Doğru Sayısı:   Yanlış Sayısı:  

   

Kullanımı hakkında:

1. Türkçe kelimelerden birini seçin. Seçtiğiniz kelime kırmızı olarak renklenecektir. Seçtiğiniz kelime ile ilgili bilgiler alt tarafta görüntülenecektir.
2. Tablodan karşılığı olduğunu düşündüğünüz satırdaki boş (veya kırmızı ile yazılı kelime olan) hücreye tıklayınız.
3. Seçtiğiniz kelime karşılığı olarak DOĞRU ise YEŞİL olarak hücreye yazılacaktır.
4. Seçtiğiniz kelime karşılığı olarak DOĞRU DEĞİL ise KIRMIZI olarak hücreye yazılacaktır.
5. Sorularınız, istekleriniz ve diğer surelerle ilgili çalışmaları talep etmek için tkuzan@gmail.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Turgut Kuzan - https://turgutkuzan.com/ - Aralık 2024

Kur'an-ı Kerim'de en sık geçen kökler - 1

ArapçaOkunuşTürkçeDilbilgisiMealAyetİndex
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
1:2Hamd, alemlerin Rabbi Allah'adır.الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 001:002:003
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:5 İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.أُولَٰئِكَ عَلَىٰ هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ 002:005:005
رَبَّكُمُrabbekumuRabbinizeN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:21 Ey insanlar! Sizi de sizden öncekileri de yaratan Rabb'inize ibadet edin ki, korunabilesiniz.يَا أَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ 002:021:005
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:26 Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler: "Allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?" Allah onunla birçoğunu saptırır, birçoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fâsıklardan başkasını saptırmaz.إِنَّ اللَّهَ لَا يَسْتَحْيِي أَنْ يَضْرِبَ مَثَلًا مَا بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَا فَأَمَّا الَّذِينَ امَنُوا فَيَعْلَمُونَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ وَأَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا فَيَقُولُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلًا يُضِلُّ بِهِ كَثِيرًا وَيَهْدِي بِهِ كَثِيرًا وَمَا يُضِلُّ بِهِ إِلَّا الْفَاسِقِينَ 002:026:019
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:30 Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim."وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الْأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُوا أَتَجْعَلُ فِيهَا مَنْ يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاءَ وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لَا تَعْلَمُونَ 002:030:003
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
2:37 Bunun üzerine Âdem, Rabb'inden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar.فَتَلَقَّىٰ ادَمُ مِنْ رَبِّهِ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ 002:037:004
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:46 O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.الَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُمْ مُلَاقُو رَبِّهِمْ وَأَنَّهُمْ إِلَيْهِ رَاجِعُونَ 002:046:005
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:49 Sizi Firavun hanedanından kurtardığımızı da hatırlayın. Hani onlar size azabın en çirkiniyle kötülük ediyorlardı: Erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yoklayıp çocuk alıyorlar/kadınlarınıza utanç duyulacak şeyler yapıyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabb'inizden gelen büyük bir ıstırap ve imtihan vardı.وَإِذْ نَجَّيْنَاكُمْ مِنْ الِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفِي ذَٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظِيمٌ 002:049:017
رَبَّكَrabbekeRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
2:61 Siz şöyle demiştiniz: "Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız, bizim için Rabb'ine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin." Mûsa şöyle demişti: "Siz daha aşağı bir nimeti daha üstün bir nimete mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır." Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah'tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle oldu, çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkâr ediyor ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyan ettikleri için böyle oldu. Sınır tanımıyor, azgınlık yapıyorlardı.وَإِذْ قُلْتُمْ يَا مُوسَىٰ لَنْ نَصْبِرَ عَلَىٰ طَعَامٍ وَاحِدٍ فَادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُخْرِجْ لَنَا مِمَّا تُنْبِتُ الْأَرْضُ مِنْ بَقْلِهَا وَقِثَّائِهَا وَفُومِهَا وَعَدَسِهَا وَبَصَلِهَا قَالَ أَتَسْتَبْدِلُونَ الَّذِي هُوَ أَدْنَىٰ بِالَّذِي هُوَ خَيْرٌ اهْبِطُوا مِصْرًا فَإِنَّ لَكُمْ مَا سَأَلْتُمْ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ وَالْمَسْكَنَةُ وَبَاءُوا بِغَضَبٍ مِنَ اللَّهِ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُوا يَكْفُرُونَ بِايَاتِ اللَّهِ وَيَقْتُلُونَ النَّبِيِّينَ بِغَيْرِ الْحَقِّ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ 002:061:012
رَبِّهِمْrabbihimrablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:62 Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabîlerden Allah'a ve âhıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar.إِنَّ الَّذِينَ امَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالنَّصَارَىٰ وَالصَّابِئِينَ مَنْ امَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْاخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ 002:062:018
رَبَّكَrabbekeRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
2:68 Şöyle konuştular: "Çağır Rabb'ine bizim için, açıklasın bize neymiş o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın!قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا هِيَ قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ لَا فَارِضٌ وَلَا بِكْرٌ عَوَانٌ بَيْنَ ذَٰلِكَ فَافْعَلُوا مَا تُؤْمَرُونَ 002:068:004
رَبَّكَrabbekeRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
2:69 Şöyle dediler: "Çağır Rabb'ine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın bize." Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir inektir; seyredenlere mutluluk verir."قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا لَوْنُهَا قَالَ إِنَّهُ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٌ صَفْرَاءُ فَاقِعٌ لَوْنُهَا تَسُرُّ النَّاظِرِينَ 002:069:004
رَبَّكَrabbekeRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:70 Şöyle dediler "Dua et Rabb'ine, açıklasın bize neymiş o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde başkalarıyla karıştı. Ve biz, Allah dilerse, doğruya ve güzele elbette kılavuzlanacağız."قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا هِيَ إِنَّ الْبَقَرَ تَشَابَهَ عَلَيْنَا وَإِنَّا إِنْ شَاءَ اللَّهُ لَمُهْتَدُونَ 002:070:004
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:76 İnanmış olanlarla karşılaştıklarında, "İnandık" derler. Baş başa kaldıklarında ise şöyle konuşurlar: "Allah'ın size açtığını, Rabb'iniz katında sizinle tartışmada kanıt yapsınlar diye onlara söylüyor musunuz? Aklınızı işletmeyecek misiniz?"وَإِذَا لَقُوا الَّذِينَ امَنُوا قَالُوا امَنَّا وَإِذَا خَلَا بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ قَالُوا أَتُحَدِّثُونَهُمْ بِمَا فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ لِيُحَاجُّوكُمْ بِهِ عِنْدَ رَبِّكُمْ أَفَلَا تَعْقِلُونَ 002:076:021
رَبِّكُمْrabbikumrabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:105 Ehlikitap'ın küfre sapanlarıyla müşrikler, Rabb'inizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Ama Allah, rahmetini dilediğine özgüler. Allah, büyük lütfun sahibidir.مَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلَا الْمُشْرِكِينَ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ 002:105:016
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
2:112İş onların sandığı gibi değil! Kim güzel davranışlar sergileyerek yüzünü Allah'a teslim ederse, Rabbi katında ödülü vardır onun. Korku yoktur böyleleri için; tasalanmayacaklardır onlar...بَلَىٰ مَنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُ لِلَّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَلَهُ أَجْرُهُ عِنْدَ رَبِّهِ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ 002:112:011
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
2:124 Hani Rabb'i, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: "Seni insanlara önder yapacağım." İbrahim, "soyumdan birilerini de" deyince Allah: "Benim ahdime zalimler eremezler." buyurdu.وَإِذِ ابْتَلَىٰ إِبْرَاهِيمَ رَبُّهُ بِكَلِمَاتٍ فَأَتَمَّهُنَّ قَالَ إِنِّي جَاعِلُكَ لِلنَّاسِ إِمَامًا قَالَ وَمِنْ ذُرِّيَّتِي قَالَ لَا يَنَالُ عَهْدِي الظَّالِمِينَ 002:124:004
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
2:126 İbrahim şöyle yakarmıştı: "Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızklandır." Rab dedi ki: "Küfre sapanları bile rızklandırırım. Ama az bir nimetle rızklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..."وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ اجْعَلْ هَٰذَا بَلَدًا امِنًا وَارْزُقْ أَهْلَهُ مِنَ الثَّمَرَاتِ مَنْ امَنَ مِنْهُمْ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْاخِرِ قَالَ وَمَنْ كَفَرَ فَأُمَتِّعُهُ قَلِيلًا ثُمَّ أَضْطَرُّهُ إِلَىٰ عَذَابِ النَّارِ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ 002:126:004
رَبَّنَاrabbenāRabbi'imizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
2:127 İbrahim'in, İsmail'le birlikte, Beytullah'ın ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an: "Rabb'imiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin."وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاهِيمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ وَإِسْمَاعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 002:127:008
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:128 "Rabb'imiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et. Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın."رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِنْ ذُرِّيَّتِنَا أُمَّةً مُسْلِمَةً لَكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَا إِنَّكَ أَنْتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ 002:128:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:129 "Rabb'imiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak, kendilerine Kitap'ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul gönder. Sen, evet sen, Azîz'sin, tüm ululuk ve onurun sahibisin; Hakîm'sin, tüm hikmetlerin kaynağısın."رَبَّنَا وَابْعَثْ فِيهِمْ رَسُولًا مِنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ ايَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ 002:129:001
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
2:131 Rabb'i ona, "Müslüman olup bana teslim ol!" dediğinde o şu cevabı vermişti: "Teslim oldum âlemlerin Rabb'ine!"إِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُ أَسْلِمْ قَالَ أَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ 002:131:004
لِرَبِّlirabbiRabbineP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
car mecrur
2:131 Rabb'i ona, "Müslüman olup bana teslim ol!" dediğinde o şu cevabı vermişti: "Teslim oldum âlemlerin Rabb'ine!"إِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُ أَسْلِمْ قَالَ أَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ 002:131:008
رَبِّهِمْrabbihimrableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:136 Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız."قُولُوا امَنَّا بِاللَّهِ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنْزِلَ إِلَىٰ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَالْأَسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَمَا أُوتِيَ النَّبِيُّونَ مِنْ رَبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ 002:136:023
رَبُّنَاrabbunābizim de RabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
2:139 De ki onlara: "Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Oysaki Allah hem bizim Rabb'imizdir hem sizin Rabb'inizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz yalnız O'na/Allah'a gönül verenleriz."قُلْ أَتُحَاجُّونَنَا فِي اللَّهِ وَهُوَ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ وَلَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُخْلِصُونَ 002:139:006
وَرَبُّكُمْve rabbukumsizin de RabbinizCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:139 De ki onlara: "Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Oysaki Allah hem bizim Rabb'imizdir hem sizin Rabb'inizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz yalnız O'na/Allah'a gönül verenleriz."قُلْ أَتُحَاجُّونَنَا فِي اللَّهِ وَهُوَ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ وَلَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُخْلِصُونَ 002:139:007
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:144 Biz senin, yüzünün ha bire göğe doğru çevrildiğini elbette görüyoruz. Hoşlanacağın bir kıbleye seni elbette döndüreceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Nerede olsanız yüzünüzü Mescid-i Haram yönüne döndürün. Kendilerine kitap verilenler, onun, Rablerinden bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapıp ettiklerinden habersiz değildir.قَدْ نَرَىٰ تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِي السَّمَاءِ فَلَنُوَلِّيَنَّكَ قِبْلَةً تَرْضَاهَا فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَحَيْثُ مَا كُنْتُمْ فَوَلُّوا وُجُوهَكُمْ شَطْرَهُ وَإِنَّ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ لَيَعْلَمُونَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ وَمَا اللَّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا يَعْمَلُونَ 002:144:029
