Öfkelenmek Özenmek Özenti Özlemek Paniğe kapılmak Parlamak Patlamak Perişan olmak Pervasızlık Pişman olmak Rahatlamak Rahatsız olmak Refah Rencide olmak Romantik olmak Saadet Sabit fikirli olmak Safa Sancı Saplantı Saygı Sefalet Sempati Serinkanlı olmak Sevda Sevinç Sevmek Sezinlemek Sezmek Sıkıntılı olmak Sinirli olmak Soğukkanlı olmak Sukünet Şaşkınlık Şefkat şehvet Şen Şeref Şevk Şiddet Takdir etmek Takıntı Tapınma Tapma Tartışma Tasalanmak Tasasızlık Taşkınlık Taşlama Tebessüm etmek Tedirginlik Teessüf etmek Teessür duymak Telaş Tepki göstermek Terbiyeli olmak Terslemek Teslimiyet Teveccüh Tiksinmek Titiz olmak Tolerans göstermek Tutku Umursamamak Ürkmek Üzülmek Vecde gelme Vefa Vicdanı sızlamak Vurdumduymaz Yalnızlık Yaşamak Yeğlemek Yerinmek Yerme Yiğitlik Yorgunluk Yüceltmek Yüreği ağzına gelmek Yüreği hop etmek Zaaf Zevk
|
97
: Kasım 05, 2008, 03:57:07 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
|
Güzel duyguları harekete geçirebilmek için neler yapılabilir?
Bir düşünürün çok beğendiğim bir sözü vardır:
Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
diyor.
Bu cümledeki ---güzel gören-- tanımlaması her zaman zihnimi meşgul etmiştir. Güzel olan şeyleri seyretmek mi güzel düşüncelere yol açıyor, yoksa her gördüğümüz şeyin güzel tarafına mı dikkat etmemiz isteniyor.
Tecrübelerim gösteriyor ki, güzel olan şeyleri seyretmek de, gördüğümüz şeylerin güzel tarafına dikkat etmek de güzel düşüncelere yol açıyor. Güzel şeyler düşünüpte, hayattan lezzet almamak mümkün mü?
Bir vesile ile yaşantımdaki güzel anılarımı bilgisayarımda yazmıştım. Canım sıkkın olduğu zamanlar yazdıklarımı okuyarak sıkıntılarımdan kurtuluyorum.
Bilgisayarımın masaüstü resmi her zaman bir şelale resmi ile süslüdür. Şelale resimleri bana her zaman huzur vermiştir.
Beğendiğim güzel sözleri, hadisleri, ayetleri, resimleri vs. arşivliyorum.
Bir mesaj yazmak istediğim zaman arşivim güzel bir yazı ortaya çıkarmama yardımcı oluyor.
Güzel duyguları harekete geçirmek için başka neler yapılabilir?
Başkalarında güzel duygular uyandırabilmek için neler yapabiliriz?
Zaman zaman yoğun olarak yaşadığımız korku, heyecan, endişe, aşk vs. duyguları kontrol altında tutmak için neler yapabiliriz?
|
98
: Kasım 05, 2008, 03:53:07 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: admin
|
Şehvet, öfke, akıl duygularının normal seviyesinde olması için neler yapılabilir? Ruh yaşayabilmek için üç kuvvete muhtaçtır.
1. Şehvet Duygusu
Bu duygunun normalden az hissedilmesi Humud olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişinin ne helale ve ne de harama şehveti, iştihası yoktur. Bu duygunun normalden fazla hissedilmesi fücur olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişi namusları ve ırzları payimal etmek (ayaklar altına almak) iştihasında olur. Bu duygunun normali iffet olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişinin helaline şehveti var, harama yoktur. 2. Öfke Duygusu
Bu duygunun normalden az hissedilmesi cebanet olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişi korkulması gerekmeyen şeylerden bile korkar. Bu duygunun normalden fazla hissedilmesi tehevvür olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişi ne maddi ve ne manevi hiçbir şeyden korkmaz. Bütün istibdadlar, tahakkümler, zulümler bu mertebenin mahsulüdür. Bu duygunun normali şecaat olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişi dini için canını feda eder, meşru olmayan şeylere karışmaz.
3. Akıl
Bu duygunun normalden az hissedilmesi gabavet olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişinin hiçbir şeyden haberi olmaz. Bu duygunun normalden fazla hissedilmesi cerbeze olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişi hakkı batıl, batılı hak suretinde gösterecek kadar aldatıcı bir zekaya malik olur. Bu duygunun normali hikmet olarak adlandırılır. Bu durumdaki kişi hakkı hak bilir, imtisal eder; batılı batıl bilir, içtinap eder.
İffet, şecaat, hikmet sahibi olabilmek için neler yapılabilir?
Fücurdan, tehevvürden, cerbezeden uzak durmak için neler yapılabilir?
|
99
: Ekim 13, 2008, 10:42:25 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: majmaj
|
Hayır bu yasağa karşıyım. Spor yasaklanmasın ama spor üzerinden kazanılabn rantlar engellensin.Ticarete dönüşmekten kurtarılsın. Konular güzelmiş. Kendi sitemde de kopya yaparım haberiniz olsun. 
|
100
: Ekim 13, 2008, 10:40:07 ÖÖ
|
Başlatan admin - Son mesaj Gönderen: majmaj
|
Bu konuda benim fikrim şu. Duyabilenler için her şey zikir halindedir. Bir taşta ıslanma kuruma esnasında oluşan hücre hareketlerinde dahi bir ses oluşmaktadır ve buda bir zikirdir. Her varlık istesede istemesede zikir yapmaktadır.Aldığımız her nefes bir zikirdir. Kediye kulak verip dinlediğimizde,elimizi temas ettirdiğimizde bir ses bir hareket duyarız. Yaratılmış her şey zikir halindedir ancak bunu o kadar olağan sayarız ki farketmeyiz. Nefes alıp verirken çıkan HU sesi kaç kişinin dikkatini çekiyordur? Doğada var olan sesleri eğer herkes aynı ölçüde duyabilseydi yaşanmaz olurdu. O yüzden Allah her varlığa farklı seviyede ses duyma yeteneği veriyor. Herkese bazı ilmi nasip etmediği gibi. Daha detaylı yazmak isterdim ancak biraz aceleyle bu kadar ifade edebildim.Hatam olduysa kusura bakmayın.Saygılar.
|
Yükleniyor...
|
|
|