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:147 Gerçek, Rabb'inden gelir. O halde sakın kuşkuya düşenlerden olma.الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ 002:147:003
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:149 Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram'a döndür. Bu, elbette Rabb'inden gelen gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.وَمِنْ حَيْثُ خَرَجْتَ فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَإِنَّهُ لَلْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ وَمَا اللَّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ 002:149:012
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:157 İşte böyleleri üzerine Rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar.أُولَٰئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ 002:157:005
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:178 Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi... Kim kardeşi tarafından herhangi bir şekilde affa uğrarsa, bu durumda örfü izlemek ve affedene en güzel biçimde bir ödeme yapmak gerekir. İşte bu, Rabb'inizden size bir hafifletme ve bir rahmettir. Kim bundan sonra azgınlık ve düşmanlık ederse onun için korkunç bir azap vardır.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ فِي الْقَتْلَى الْحُرُّ بِالْحُرِّ وَالْعَبْدُ بِالْعَبْدِ وَالْأُنْثَىٰ بِالْأُنْثَىٰ فَمَنْ عُفِيَ لَهُ مِنْ أَخِيهِ شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ وَأَدَاءٌ إِلَيْهِ بِإِحْسَانٍ ذَٰلِكَ تَخْفِيفٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَرَحْمَةٌ فَمَنِ اعْتَدَىٰ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ 002:178:030
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:198 Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz.لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَبْتَغُوا فَضْلًا مِنْ رَبِّكُمْ فَإِذَا أَفَضْتُمْ مِنْ عَرَفَاتٍ فَاذْكُرُوا اللَّهَ عِنْدَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ وَاذْكُرُوهُ كَمَا هَدَاكُمْ وَإِنْ كُنْتُمْ مِنْ قَبْلِهِ لَمِنَ الضَّالِّينَ 002:198:008
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:200 Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey Rabb'imiz, bize dünyada ver." Böylesi için âhırette bir nasip yoktur.فَإِذَا قَضَيْتُمْ مَنَاسِكَكُمْ فَاذْكُرُوا اللَّهَ كَذِكْرِكُمْ ابَاءَكُمْ أَوْ أَشَدَّ ذِكْرًا فَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا اتِنَا فِي الدُّنْيَا وَمَا لَهُ فِي الْاخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ 002:200:015
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:201 Onlardan kimi de şöyle yakarır: "Ey Rabb'imiz, bize dünyada da güzellik ver, âhırette de güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru."وَمِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا اتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ 002:201:004
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
2:248 Nebileri onlara şöyle söyledi: "Onun mülk ve saltanatının belirtisi o Tâbûtun size gelmesidir. Onun içinde Rabb'inizden bir huzur, Hârun hanedanının, Mûsa hanedanının bıraktığından bir kalıntı vardır, Onu melekler taşır. Eğer iman sahipleri iseniz, bunda sizin için elbette bir ibret vardır."وَقَالَ لَهُمْ نَبِيُّهُمْ إِنَّ ايَةَ مُلْكِهِ أَنْ يَأْتِيَكُمُ التَّابُوتُ فِيهِ سَكِينَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَبَقِيَّةٌ مِمَّا تَرَكَ الُ مُوسَىٰ وَالُ هَارُونَ تَحْمِلُهُ الْمَلَائِكَةُ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَايَةً لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ 002:248:013
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:250 Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle yakardılar: "Ey Rabb'imiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere sağlam bastır. Ve küfre sapanlara karşı bize yardım et."وَلَمَّا بَرَزُوا لِجَالُوتَ وَجُنُودِهِ قَالُوا رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ 002:250:006
رَبِّهِrabbihiRabbiN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
2:258 Allah kendisine mülk ve saltanat verdiği için, Rabb'i hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabb'im odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, hem de öldürürüm." İbrahim, "Allah, güneşi doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِي حَاجَّ إِبْرَاهِيمَ فِي رَبِّهِ أَنْ اتَاهُ اللَّهُ الْمُلْكَ إِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّيَ الَّذِي يُحْيِي وَيُمِيتُ قَالَ أَنَا أُحْيِي وَأُمِيتُ قَالَ إِبْرَاهِيمُ فَإِنَّ اللَّهَ يَأْتِي بِالشَّمْسِ مِنَ الْمَشْرِقِ فَأْتِ بِهَا مِنَ الْمَغْرِبِ فَبُهِتَ الَّذِي كَفَرَ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ 002:258:008
رَبِّيَrabbiyebenim RabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
2:258 Allah kendisine mülk ve saltanat verdiği için, Rabb'i hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabb'im odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, hem de öldürürüm." İbrahim, "Allah, güneşi doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِي حَاجَّ إِبْرَاهِيمَ فِي رَبِّهِ أَنْ اتَاهُ اللَّهُ الْمُلْكَ إِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّيَ الَّذِي يُحْيِي وَيُمِيتُ قَالَ أَنَا أُحْيِي وَأُمِيتُ قَالَ إِبْرَاهِيمُ فَإِنَّ اللَّهَ يَأْتِي بِالشَّمْسِ مِنَ الْمَشْرِقِ فَأْتِ بِهَا مِنَ الْمَغْرِبِ فَبُهِتَ الَّذِي كَفَرَ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ 002:258:016
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
2:260 Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabb'im, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındır, alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ أَرِنِي كَيْفَ تُحْيِي الْمَوْتَىٰ قَالَ أَوَلَمْ تُؤْمِنْ قَالَ بَلَىٰ وَلَٰكِنْ لِيَطْمَئِنَّ قَلْبِي قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلَىٰ كُلِّ جَبَلٍ مِنْهُنَّ جُزْءًا ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْتِينَكَ سَعْيًا وَاعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ 002:260:004
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:262 Mallarını Allah yolunda harcayıp sonra bu harcadıklarına bir eziyet ve başa kakma eklemeyenlerin, Rableri katında kendilerine has ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar.الَّذِينَ يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ثُمَّ لَا يُتْبِعُونَ مَا أَنْفَقُوا مَنًّا وَلَا أَذًى لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ 002:262:018
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:274 Mallarını; gece ve gündüz, gizli ve açık infak edenler var ya, işte onlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır. Korku yoktur onlar için; tasalanmayacaklardır onlar.الَّذِينَ يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ سِرًّا وَعَلَانِيَةً فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ 002:274:011
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
2:275 O ribayı yiyenler, şeytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu böyledir, çünkü onlar, "Alış-veriş de riba gibidir." demişlerdir. Oysa ki Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabb'inden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah'a kalmıştır. Yeniden ribaya dönene gelince, böyleleri ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada.الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا فَمَنْ جَاءَهُ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّهِ فَانْتَهَىٰ فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللَّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ 002:275:030
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
2:277 İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üreten, namazı kılan, zekatı verenler için Rableri katında kendilerine özgü ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için. Tasalanmayacaklardır onlar...إِنَّ الَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَاتَوُا الزَّكَاةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ 002:277:013
رَبَّهُrabbehuRabbi olanN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
2:282 Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf, çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa / unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alışveriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا إِذَا تَدَايَنْتُمْ بِدَيْنٍ إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى فَاكْتُبُوهُ وَلْيَكْتُبْ بَيْنَكُمْ كَاتِبٌ بِالْعَدْلِ وَلَا يَأْبَ كَاتِبٌ أَنْ يَكْتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ اللَّهُ فَلْيَكْتُبْ وَلْيُمْلِلِ الَّذِي عَلَيْهِ الْحَقُّ وَلْيَتَّقِ اللَّهَ رَبَّهُ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْئًا فَإِنْ كَانَ الَّذِي عَلَيْهِ الْحَقُّ سَفِيهًا أَوْ ضَعِيفًا أَوْ لَا يَسْتَطِيعُ أَنْ يُمِلَّ هُوَ فَلْيُمْلِلْ وَلِيُّهُ بِالْعَدْلِ وَاسْتَشْهِدُوا شَهِيدَيْنِ مِنْ رِجَالِكُمْ فَإِنْ لَمْ يَكُونَا رَجُلَيْنِ فَرَجُلٌ وَامْرَأَتَانِ مِمَّنْ تَرْضَوْنَ مِنَ الشُّهَدَاءِ أَنْ تَضِلَّ إِحْدَاهُمَا فَتُذَكِّرَ إِحْدَاهُمَا الْأُخْرَىٰ وَلَا يَأْبَ الشُّهَدَاءُ إِذَا مَا دُعُوا وَلَا تَسْأَمُوا أَنْ تَكْتُبُوهُ صَغِيرًا أَوْ كَبِيرًا إِلَىٰ أَجَلِهِ ذَٰلِكُمْ أَقْسَطُ عِنْدَ اللَّهِ وَأَقْوَمُ لِلشَّهَادَةِ وَأَدْنَىٰ أَلَّا تَرْتَابُوا إِلَّا أَنْ تَكُونَ تِجَارَةً حَاضِرَةً تُدِيرُونَهَا بَيْنَكُمْ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَلَّا تَكْتُبُوهَا وَأَشْهِدُوا إِذَا تَبَايَعْتُمْ وَلَا يُضَارَّ كَاتِبٌ وَلَا شَهِيدٌ وَإِنْ تَفْعَلُوا فَإِنَّهُ فُسُوقٌ بِكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ وَيُعَلِّمُكُمُ اللَّهُ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ 002:282:031
رَبَّهُrabbehuRabbi olanN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
2:283 Eğer yolculuk halinde olur da yazacak birini bulamazsanız, o takdirde, alınan rehinler yeter. Birbirinize güvenmişseniz, kendisine güvenilen kişi, emaneti ödesin; Rabb'i olan Allah'tan korksun. Tanıklığı gizlemeyin. Onu gizleyen, kalbi günaha batmış/kendi kalbine kötülük etmiş biridir. Allah, yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir.وَإِنْ كُنْتُمْ عَلَىٰ سَفَرٍ وَلَمْ تَجِدُوا كَاتِبًا فَرِهَانٌ مَقْبُوضَةٌ فَإِنْ أَمِنَ بَعْضُكُمْ بَعْضًا فَلْيُؤَدِّ الَّذِي اؤْتُمِنَ أَمَانَتَهُ وَلْيَتَّقِ اللَّهَ رَبَّهُ وَلَا تَكْتُمُوا الشَّهَادَةَ وَمَنْ يَكْتُمْهَا فَإِنَّهُ اثِمٌ قَلْبُهُ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ 002:283:020
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
2:285 Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır."امَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ امَنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ 002:285:007
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:285 Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır."امَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ امَنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ 002:285:025
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:286 Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabb'imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize!"لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلَانَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ 002:286:013
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:286 Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabb'imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize!"لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلَانَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ 002:286:020
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
2:286 Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabb'imiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın. Küfre sapanlar topluluğuna karşı yardım et bize!"لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلَانَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ 002:286:031
رَبِّنَاrabbināRabbimizN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:7 Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun yorumuna öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez.هُوَ الَّذِي أَنْزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ ايَاتٌ مُحْكَمَاتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتَابِ وَأُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَأَمَّا الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاءَ الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاءَ تَأْوِيلِهِ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلَّا اللَّهُ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ امَنَّا بِهِ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلَّا أُولُو الْأَلْبَابِ 003:007:041
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:8 Ey Rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla. Sen, yalnız sen Vahhâb'sın, bol bol bağışta bulunansın.رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ 003:008:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:9 Ey Rabbimiz! Sen Câmî'sin; insanları varlığında kuşku bulunmayan bir günde mutlaka toplayacaksın. Allah, sözünü yerine getireceği yer ve zamanı asla şaşırmaz.رَبَّنَا إِنَّكَ جَامِعُ النَّاسِ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ فِيهِ إِنَّ اللَّهَ لَا يُخْلِفُ الْمِيعَادَ 003:009:001
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
3:15 De ki: "Bu sayılanlardan daha iyisini size haber vereyim mi? Sakınıp korunanlar için, Rableri katında, altlarından nehirler akan, içinde sürekli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan bir hoşnutluk olacaktır. Allah, kulları en iyi biçimde görmektedir."قُلْ أَؤُنَبِّئُكُمْ بِخَيْرٍ مِنْ ذَٰلِكُمْ لِلَّذِينَ اتَّقَوْا عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَأَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَرِضْوَانٌ مِنَ اللَّهِ وَاللَّهُ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ 003:015:009
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:16 Kullar ki şöyle derler: "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi."الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا إِنَّنَا امَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ 003:016:003
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
3:35 Hani, İmran'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et. Kuşkusuz sen, evet sen, herşeyi duyan, herşeyi bilensin."إِذْ قَالَتِ امْرَأَتُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 003:035:005
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
3:36 Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği halde- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız olarak doğurdum ve erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum onun. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan sana sığındırıyorum."فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنْثَىٰ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالْأُنْثَىٰ وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وَإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ 003:036:004
رَبُّهَاrabbuhāRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
merfu «ها» muttasıl (bitişik) zamir
3:37 Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı: "Meryem, bu sana nereden?" Meryem de "Bu, Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır." derdi.فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنْبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِنْدَهَا رِزْقًا قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّىٰ لَكِ هَٰذَا قَالَتْ هُوَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ 003:037:002
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
3:38 Zekeriyya orada Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, demişti, katından bana tertemiz bir soy bağışla. Sen yakarışı en iyi duyansın."هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُ قَالَ رَبِّ هَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاءِ 003:038:004
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
3:38 Zekeriyya orada Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, demişti, katından bana tertemiz bir soy bağışla. Sen yakarışı en iyi duyansın."هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُ قَالَ رَبِّ هَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاءِ 003:038:006
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
3:40 Dedi ki: "Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım kısır." Allah cevap verdi: "Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar."قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَقَدْ بَلَغَنِيَ الْكِبَرُ وَامْرَأَتِي عَاقِرٌ قَالَ كَذَٰلِكَ اللَّهُ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ 003:040:002
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
3:41 Zekeriyya dedi: "Rabbim, bana bir belirti ver." Allah buyurdu: "Sana belirti şudur: "İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et."قَالَ رَبِّ اجْعَلْ لِي ايَةً قَالَ ايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ إِلَّا رَمْزًا وَاذْكُرْ رَبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ 003:041:002
رَبَّكَrabbekeRabbiniN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:41 Zekeriyya dedi: "Rabbim, bana bir belirti ver." Allah buyurdu: "Sana belirti şudur: "İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et."قَالَ رَبِّ اجْعَلْ لِي ايَةً قَالَ ايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ إِلَّا رَمْزًا وَاذْكُرْ رَبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ 003:041:016
لِرَبِّكِlirabbikiRabbineP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:43 "Ey Meryem, Rabbinin huzurunda saygıyla el bağla. Secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et."يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ 003:043:004
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
3:47 Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!" Allah cevap verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır. Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona "Ol!" der; ve o hemen oluverir."قَالَتْ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي وَلَدٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ قَالَ كَذَٰلِكِ اللَّهُ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ إِذَا قَضَىٰ أَمْرًا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ 003:047:002
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:49 Onu Beni İsrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır."وَرَسُولًا إِلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنِّي قَدْ جِئْتُكُمْ بِايَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ أَنِّي أَخْلُقُ لَكُمْ مِنَ الطِّينِ كَهَيْئَةِ الطَّيْرِ فَأَنْفُخُ فِيهِ فَيَكُونُ طَيْرًا بِإِذْنِ اللَّهِ وَأُبْرِئُ الْأَكْمَهَ وَالْأَبْرَصَ وَأُحْيِي الْمَوْتَىٰ بِإِذْنِ اللَّهِ وَأُنَبِّئُكُمْ بِمَا تَأْكُلُونَ وَمَا تَدَّخِرُونَ فِي بُيُوتِكُمْ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَايَةً لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ 003:049:010
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:50 "Tevrat'tan önümde bulunanı doğrulayıcıyım. Size haram kılınmış olanın bir kısmını size helal yapacağım. Rabbinizden bir mucize getirdim size. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin."وَمُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرَاةِ وَلِأُحِلَّ لَكُمْ بَعْضَ الَّذِي حُرِّمَ عَلَيْكُمْ وَجِئْتُكُمْ بِايَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ 003:050:016
رَبِّيrabbībenim RabbimdirN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
3:51 "Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O'na kulluk edin. İşte bu, dosdoğru bir yoldur."إِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ 003:051:003
وَرَبُّكُمْve rabbukumve sizin de RabbinizdirCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:51 "Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O'na kulluk edin. İşte bu, dosdoğru bir yoldur."إِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ 003:051:004
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:53 "Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!"رَبَّنَا امَنَّا بِمَا أَنْزَلْتَ وَاتَّبَعْنَا الرَّسُولَ فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ 003:053:001
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:60 Hak, Rabbindendir. O halde, kuşku duyanlardan olma.الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْمُمْتَرِينَ 003:060:003
أَرْبَابًاerbābentanrılarN– ismin -i hali eril çoğul belirsiz isim
mansub
3:64 De ki: "Ey Ehlikitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze gelin: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbirşeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da birbirimizi rabler edinmeyelim." Eğer yüz çevirirlerse şöyle söyle: "Tanık olun, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız."قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَىٰ كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ أَلَّا نَعْبُدَ إِلَّا اللَّهَ وَلَا نُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُولُوا اشْهَدُوا بِأَنَّا مُسْلِمُونَ 003:064:023
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:73Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidayet, Allah'ın kılavuzlamasıdır. Size verilenin benzeri bir başkasına veriliyor yahut Rabbinizin katında tartışarak size üstün gelecekler diye mi bütün bunlar?" De ki: "Lütuf Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah Vasi'dir, varlığı sürekli genişletir; Alim'dir, herşeyi en iyi şekilde bilir."وَلَا تُؤْمِنُوا إِلَّا لِمَنْ تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ الْهُدَىٰ هُدَى اللَّهِ أَنْ يُؤْتَىٰ أَحَدٌ مِثْلَ مَا أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَاجُّوكُمْ عِنْدَ رَبِّكُمْ قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ 003:073:021
رَبَّانِيِّينَrabbāniyyīneRabbe halis kullarN– ismin -i hali eril çoğul isim
mansub
3:79 Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara "Allah'ı bırakıp bana kullar olun" desin. O ancak şöyle der: "Öğrettiğiniz şu Kitap'a ve okuyup araştırdıklarınıza dayanarak benliklerini Allah'a adamış kullar/Rabbânîler olun!"مَا كَانَ لِبَشَرٍ أَنْ يُؤْتِيَهُ اللَّهُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ ثُمَّ يَقُولَ لِلنَّاسِ كُونُوا عِبَادًا لِي مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلَٰكِنْ كُونُوا رَبَّانِيِّينَ بِمَا كُنْتُمْ تُعَلِّمُونَ الْكِتَابَ وَبِمَا كُنْتُمْ تَدْرُسُونَ 003:079:021
أَرْبَابًاerbābentanrılarN– ismin -i hali eril çoğul belirsiz isim
mansub
3:80 Ve size melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi de emretmez. Siz, müslümanlar haline geldikten sonra inkârı mı emreder size?وَلَا يَأْمُرَكُمْ أَنْ تَتَّخِذُوا الْمَلَائِكَةَ وَالنَّبِيِّينَ أَرْبَابًا أَيَأْمُرُكُمْ بِالْكُفْرِ بَعْدَ إِذْ أَنْتُمْ مُسْلِمُونَ 003:080:007
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
3:84 De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız."قُلْ امَنَّا بِاللَّهِ وَمَا أُنْزِلَ عَلَيْنَا وَمَا أُنْزِلَ عَلَىٰ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَالْأَسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَالنَّبِيُّونَ مِنْ رَبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ 003:084:021
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:124 O sırada sen, müminlere şöyle diyordun: "Rabbinizin, indirilmiş üçbin melekle destek vermesi, size yetmiyor mu?"إِذْ تَقُولُ لِلْمُؤْمِنِينَ أَلَنْ يَكْفِيَكُمْ أَنْ يُمِدَّكُمْ رَبُّكُمْ بِثَلَاثَةِ الَافٍ مِنَ الْمَلَائِكَةِ مُنْزَلِينَ 003:124:008
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:125 İş, sanıldığı gibi değildir. Onlar, hemen şu anda üstünüze gelseler bile, eğer siz sabreder ve korunursanız, Rabbiniz sizi, üzerlerine nişan vurulmuş beş bin melekle destekler.بَلَىٰ إِنْ تَصْبِرُوا وَتَتَّقُوا وَيَأْتُوكُمْ مِنْ فَوْرِهِمْ هَٰذَا يُمْدِدْكُمْ رَبُّكُمْ بِخَمْسَةِ الَافٍ مِنَ الْمَلَائِكَةِ مُسَوِّمِينَ 003:125:010
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:133 Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni göklerle yer kadar olan cennete doğru yarışır gibi koşuşun. O, takva sahipleri için hazırlanmıştır.وَسَارِعُوا إِلَىٰ مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ 003:133:005
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
3:136 İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir!أُولَٰئِكَ جَزَاؤُهُمْ مَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ 003:136:005
رِبِّيُّونَribbiyyūneRabbani (erenler)N– yalın hal eril çoğul isim
merfu
3:146 Nice peygamber, beraberinde kendisini Rabb'e adayan birçok kişi bulunduğu halde savaşmıştır. Onlar, Allah yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden gevşememiş, zayıflık göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri sever.وَكَأَيِّنْ مِنْ نَبِيٍّ قَاتَلَ مَعَهُ رِبِّيُّونَ كَثِيرٌ فَمَا وَهَنُوا لِمَا أَصَابَهُمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَمَا ضَعُفُوا وَمَا اسْتَكَانُوا وَاللَّهُ يُحِبُّ الصَّابِرِينَ 003:146:006
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:147 Sözleri yalnız şu olmuştur: "Ey Rabbimiz! Bağışla bizim günahlarımızı, affet işlerimizdeki taşkınlığımızı, sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize küfre sapan topluma karşı!"وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ إِلَّا أَنْ قَالُوا رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ 003:147:007
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
3:169 Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar.وَلَا تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَمْوَاتًا بَلْ أَحْيَاءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ 003:169:012
رَبَّنَاrabbenāRabbimiz (derler)N– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:191 Aklı ve gönlü işletenler o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin. Ateş azabından koru bizi."الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَٰذَا بَاطِلًا سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ 003:191:013
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:192 "Ey Rabbimiz! Sen birini ateşe soktun mu onu tam rezil etmişsindir. Zalimlerin, yardımcıları olmayacaktır."رَبَّنَا إِنَّكَ مَنْ تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ 003:192:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:193 "Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."رَبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلْإِيمَانِ أَنْ امِنُوا بِرَبِّكُمْ فَامَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْأَبْرَارِ 003:193:001
بِرَبِّكُمْbirabbikumRabbinizeP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
3:193 "Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."رَبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلْإِيمَانِ أَنْ امِنُوا بِرَبِّكُمْ فَامَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْأَبْرَارِ 003:193:009
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:193 "Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."رَبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلْإِيمَانِ أَنْ امِنُوا بِرَبِّكُمْ فَامَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْأَبْرَارِ 003:193:011
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
3:194 "Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen, vaadine asla ters düşmezsin."رَبَّنَا وَاتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلَىٰ رُسُلِكَ وَلَا تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ 003:194:001
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
3:195 Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli.فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ أَنِّي لَا أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍ فَالَّذِينَ هَاجَرُوا وَأُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَأُوذُوا فِي سَبِيلِي وَقَاتَلُوا وَقُتِلُوا لَأُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَأُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ثَوَابًا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَاللَّهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ 003:195:003
رَبَّهُمْrabbehumRablerindenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
3:198 Ama Rablerinden korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler var. Allah katından bir konukseverlikle sürekli kalıcıdırlar orada. Allah katındaki ödüller iyiler için daha hayırlıdır.لَٰكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نُزُلًا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ لِلْأَبْرَارِ 003:198:004
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
3:199 Ehlikitap'tan öyleleri var ki, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene inanırlar. Allah karşısında ürperirler; Allah'ın ayetlerini basit bir ücret karşılığı satmazlar. İşte bunlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır. Allah, hesabı, çabucak görüverir.وَإِنَّ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَمَنْ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِمْ خَاشِعِينَ لِلَّهِ لَا يَشْتَرُونَ بِايَاتِ اللَّهِ ثَمَنًا قَلِيلًا أُولَٰئِكَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ 003:199:026
رَبَّكُمُrabbekumuRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
4:1 Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb'dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir.يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثِيرًا وَنِسَاءً وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي تَسَاءَلُونَ بِهِ وَالْأَرْحَامَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا 004:001:005
وَرَبَائِبُكُمُve rabāibukumuüvey kızlarınızCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril çoğul isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
4:23 Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir.حُرِّمَتْ عَلَيْكُمْ أُمَّهَاتُكُمْ وَبَنَاتُكُمْ وَأَخَوَاتُكُمْ وَعَمَّاتُكُمْ وَخَالَاتُكُمْ وَبَنَاتُ الْأَخِ وَبَنَاتُ الْأُخْتِ وَأُمَّهَاتُكُمُ اللَّاتِي أَرْضَعْنَكُمْ وَأَخَوَاتُكُمْ مِنَ الرَّضَاعَةِ وَأُمَّهَاتُ نِسَائِكُمْ وَرَبَائِبُكُمُ اللَّاتِي فِي حُجُورِكُمْ مِنْ نِسَائِكُمُ اللَّاتِي دَخَلْتُمْ بِهِنَّ فَإِنْ لَمْ تَكُونُوا دَخَلْتُمْ بِهِنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ وَحَلَائِلُ أَبْنَائِكُمُ الَّذِينَ مِنْ أَصْلَابِكُمْ وَأَنْ تَجْمَعُوا بَيْنَ الْأُخْتَيْنِ إِلَّا مَا قَدْ سَلَفَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ غَفُورًا رَحِيمًا 004:023:020
وَرَبِّكَverabbikeRabin hakkı içinP– önekli edat wa (yemin)
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
4:65 Hayır, Rabbine yemin olsun ki iş, onların sandığı gibi değil. Onlar, aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman etmiş olamazlar.فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّىٰ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا 004:065:002
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
4:75 Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz!وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا 004:075:015
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
4:77 Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız."أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّوا أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَاتُوا الزَّكَاةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللَّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُوا رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا الْقِتَالَ لَوْلَا أَخَّرْتَنَا إِلَىٰ أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَاعُ الدُّنْيَا قَلِيلٌ وَالْاخِرَةُ خَيْرٌ لِمَنِ اتَّقَىٰ وَلَا تُظْلَمُونَ فَتِيلًا 004:077:028
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
4:170 Ey insanlar! Resul size Rabbinizden hakkı getirdi; artık inanın ona ki hayrınıza olsun. Nankörlük ederseniz göklerdekiler de yerdekiler de Allah'ındır. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمُ الرَّسُولُ بِالْحَقِّ مِنْ رَبِّكُمْ فَامِنُوا خَيْرًا لَكُمْ وَإِنْ تَكْفُرُوا فَإِنَّ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا 004:170:009
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizdenN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
4:174 Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, herşeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik.يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمْ بُرْهَانٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَأَنْزَلْنَا إِلَيْكُمْ نُورًا مُبِينًا 004:174:008
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
5:2 Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا لَا تُحِلُّوا شَعَائِرَ اللَّهِ وَلَا الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلَا الْهَدْيَ وَلَا الْقَلَائِدَ وَلَا امِّينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنْ رَبِّهِمْ وَرِضْوَانًا وَإِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُوا وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَانُ قَوْمٍ أَنْ صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَنْ تَعْتَدُوا وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَىٰ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ 005:002:023
وَرَبُّكَve rabbukeve RabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:24 Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Hadi sen git, Rabbin'le birlikte savaşın. Biz şuracıkta oturacağız."قَالُوا يَا مُوسَىٰ إِنَّا لَنْ نَدْخُلَهَا أَبَدًا مَا دَامُوا فِيهَا فَاذْهَبْ أَنْتَ وَرَبُّكَ فَقَاتِلَا إِنَّا هَاهُنَا قَاعِدُونَ 005:024:013
رَبِّrabbiYa RabbiN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
5:25 Şöyle yakardı Mûsa: "Rabbim! Nefsimle kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık sapıklar topluluğu ile bizim aramızı ayır."قَالَ رَبِّ إِنِّي لَا أَمْلِكُ إِلَّا نَفْسِي وَأَخِي فَافْرُقْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ الْقَوْمِ الْفَاسِقِينَ 005:025:002
رَبَّrabbeRabbiN– ismin -i hali eril isim
mansub
5:28 Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım."لَئِنْ بَسَطْتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنِي مَا أَنَا بِبَاسِطٍ يَدِيَ إِلَيْكَ لِأَقْتُلَكَ إِنِّي أَخَافُ اللَّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ 005:028:015
وَالرَّبَّانِيُّونَve rrabbāniyyūneve RabbanilereCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril çoğul isim
atıf vavı
merfu
5:44 Biz indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele kılavuz var onda, ışık var. Allah'a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hakemlik yaparlardı. Kendini Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş olanlar da Allah'ın Kitabı'ndan korumakla görevli olduklarıyla hükmederlerdi. Zaten onlar Allah'ın Kitabı'na tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir.إِنَّا أَنْزَلْنَا التَّوْرَاةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذِينَ أَسْلَمُوا لِلَّذِينَ هَادُوا وَالرَّبَّانِيُّونَ وَالْأَحْبَارُ بِمَا اسْتُحْفِظُوا مِنْ كِتَابِ اللَّهِ وَكَانُوا عَلَيْهِ شُهَدَاءَ فَلَا تَخْشَوُا النَّاسَ وَاخْشَوْنِ وَلَا تَشْتَرُوا بِايَاتِي ثَمَنًا قَلِيلًا وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ 005:044:014
الرَّبَّانِيُّونَr-rabbāniyyūneRabbanilerinN– yalın hal eril çoğul isim
merfu
5:63 Ruhbanları ve hahamları onları, günah oluşturan sözlerinden, haram yemekten alıkoysalardı olmaz mıydı? Ne kötüdür onların sınaat/teknoloji olarak üretmekte oldukları.لَوْلَا يَنْهَاهُمُ الرَّبَّانِيُّونَ وَالْأَحْبَارُ عَنْ قَوْلِهِمُ الْإِثْمَ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَصْنَعُونَ 005:063:003
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:64 Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللَّهِ مَغْلُولَةٌ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُوا بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَاءُ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ كُلَّمَا أَوْقَدُوا نَارًا لِلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا اللَّهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ 005:064:024
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
5:66 Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve kendilerine indirilmiş olanı gerektiği şekilde uygulasalardı elbetteki hem üstlerinden hem ayaklarının altından rızıklanacaklardı. İçlerinde orta yolu izleyen bir topluluk var. Ama onların çoğunluğunun yapmakta olduğu ne kadar da kötü!وَلَوْ أَنَّهُمْ أَقَامُوا التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِمْ مِنْ رَبِّهِمْ لَأَكَلُوا مِنْ فَوْقِهِمْ وَمِنْ تَحْتِ أَرْجُلِهِمْ مِنْهُمْ أُمَّةٌ مُقْتَصِدَةٌ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ سَاءَ مَا يَعْمَلُونَ 005:066:010
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:67 Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ وَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ وَاللَّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ 005:067:009
رَبِّكُمْrabbikumRabbi'niz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:68 De ki: "Ey Ehlikitap! Siz, Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni tam uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz." Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun küfür ve azlığını elbette artıracaktır. Küfre batan topluluk için tasalanma artık.قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لَسْتُمْ عَلَىٰ شَيْءٍ حَتَّىٰ تُقِيمُوا التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا فَلَا تَأْسَ عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ 005:068:016
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:68 De ki: "Ey Ehlikitap! Siz, Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni tam uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz." Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun küfür ve azlığını elbette artıracaktır. Küfre batan topluluk için tasalanma artık.قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لَسْتُمْ عَلَىٰ شَيْءٍ حَتَّىٰ تُقِيمُوا التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا فَلَا تَأْسَ عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ 005:068:024
رَبِّيrabbībenim RabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub ya muttasıl (bitişik) zamir
5:72 Yemin olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır."لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ وَقَالَ الْمَسِيحُ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اعْبُدُوا اللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ إِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوَاهُ النَّارُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ 005:072:018
وَرَبَّكُمْve rabbekumve sizin Rabbiniz olanCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:72 Yemin olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır."لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ وَقَالَ الْمَسِيحُ يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اعْبُدُوا اللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ إِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوَاهُ النَّارُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ 005:072:019
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
5:83 Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet."وَإِذَا سَمِعُوا مَا أُنْزِلَ إِلَى الرَّسُولِ تَرَىٰ أَعْيُنَهُمْ تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ مِمَّا عَرَفُوا مِنَ الْحَقِّ يَقُولُونَ رَبَّنَا امَنَّا فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ 005:083:017
رَبُّنَاrabbunāRabbimizinN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
5:84 "Rabbimizin bizi barışseverler arasına koymasını umup dururken, Allah'a ve Hak'tan bize gelene neden inanmayacakmışız?"وَمَا لَنَا لَا نُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَمَا جَاءَنَا مِنَ الْحَقِّ وَنَطْمَعُ أَنْ يُدْخِلَنَا رَبُّنَا مَعَ الْقَوْمِ الصَّالِحِينَ 005:084:013
رَبُّكَrabbukeRabbininN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:112 Havariler demişlerdi ki: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" İsa dedi ki: "Eğer müminlerseniz Allah'tan sakının!"إِذْ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ يَا عِيسَىٰ ابْنَ مَرْيَمَ هَلْ يَسْتَطِيعُ رَبُّكَ أَنْ يُنَزِّلَ عَلَيْنَا مَائِدَةً مِنَ السَّمَاءِ قَالَ اتَّقُوا اللَّهَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ 005:112:010
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
5:114 Meryem oğlu İsa şöyle yakardı: "Allahım, ey Rabbimiz! Üzerimize gökten bir sofra indir de bizim hem öncekilerimize hem sonrakilerimize bir bayram olsun, senden bir mucize olsun. Rızıklandır bizi! Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!"قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا أَنْزِلْ عَلَيْنَا مَائِدَةً مِنَ السَّمَاءِ تَكُونُ لَنَا عِيدًا لِأَوَّلِنَا وَاخِرِنَا وَايَةً مِنْكَ وَارْزُقْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ 005:114:006
رَبِّيrabbībenim RabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub ya muttasıl (bitişik) zamir
5:117 "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın."مَا قُلْتُ لَهُمْ إِلَّا مَا أَمَرْتَنِي بِهِ أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ وَكُنْتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَا دُمْتُ فِيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِي كُنْتَ أَنْتَ الرَّقِيبَ عَلَيْهِمْ وَأَنْتَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ 005:117:011
وَرَبَّكُمْve rabbekumve sizin Rabbiniz olanCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:117 "Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehîdsin, bir tanıksın."مَا قُلْتُ لَهُمْ إِلَّا مَا أَمَرْتَنِي بِهِ أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ رَبِّي وَرَبَّكُمْ وَكُنْتُ عَلَيْهِمْ شَهِيدًا مَا دُمْتُ فِيهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَنِي كُنْتَ أَنْتَ الرَّقِيبَ عَلَيْهِمْ وَأَنْتَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ 005:117:012
بِرَبِّهِمْbirabbihimRablerineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
6:1 Hamt Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar.الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ 006:001:013
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
6:4 Onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelir gelmez, ondan hemen yüz çeviriyorlardı.وَمَا تَأْتِيهِمْ مِنْ ايَةٍ مِنْ ايَاتِ رَبِّهِمْ إِلَّا كَانُوا عَنْهَا مُعْرِضِينَ 006:004:007
رَبِّيrabbīRabbimeN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub ya muttasıl (bitişik) zamir
6:15 Şunu da söyle: "Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım ben."قُلْ إِنِّي أَخَافُ إِنْ عَصَيْتُ رَبِّي عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ 006:015:006
رَبِّنَاrabbināRabbimizN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
6:23 Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: "Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik."ثُمَّ لَمْ تَكُنْ فِتْنَتُهُمْ إِلَّا أَنْ قَالُوا وَاللَّهِ رَبِّنَا مَا كُنَّا مُشْرِكِينَ 006:023:009
رَبِّنَاrabbināRabbimizinN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
6:27 Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: "Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden oluversek."وَلَوْ تَرَىٰ إِذْ وُقِفُوا عَلَى النَّارِ فَقَالُوا يَا لَيْتَنِي نُرَدُّ وَلَا نُكَذِّبَ بِايَاتِ رَبِّنَا وَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ 006:027:014
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
6:30 Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: "Gerçek değil miymiş bu?" Dediler: "Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş." Dedi: "O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı."وَلَوْ تَرَىٰ إِذْ وُقِفُوا عَلَىٰ رَبِّهِمْ قَالَ أَلَيْسَ هَٰذَا بِالْحَقِّ قَالُوا بَلَىٰ وَرَبِّنَا قَالَ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ 006:030:006
وَرَبِّنَاverabbināRabbimiz hakkı içinP– önekli edat wa (yemin)
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
car mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
6:30 Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: "Gerçek değil miymiş bu?" Dediler: "Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş." Dedi: "O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı."وَلَوْ تَرَىٰ إِذْ وُقِفُوا عَلَىٰ رَبِّهِمْ قَالَ أَلَيْسَ هَٰذَا بِالْحَقِّ قَالُوا بَلَىٰ وَرَبِّنَا قَالَ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ 006:030:013
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
6:37 Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Kuşkusuz, Allah bir mucize indirmeye Kaadir'dir. Fakat çokları bilmiyorlar."وَقَالُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ ايَةٌ مِنْ رَبِّهِ قُلْ إِنَّ اللَّهَ قَادِرٌ عَلَىٰ أَنْ يُنَزِّلَ ايَةً وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ 006:037:007
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
6:38 Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi birşeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler.وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا طَائِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلَّا أُمَمٌ أَمْثَالُكُمْ مَا فَرَّطْنَا فِي الْكِتَابِ مِنْ شَيْءٍ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ 006:038:021
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
6:45 Böylece, zulme saplanan topluluğun kökü kesilmişti; hamt olsun âlemlerin Rabbi'ne!فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذِينَ ظَلَمُوا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 006:045:008
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
6:51 Rablerinin huzurunda haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların O'ndan başka ne bir dostu vardır ne de şefaatçısı.وَأَنْذِرْ بِهِ الَّذِينَ يَخَافُونَ أَنْ يُحْشَرُوا إِلَىٰ رَبِّهِمْ لَيْسَ لَهُمْ مِنْ دُونِهِ وَلِيٌّ وَلَا شَفِيعٌ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ 006:051:008
رَبَّهُمْrabbehumRablerineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
6:52 Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.وَلَا تَطْرُدِ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِمْ مِنْ شَيْءٍ وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِمْ مِنْ شَيْءٍ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ الظَّالِمِينَ 006:052:005
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:54 Ayetlerimize iman edenler sana geldiğinde şöyle söyle: "Selam size! Rabbiniz, benliği üzerine rahmeti yazmıştır. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük işler de ardından tövbe edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok merhametlidir."وَإِذَا جَاءَكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِايَاتِنَا فَقُلْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَىٰ نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ أَنَّهُ مَنْ عَمِلَ مِنْكُمْ سُوءًا بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابَ مِنْ بَعْدِهِ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ 006:054:010
رَبِّيrabbīRabbim-N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
6:57 De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur."قُلْ إِنِّي عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّي وَكَذَّبْتُمْ بِهِ مَا عِنْدِي مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِهِ إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ يَقُصُّ الْحَقَّ وَهُوَ خَيْرُ الْفَاصِلِينَ 006:057:006
لِرَبِّlirabbiRabbineP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
car mecrur
6:71 De ki: "Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi döndürelim? O kişi gibi, şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, "Bize gel!" diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır." De ki: "Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz."قُلْ أَنَدْعُو مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنْفَعُنَا وَلَا يَضُرُّنَا وَنُرَدُّ عَلَىٰ أَعْقَابِنَا بَعْدَ إِذْ هَدَانَا اللَّهُ كَالَّذِي اسْتَهْوَتْهُ الشَّيَاطِينُ فِي الْأَرْضِ حَيْرَانَ لَهُ أَصْحَابٌ يَدْعُونَهُ إِلَى الْهُدَى ائْتِنَا قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَىٰ وَأُمِرْنَا لِنُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ 006:071:038
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
6:76 Gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de "İşte Rabbim bu!" dedi. Yıldız battığında ise "Batıp gidenleri sevmem!" diye konuştu.فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ اللَّيْلُ رَأَىٰ كَوْكَبًا قَالَ هَٰذَا رَبِّي فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لَا أُحِبُّ الْافِلِينَ 006:076:009
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
6:77 Ay'ı doğar halde görünce, "Rabbim bu!" dedi. O batınca da şöyle konuştu: "Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum."فَلَمَّا رَأَى الْقَمَرَ بَازِغًا قَالَ هَٰذَا رَبِّي فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لَئِنْ لَمْ يَهْدِنِي رَبِّي لَأَكُونَنَّ مِنَ الْقَوْمِ الضَّالِّينَ 006:077:007
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
6:77 Ay'ı doğar halde görünce, "Rabbim bu!" dedi. O batınca da şöyle konuştu: "Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum."فَلَمَّا رَأَى الْقَمَرَ بَازِغًا قَالَ هَٰذَا رَبِّي فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لَئِنْ لَمْ يَهْدِنِي رَبِّي لَأَكُونَنَّ مِنَ الْقَوْمِ الضَّالِّينَ 006:077:014
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
6:78 Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben."فَلَمَّا رَأَى الشَّمْسَ بَازِغَةً قَالَ هَٰذَا رَبِّي هَٰذَا أَكْبَرُ فَلَمَّا أَفَلَتْ قَالَ يَا قَوْمِ إِنِّي بَرِيءٌ مِمَّا تُشْرِكُونَ 006:078:007
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
6:80 Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?"وَحَاجَّهُ قَوْمُهُ قَالَ أَتُحَاجُّونِّي فِي اللَّهِ وَقَدْ هَدَانِ وَلَا أَخَافُ مَا تُشْرِكُونَ بِهِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ رَبِّي شَيْئًا وَسِعَ رَبِّي كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ 006:080:017
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
6:80 Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?"وَحَاجَّهُ قَوْمُهُ قَالَ أَتُحَاجُّونِّي فِي اللَّهِ وَقَدْ هَدَانِ وَلَا أَخَافُ مَا تُشْرِكُونَ بِهِ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ رَبِّي شَيْئًا وَسِعَ رَبِّي كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ 006:080:020
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:83 İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz. Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.وَتِلْكَ حُجَّتُنَا اتَيْنَاهَا إِبْرَاهِيمَ عَلَىٰ قَوْمِهِ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَاءُ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ 006:083:012
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:102 Rabbiniz Allah işte budur! İlah yok O'ndan başka. Her şeyin yaratıcısıdır, Haalik'tir O. O'na kulluk/ibadet edin! O her şeye Vekîl'dir.ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ فَاعْبُدُوهُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ 006:102:003
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:104 Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.قَدْ جَاءَكُمْ بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ أَبْصَرَ فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَا وَمَا أَنَا عَلَيْكُمْ بِحَفِيظٍ 006:104:005
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:106 Rabbinden sana vahyedilene uy! O'ndan başka ilah yoktur. Müşriklerden yüz çevir!اتَّبِعْ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ وَأَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِكِينَ 006:106:006
رَبِّهِمْrabbihimRablerinedirN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
6:108 Onların Allah dışında dua ettiklerine/çağrıda bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir.وَلَا تَسُبُّوا الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَسُبُّوا اللَّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ مَرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ 006:108:020
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:112 İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar;وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا شَيَاطِينَ الْإِنْسِ وَالْجِنِّ يُوحِي بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًا وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ 006:112:018
رَبِّكَrabbikeRabbinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:114 Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.أَفَغَيْرَ اللَّهِ أَبْتَغِي حَكَمًا وَهُوَ الَّذِي أَنْزَلَ إِلَيْكُمُ الْكِتَابَ مُفَصَّلًا وَالَّذِينَ اتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْلَمُونَ أَنَّهُ مُنَزَّلٌ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ 006:114:018
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
6:115 Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلًا لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 006:115:003
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:117 Kendi yolundan kimin saptığını en iyi senin Rabbin bilir. Hidayete ermiş olanları en iyi bilen de O'dur.إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ مَنْ يَضِلُّ عَنْ سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ 006:117:002
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:119 Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir.وَمَا لَكُمْ أَلَّا تَأْكُلُوا مِمَّا ذُكِرَ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ وَقَدْ فَصَّلَ لَكُمْ مَا حَرَّمَ عَلَيْكُمْ إِلَّا مَا اضْطُرِرْتُمْ إِلَيْهِ وَإِنَّ كَثِيرًا لَيُضِلُّونَ بِأَهْوَائِهِمْ بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِالْمُعْتَدِينَ 006:119:027
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
6:126 Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık.وَهَٰذَا صِرَاطُ رَبِّكَ مُسْتَقِيمًا قَدْ فَصَّلْنَا الْايَاتِ لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ 006:126:003
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
6:127 Rableri katındaki huzur ve esenlik yurdu onlarındır. İşler oldukları ameller yüzünden O, onların Velî'si oluvermiştir.لَهُمْ دَارُ السَّلَامِ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَهُوَ وَلِيُّهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ 006:127:005
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
6:128 Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barınağınız ateştir. Dilediğim zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَمِيعًا يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ اسْتَكْثَرْتُمْ مِنَ الْإِنْسِ وَقَالَ أَوْلِيَاؤُهُمْ مِنَ الْإِنْسِ رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَا أَجَلَنَا الَّذِي أَجَّلْتَ لَنَا قَالَ النَّارُ مَثْوَاكُمْ خَالِدِينَ فِيهَا إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ 006:128:015
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:128 Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barınağınız ateştir. Dilediğim zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَمِيعًا يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ اسْتَكْثَرْتُمْ مِنَ الْإِنْسِ وَقَالَ أَوْلِيَاؤُهُمْ مِنَ الْإِنْسِ رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَا أَجَلَنَا الَّذِي أَجَّلْتَ لَنَا قَالَ النَّارُ مَثْوَاكُمْ خَالِدِينَ فِيهَا إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ 006:128:034
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:131 Sebep şudur: Rabbin, halkı habersiz bir haldeyken kentleri helâk edici değildir.ذَٰلِكَ أَنْ لَمْ يَكُنْ رَبُّكَ مُهْلِكَ الْقُرَىٰ بِظُلْمٍ وَأَهْلُهَا غَافِلُونَ 006:131:005
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
6:132 Her birinin, yapıp ettiklerinden kaynaklanan dereceleri vardır. Rabbin onların işlediklerinden gafil değildir.وَلِكُلٍّ دَرَجَاتٌ مِمَّا عَمِلُوا وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا يَعْمَلُونَ 006:132:006
وَرَبُّكَve rabbukeve RabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:133 Senin o Ganî Rabbin rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi bir başka topluluğun soyundan vücuda getirdiği gibi, ardınızdan da dilediğini sizin yerinize getirir.وَرَبُّكَ الْغَنِيُّ ذُو الرَّحْمَةِ إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَسْتَخْلِفْ مِنْ بَعْدِكُمْ مَا يَشَاءُ كَمَا أَنْشَأَكُمْ مِنْ ذُرِّيَّةِ قَوْمٍ اخَرِينَ 006:133:001
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:145 De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar." Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.قُلْ لَا أَجِدُ فِي مَا أُوحِيَ إِلَيَّ مُحَرَّمًا عَلَىٰ طَاعِمٍ يَطْعَمُهُ إِلَّا أَنْ يَكُونَ مَيْتَةً أَوْ دَمًا مَسْفُوحًا أَوْ لَحْمَ خِنْزِيرٍ فَإِنَّهُ رِجْسٌ أَوْ فِسْقًا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَإِنَّ رَبَّكَ غَفُورٌ رَحِيمٌ 006:145:037
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:147 Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: "Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, O'nun azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz."فَإِنْ كَذَّبُوكَ فَقُلْ رَبُّكُمْ ذُو رَحْمَةٍ وَاسِعَةٍ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُهُ عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ 006:147:004
بِرَبِّهِمْbirabbihimRablerineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
6:150 Şunu da söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.قُلْ هَلُمَّ شُهَدَاءَكُمُ الَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ اللَّهَ حَرَّمَ هَٰذَا فَإِنْ شَهِدُوا فَلَا تَشْهَدْ مَعَهُمْ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِايَاتِنَا وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاخِرَةِ وَهُمْ بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ 006:150:026
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:151 De ki onlara: "Hadi gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım: Hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın. Ana-babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; biz sizi de onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah'ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz."قُلْ تَعَالَوْا أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلَّا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَلَا تَقْتُلُوا أَوْلَادَكُمْ مِنْ إِمْلَاقٍ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ ذَٰلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ 006:151:006
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
6:154 Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler.ثُمَّ اتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ تَمَامًا عَلَى الَّذِي أَحْسَنَ وَتَفْصِيلًا لِكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لَعَلَّهُمْ بِلِقَاءِ رَبِّهِمْ يُؤْمِنُونَ 006:154:016
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:157 Şunu da söylemelisiniz: "Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk." Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerimize sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağız.أَوْ تَقُولُوا لَوْ أَنَّا أُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّا أَهْدَىٰ مِنْهُمْ فَقَدْ جَاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِايَاتِ اللَّهِ وَصَدَفَ عَنْهَا سَنَجْزِي الَّذِينَ يَصْدِفُونَ عَنْ ايَاتِنَا سُوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ 006:157:015
رَبُّكَrabbukeRabbininN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:158 Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa Rabbinin bazı mucizelerinin gelmesini mi? Rabbinin bazı mucizeleri geldiği gün, daha önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır sahibi olamamış kişiye imanı hiçbir yarar sağlamayacaktır. De ki: "Bekleyin! Doğrusu biz de bekliyoruz."هَلْ يَنْظُرُونَ إِلَّا أَنْ تَأْتِيَهُمُ الْمَلَائِكَةُ أَوْ يَأْتِيَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِيَ بَعْضُ ايَاتِ رَبِّكَ يَوْمَ يَأْتِي بَعْضُ ايَاتِ رَبِّكَ لَا يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ امَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِي إِيمَانِهَا خَيْرًا قُلِ انْتَظِرُوا إِنَّا مُنْتَظِرُونَ 006:158:009
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
6:158 Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa Rabbinin bazı mucizelerinin gelmesini mi? Rabbinin bazı mucizeleri geldiği gün, daha önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır sahibi olamamış kişiye imanı hiçbir yarar sağlamayacaktır. De ki: "Bekleyin! Doğrusu biz de bekliyoruz."هَلْ يَنْظُرُونَ إِلَّا أَنْ تَأْتِيَهُمُ الْمَلَائِكَةُ أَوْ يَأْتِيَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِيَ بَعْضُ ايَاتِ رَبِّكَ يَوْمَ يَأْتِي بَعْضُ ايَاتِ رَبِّكَ لَا يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ امَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِي إِيمَانِهَا خَيْرًا قُلِ انْتَظِرُوا إِنَّا مُنْتَظِرُونَ 006:158:014
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
6:158 Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa Rabbinin bazı mucizelerinin gelmesini mi? Rabbinin bazı mucizeleri geldiği gün, daha önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır sahibi olamamış kişiye imanı hiçbir yarar sağlamayacaktır. De ki: "Bekleyin! Doğrusu biz de bekliyoruz."هَلْ يَنْظُرُونَ إِلَّا أَنْ تَأْتِيَهُمُ الْمَلَائِكَةُ أَوْ يَأْتِيَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِيَ بَعْضُ ايَاتِ رَبِّكَ يَوْمَ يَأْتِي بَعْضُ ايَاتِ رَبِّكَ لَا يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ امَنَتْ مِنْ قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِي إِيمَانِهَا خَيْرًا قُلِ انْتَظِرُوا إِنَّا مُنْتَظِرُونَ 006:158:019
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
6:161 De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o."قُلْ إِنَّنِي هَدَانِي رَبِّي إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ دِينًا قِيَمًا مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ 006:161:004
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
6:162 De ki: "Benim namazım, kulluğum/bağışım, hayatım, ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir."قُلْ إِنَّ صَلَاتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 006:162:008
رَبًّاrabbenRabN– ismin -i hali eril belirsiz isim
mansub
6:164 Şunu da söyle: "Allah herşeyin Rabbi iken O'ndan başka rab mı arayayım? Her benliğin kazandığı kendi üstünde kalır. Hiçbir günahkâr, bir başka günahkârın yükünü taşımaz. Nihayet dönüşünüz Rabbinizedir. Tartışmaya girdiğiniz şeyleri O size haber verecektir."قُلْ أَغَيْرَ اللَّهِ أَبْغِي رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيْءٍ وَلَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ إِلَّا عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ 006:164:005
رَبُّrabbuRabbi ikenN– yalın hal eril isim
merfu
6:164 Şunu da söyle: "Allah herşeyin Rabbi iken O'ndan başka rab mı arayayım? Her benliğin kazandığı kendi üstünde kalır. Hiçbir günahkâr, bir başka günahkârın yükünü taşımaz. Nihayet dönüşünüz Rabbinizedir. Tartışmaya girdiğiniz şeyleri O size haber verecektir."قُلْ أَغَيْرَ اللَّهِ أَبْغِي رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيْءٍ وَلَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ إِلَّا عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ 006:164:007
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizedirN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:164 Şunu da söyle: "Allah herşeyin Rabbi iken O'ndan başka rab mı arayayım? Her benliğin kazandığı kendi üstünde kalır. Hiçbir günahkâr, bir başka günahkârın yükünü taşımaz. Nihayet dönüşünüz Rabbinizedir. Tartışmaya girdiğiniz şeyleri O size haber verecektir."قُلْ أَغَيْرَ اللَّهِ أَبْغِي رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيْءٍ وَلَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ إِلَّا عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ 006:164:023
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:165 Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O'dur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok süratli verir. Ama O, gerçekten çok affedici, çok merhametlidir.وَهُوَ الَّذِي جَعَلَكُمْ خَلَائِفَ الْأَرْضِ وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَبْلُوَكُمْ فِي مَا اتَاكُمْ إِنَّ رَبَّكَ سَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّهُ لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 006:165:016
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:3 Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!اتَّبِعُوا مَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُوا مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ قَلِيلًا مَا تَذَكَّرُونَ 007:003:006
رَبُّكُمَاrabbukumāRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:20 Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir."فَوَسْوَسَ لَهُمَا الشَّيْطَانُ لِيُبْدِيَ لَهُمَا مَا وُورِيَ عَنْهُمَا مِنْ سَوْاتِهِمَا وَقَالَ مَا نَهَاكُمَا رَبُّكُمَا عَنْ هَٰذِهِ الشَّجَرَةِ إِلَّا أَنْ تَكُونَا مَلَكَيْنِ أَوْ تَكُونَا مِنَ الْخَالِدِينَ 007:020:014
رَبُّهُمَاrabbuhumāRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs ikil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
7:22 Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?"فَدَلَّاهُمَا بِغُرُورٍ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَرَةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْاتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ وَنَادَاهُمَا رَبُّهُمَا أَلَمْ أَنْهَكُمَا عَنْ تِلْكُمَا الشَّجَرَةِ وَأَقُلْ لَكُمَا إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمَا عَدُوٌّ مُبِينٌ 007:022:016
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:23 "Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız."قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ 007:023:002
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
7:29 Şunu da söyle: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz."قُلْ أَمَرَ رَبِّي بِالْقِسْطِ وَأَقِيمُوا وُجُوهَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَادْعُوهُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ كَمَا بَدَأَكُمْ تَعُودُونَ 007:029:003
رَبِّيَrabbiyeRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
7:33 De ki: "Rabbim, ancak şunları haram kıldı: İğrençlikleri -görünenini, gizli olanını- günahı, haksız yere saldırmayı, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmayı, bir de Allah hakkında bilmediğiniz şeyler söylemeyi."قُلْ إِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّيَ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَالْإِثْمَ وَالْبَغْيَ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَأَنْ تُشْرِكُوا بِاللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا وَأَنْ تَقُولُوا عَلَى اللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ 007:033:004
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:38 Allah buyurdu: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla içiçe, girin bakalım ateşe." Her ümmet girdiğinde, yoldaşına/kızkardeşine lanet eder. Nihayet, hepsi orada bir araya gelince, sonrakiler öncekiler için şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bunlar saptırdılar. Ateş azabını bunlara bir kat daha fazla ver." Allah buyurur: "Her biri için bir kat fazlası var, fakat siz bilmezsiniz."قَالَ ادْخُلُوا فِي أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ فِي النَّارِ كُلَّمَا دَخَلَتْ أُمَّةٌ لَعَنَتْ أُخْتَهَا حَتَّىٰ إِذَا ادَّارَكُوا فِيهَا جَمِيعًا قَالَتْ أُخْرَاهُمْ لِأُولَاهُمْ رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ أَضَلُّونَا فَاتِهِمْ عَذَابًا ضِعْفًا مِنَ النَّارِ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلَٰكِنْ لَا تَعْلَمُونَ 007:038:027
رَبِّنَاrabbināRabbimizinN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
7:43 Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir: "İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet."وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِمْ مِنْ غِلٍّ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ وَقَالُوا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي هَدَانَا لِهَٰذَا وَمَا كُنَّا لِنَهْتَدِيَ لَوْلَا أَنْ هَدَانَا اللَّهُ لَقَدْ جَاءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ وَنُودُوا أَنْ تِلْكُمُ الْجَنَّةُ أُورِثْتُمُوهَا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 007:043:027
رَبُّنَاrabbunāRabbimizinN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:44 Cennet halkı ateş halkına şöyle seslenir: "Biz, Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk. Peki siz, Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar, "evet" derler. Aralarında bir duyurucu şunu ilan eder: "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!"وَنَادَىٰ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ أَصْحَابَ النَّارِ أَنْ قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقًّا فَهَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا قَالُوا نَعَمْ فَأَذَّنَ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ أَنْ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ 007:044:011
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
7:44 Cennet halkı ateş halkına şöyle seslenir: "Biz, Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk. Peki siz, Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar, "evet" derler. Aralarında bir duyurucu şunu ilan eder: "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!"وَنَادَىٰ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ أَصْحَابَ النَّارِ أَنْ قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقًّا فَهَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا قَالُوا نَعَمْ فَأَذَّنَ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ أَنْ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ 007:044:017
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:47 Gözleri ateş halkı tarafına çevrildiğinde de şöyle yakardılar: "Ey Rabbimiz, bizleri, zalimler topluluğuyla birleştirme."وَإِذَا صُرِفَتْ أَبْصَارُهُمْ تِلْقَاءَ أَصْحَابِ النَّارِ قَالُوا رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ 007:047:008
رَبِّنَاrabbināRabbimizinN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
7:53 Onun yalnız tevilini gözetirler. Onun tevili geldiği gün, daha önce onu unutanlar şöyle derler: "İnan olsun, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler. Acaba bizim için şefaatçılar var mı ki, bize şefaat etsinler; yahut daha önce yaptıklarımızdan başkasını yapalım diye geri gönderilebilir miyiz?" Öz benliklerini hüsrana ittiler. İftiralarına alet ettikleri, onlardan uzaklaşıp kayboldu.هَلْ يَنْظُرُونَ إِلَّا تَأْوِيلَهُ يَوْمَ يَأْتِي تَأْوِيلُهُ يَقُولُ الَّذِينَ نَسُوهُ مِنْ قَبْلُ قَدْ جَاءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ فَهَلْ لَنَا مِنْ شُفَعَاءَ فَيَشْفَعُوا لَنَا أَوْ نُرَدُّ فَنَعْمَلَ غَيْرَ الَّذِي كُنَّا نَعْمَلُ قَدْ خَسِرُوا أَنْفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ 007:053:016
رَبَّكُمُrabbekumuRabbinizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:54 Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O bunu, bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O'nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O'nundur, emir veriş de/yaratış da O'nun içindir, emir veriş de. Alemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir.إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَثِيثًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِأَمْرِهِ أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَمْرُ تَبَارَكَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ 007:054:002
رَبُّrabbuRabbiN– yalın hal eril isim
merfu
7:54 Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O bunu, bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O'nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O'nundur, emir veriş de/yaratış da O'nun içindir, emir veriş de. Alemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir.إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَثِيثًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِأَمْرِهِ أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَمْرُ تَبَارَكَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ 007:054:031
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizeN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:55 Rabbinize; boyun bükerek, gizlice/ürpererek yakarın. O, haddi aşanları/azmışları sevmez.ادْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةً إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ 007:055:002
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
7:58 Güzel ve temiz beldenin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar. Pis ve çorak beldeden ise zararlı bitkiden başkası çıkmaz. Şükreden bir topluluk için ayetleri işte böyle çeşitli şekillerde sergiliyoruz.وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَالَّذِي خَبُثَ لَا يَخْرُجُ إِلَّا نَكِدًا كَذَٰلِكَ نُصَرِّفُ الْايَاتِ لِقَوْمٍ يَشْكُرُونَ 007:058:006
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
7:61 Nuh dedi: "Ey toplumum! Sapıklık falan yok bende. Tam aksine ben, alemlerin Rabbi'nden bir resulüm."قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ بِي ضَلَالَةٌ وَلَٰكِنِّي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ 007:061:010
رَبِّيrabbīRabbiminN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
7:62 "Size Rabbimin vahiylerini tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum. Allah'ın yardımıyla, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum."أُبَلِّغُكُمْ رِسَالَاتِ رَبِّي وَأَنْصَحُ لَكُمْ وَأَعْلَمُ مِنَ اللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ 007:062:003
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:63 "Korunmanız, rahmet bulmanız için sizi uyarmak üzere bir adam aracılığıyla Rabbinizden bir öğüt gelmesine şaştınız mı?"أَوَعَجِبْتُمْ أَنْ جَاءَكُمْ ذِكْرٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَلَىٰ رَجُلٍ مِنْكُمْ لِيُنْذِرَكُمْ وَلِتَتَّقُوا وَلَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ 007:063:006
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
7:67 Hud dedi: "Ey toplumum! Bende beyinsizlik yok, ben alemlerin Rabbi'nden bir resulüm."قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ بِي سَفَاهَةٌ وَلَٰكِنِّي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ 007:067:010
رَبِّيrabbīRabbiminN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
7:68 "Rabbimin mesajlarını size tebliğ ediyorum. Ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm."أُبَلِّغُكُمْ رِسَالَاتِ رَبِّي وَأَنَا لَكُمْ نَاصِحٌ أَمِينٌ 007:068:003
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:69 "Sizi uyarmak için içinizden bir adam aracılığıyla size Rabbinizden bir ihtar gelmesine şaştınız mı? Hatırlayın ki, O sizi Nuh toplumundan sonra halefler yaptı ve yaratılışta size daha fazla bir boy-bos verdi. Allah'ın nimetlerini anın ki kurtulabilesiniz."أَوَعَجِبْتُمْ أَنْ جَاءَكُمْ ذِكْرٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَلَىٰ رَجُلٍ مِنْكُمْ لِيُنْذِرَكُمْ وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ قَوْمِ نُوحٍ وَزَادَكُمْ فِي الْخَلْقِ بَسْطَةً فَاذْكُرُوا الَاءَ اللَّهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ 007:069:006
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:71 Hud dedi: "Rabbinizden bir azap ve gazap indi ya! Haklarında Allah'ın hiçbir kanıt indirmediği, sadece atalarınızın ve sizin uydurduğunuz birtakım isimler hakkında mı benimle çekişiyorsunuz? Bekleyin bakalım, sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim."قَالَ قَدْ وَقَعَ عَلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ رِجْسٌ وَغَضَبٌ أَتُجَادِلُونَنِي فِي أَسْمَاءٍ سَمَّيْتُمُوهَا أَنْتُمْ وَابَاؤُكُمْ مَا نَزَّلَ اللَّهُ بِهَا مِنْ سُلْطَانٍ فَانْتَظِرُوا إِنِّي مَعَكُمْ مِنَ الْمُنْتَظِرِينَ 007:071:006
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:73 Semud'a da kardeşleri Salih'i gönderdik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Size Rabbinizden bir beyyine/açık bir kanıt gelmiştir. İşte şu, Allah'ın devesi. Sizin için bir mucize. Rahat bırakın onu, Allah'ın toprağında otlasın. Kötü bir niyetle dokunmayın ona. Yoksa korkunç bir azap yakalar sizi."وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ قَدْ جَاءَتْكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ هَٰذِهِ نَاقَةُ اللَّهِ لَكُمْ ايَةً فَذَرُوهَا تَأْكُلْ فِي أَرْضِ اللَّهِ وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ 007:073:019
رَبِّهِrabbihiRabbiN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
7:75 Toplumunun kibre saplanmış kodamanları, içlerinden inanıp da baskı altında tutularak ezilenlere şöyle dediler: "Siz Salih'in gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?" Onlar: "Onun aracılığıyla gönderilene gerçekten inanıyoruz." dediler.قَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا مِنْ قَوْمِهِ لِلَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِمَنْ امَنَ مِنْهُمْ أَتَعْلَمُونَ أَنَّ صَالِحًا مُرْسَلٌ مِنْ رَبِّهِ قَالُوا إِنَّا بِمَا أُرْسِلَ بِهِ مُؤْمِنُونَ 007:075:017
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
7:77 Bu arada dişi deveyi boğazladılar. Ve Rablerinin emrinden dışarı çıkıp şöyle dediler: "Ey Salih! Eğer Allah tarafından gönderilenlerdensen, bizi tehdit ettiğin şeyi önümüze getiriver."فَعَقَرُوا النَّاقَةَ وَعَتَوْا عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ وَقَالُوا يَا صَالِحُ ائْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا إِنْ كُنْتَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ 007:077:006
رَبِّيrabbīRabbiminN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
7:79 Nihayet, Salih onlardan yüzünü döndürüp şöyle dedi: "Ey toplumum! Andolsun ki, Rabbimin mesajını size tebliğ ettim, size öğüt verdim; ama siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz."فَتَوَلَّىٰ عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ أَبْلَغْتُكُمْ رِسَالَةَ رَبِّي وَنَصَحْتُ لَكُمْ وَلَٰكِنْ لَا تُحِبُّونَ النَّاصِحِينَ 007:079:009
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:85 Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Size O'ndan başka ilah yok! Size Rabbinizden açık bir kanıt gelmiştir. Ölçü ve tartı da dürüst davranın. İnsanların eşyasına el koymaya tenezzül etmeyin. Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Eğer inanan insanlarsanız bu sizin için daha hayırlıdır."وَإِلَىٰ مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ قَدْ جَاءَتْكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَاحِهَا ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ 007:085:019
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:89 "Allah bizi, milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice herşeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın."قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجَّانَا اللَّهُ مِنْهَا وَمَا يَكُونُ لَنَا أَنْ نَعُودَ فِيهَا إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّنَا وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ 007:089:025
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
7:89 "Allah bizi, milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice herşeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın."قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجَّانَا اللَّهُ مِنْهَا وَمَا يَكُونُ لَنَا أَنْ نَعُودَ فِيهَا إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّنَا وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ 007:089:027
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:89 "Allah bizi, milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice herşeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın."قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجَّانَا اللَّهُ مِنْهَا وَمَا يَكُونُ لَنَا أَنْ نَعُودَ فِيهَا إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّنَا وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ 007:089:034
رَبِّيrabbīRabbiminN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
7:93 Şuayb onlardan yüzünü döndürdü de şöyle dedi: "Yemin olsun, ben size Rabbimin mesajlarını ilettim. Size öğüt verdim. Artık küfre batmış bir topluluğa nasıl acırım?"فَتَوَلَّىٰ عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ أَبْلَغْتُكُمْ رِسَالَاتِ رَبِّي وَنَصَحْتُ لَكُمْ فَكَيْفَ اسَىٰ عَلَىٰ قَوْمٍ كَافِرِينَ 007:093:009
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
7:104 Musa dedi ki: "Ey Firavun! Kuşkun olmasın ki ben, alemlerin Rabbi'nin bir resulüyüm."وَقَالَ مُوسَىٰ يَا فِرْعَوْنُ إِنِّي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ 007:104:008
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:105 "Allah hakkında gerçek dışında birşey söylememek benim üzerimde bir varoluş borcudur. Ben size Rabbinizden bir beyyine getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder."حَقِيقٌ عَلَىٰ أَنْ لَا أَقُولَ عَلَى اللَّهِ إِلَّا الْحَقَّ قَدْ جِئْتُكُمْ بِبَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَرْسِلْ مَعِيَ بَنِي إِسْرَائِيلَ 007:105:014
بِرَبِّbirabbiRabbineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
car mecrur
7:121 "Alemlerin Rabbine iman ettik, dediler;قَالُوا امَنَّا بِرَبِّ الْعَالَمِينَ 007:121:003
رَبِّrabbiRabbineN– -in hali eril isim
mecrur
7:122 Musa'nın ve Harun'un Rabbine!"رَبِّ مُوسَىٰ وَهَارُونَ 007:122:001
رَبِّنَاrabbināRabbimizeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:125 "Biz, dediler, doğruca Rabbimize varacağız."قَالُوا إِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا مُنْقَلِبُونَ 007:125:004
رَبِّنَاrabbināRabbimizinN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
7:126 "Sen bizden, sırf Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara iman ettiğimizden ötürü intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Canımızı müslümanlar olarak al."وَمَا تَنْقِمُ مِنَّا إِلَّا أَنْ امَنَّا بِايَاتِ رَبِّنَا لَمَّا جَاءَتْنَا رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ 007:126:008
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:126 "Sen bizden, sırf Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara iman ettiğimizden ötürü intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Canımızı müslümanlar olarak al."وَمَا تَنْقِمُ مِنَّا إِلَّا أَنْ امَنَّا بِايَاتِ رَبِّنَا لَمَّا جَاءَتْنَا رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ 007:126:011
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:129 Dediler ki: "Senin bize gelişinden önce de işkenceye uğratıldık, gelişinden sonra da." Musa dedi: "Rabbinizin, düşmanınızı yok etmesi ve nasıl davranacağınıza bakmak üzere yeryüzünde sizi yöneticiler yapması umulabilir."قَالُوا أُوذِينَا مِنْ قَبْلِ أَنْ تَأْتِيَنَا وَمِنْ بَعْدِ مَا جِئْتَنَا قَالَ عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَنْ يُهْلِكَ عَدُوَّكُمْ وَيَسْتَخْلِفَكُمْ فِي الْأَرْضِ فَيَنْظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ 007:129:013
رَبَّكَrabbekeRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:134 Pislik üzerlerine çökünce şöyle dediler: "Ey Musa! Sana verdiği söze dayanarak Rabbine dua et. Şu pisliği üzerimizden kaldırırsa, sana kesinlikle inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte mutlaka göndereceğiz."وَلَمَّا وَقَعَ عَلَيْهِمُ الرِّجْزُ قَالُوا يَا مُوسَىٰ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْدَكَ لَئِنْ كَشَفْتَ عَنَّا الرِّجْزَ لَنُؤْمِنَنَّ لَكَ وَلَنُرْسِلَنَّ مَعَكَ بَنِي إِسْرَائِيلَ 007:134:010
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
7:137 Ezilip itilmekte olan topluluğu da içine bereketler doldurduğumuz toprağın doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden hedefine vardı. Firavun ve toplumunun sanayi olarak meydana getirdiklerini de dikip yükselttikleri sarayları da yere geçirdik.وَأَوْرَثْنَا الْقَوْمَ الَّذِينَ كَانُوا يُسْتَضْعَفُونَ مَشَارِقَ الْأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ الْحُسْنَىٰ عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ بِمَا صَبَرُوا وَدَمَّرْنَا مَا كَانَ يَصْنَعُ فِرْعَوْنُ وَقَوْمُهُ وَمَا كَانُوا يَعْرِشُونَ 007:137:014
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:141 Şunu da hatırlayın: Sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Size azabın en kötüsüyle işkence ediyorlardı: Oğlanlarınızı katlediyor, kadınlarınızı diri bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden gelmiş büyük bir imtihan vardı.وَإِذْ أَنْجَيْنَاكُمْ مِنْ الِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُقَتِّلُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفِي ذَٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظِيمٌ 007:141:017
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
7:142 Musa ile otuz gece için vaatleştik. Ve bunu, bir on ekleyerek tamamladık. Böylece Rabbinin belirlediği süre kırk geceye ulaştı. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: "Toplumum içinde benim yerime sen geç, barışçı ol, bozguncuların yolunu izleme."وَوَاعَدْنَا مُوسَىٰ ثَلَاثِينَ لَيْلَةً وَأَتْمَمْنَاهَا بِعَشْرٍ فَتَمَّ مِيقَاتُ رَبِّهِ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً وَقَالَ مُوسَىٰ لِأَخِيهِ هَارُونَ اخْلُفْنِي فِي قَوْمِي وَأَصْلِحْ وَلَا تَتَّبِعْ سَبِيلَ الْمُفْسِدِينَ 007:142:009
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
7:143 Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben."وَلَمَّا جَاءَ مُوسَىٰ لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنْظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَنْ تَرَانِي وَلَٰكِنِ انْظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّىٰ رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ مُوسَىٰ صَعِقًا فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ 007:143:006
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
7:143 Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben."وَلَمَّا جَاءَ مُوسَىٰ لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنْظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَنْ تَرَانِي وَلَٰكِنِ انْظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّىٰ رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ مُوسَىٰ صَعِقًا فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ 007:143:008
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
7:143 Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben."وَلَمَّا جَاءَ مُوسَىٰ لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنْظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَنْ تَرَانِي وَلَٰكِنِ انْظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّىٰ رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ مُوسَىٰ صَعِقًا فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ 007:143:026
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
7:149 Başları avuçları arasına düşürülüp de sapmış olduklarını fark ettiklerinde şöyle yakardılar: "Rabbimiz bize merhamet etmez, bizi affetmezse mutlaka hüsrana düşenlerden olacağız."وَلَمَّا سُقِطَ فِي أَيْدِيهِمْ وَرَأَوْا أَنَّهُمْ قَدْ ضَلُّوا قَالُوا لَئِنْ لَمْ يَرْحَمْنَا رَبُّنَا وَيَغْفِرْ لَنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ 007:149:013
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
7:150 Musa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi: "Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini bekleyemediniz mi? Levhaları yere attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki: "Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma."وَلَمَّا رَجَعَ مُوسَىٰ إِلَىٰ قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ بِئْسَمَا خَلَفْتُمُونِي مِنْ بَعْدِي أَعَجِلْتُمْ أَمْرَ رَبِّكُمْ وَأَلْقَى الْأَلْوَاحَ وَأَخَذَ بِرَأْسِ أَخِيهِ يَجُرُّهُ إِلَيْهِ قَالَ ابْنَ أُمَّ إِنَّ الْقَوْمَ اسْتَضْعَفُونِي وَكَادُوا يَقْتُلُونَنِي فَلَا تُشْمِتْ بِيَ الْأَعْدَاءَ وَلَا تَجْعَلْنِي مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ 007:150:015
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
7:151 Musa şöyle yakardı: "Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin."قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِأَخِي وَأَدْخِلْنَا فِي رَحْمَتِكَ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ 007:151:002
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
7:152 Buzağıyı ilah edinenler var ya, yakında onlara Rablerinden bir öfke ve dünya hayatında bir zillet ulaşacaktır. İftiracıları böyle cezalandırırız biz.إِنَّ الَّذِينَ اتَّخَذُوا الْعِجْلَ سَيَنَالُهُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَذِلَّةٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُفْتَرِينَ 007:152:008
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:153 Günahlar işlendikten sonra tövbe ile iman edenlere gelince, o tövbe imandan sonra Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır.وَالَّذِينَ عَمِلُوا السَّيِّئَاتِ ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِهَا وَامَنُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 007:153:010
لِرَبِّهِمْlirabbihimRablerindenP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
7:154 Öfke, Musa'yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz vardı.وَلَمَّا سَكَتَ عَنْ مُوسَى الْغَضَبُ أَخَذَ الْأَلْوَاحَ وَفِي نُسْخَتِهَا هُدًى وَرَحْمَةٌ لِلَّذِينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَ 007:154:014
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
7:155 Musa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli sarsıntı onları yakalayınca Musa şöyle dedi: "Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka birşey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Veli'mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en hayırlısısın."وَاخْتَارَ مُوسَىٰ قَوْمَهُ سَبْعِينَ رَجُلًا لِمِيقَاتِنَا فَلَمَّا أَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ أَهْلَكْتَهُمْ مِنْ قَبْلُ وَإِيَّايَ أَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ السُّفَهَاءُ مِنَّا إِنْ هِيَ إِلَّا فِتْنَتُكَ تُضِلُّ بِهَا مَنْ تَشَاءُ وَتَهْدِي مَنْ تَشَاءُ أَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الْغَافِرِينَ 007:155:011
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizeN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:164 İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: "Allah'ın helak edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı bir topluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz? Dediler ki: "Rabbinize karşı bir mazeret olsun diye ve bir de korunup sakınırlar ümidiyle."وَإِذْ قَالَتْ أُمَّةٌ مِنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْمًا اللَّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا قَالُوا مَعْذِرَةً إِلَىٰ رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ 007:164:017
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:167 Rabbin, kıyamet gününe kadar, kendilerine azabın en kötüsünü yapacak kimseleri üzerlerine göndereceğini bildirmişti. Senin Rabbin cezayı vermede çok süratli davranır; ama çok affedici, çok merhametlidir de.وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكَ لَيَبْعَثَنَّ عَلَيْهِمْ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَنْ يَسُومُهُمْ سُوءَ الْعَذَابِ إِنَّ رَبَّكَ لَسَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّهُ لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 007:167:003
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:167 Rabbin, kıyamet gününe kadar, kendilerine azabın en kötüsünü yapacak kimseleri üzerlerine göndereceğini bildirmişti. Senin Rabbin cezayı vermede çok süratli davranır; ama çok affedici, çok merhametlidir de.وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكَ لَيَبْعَثَنَّ عَلَيْهِمْ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَنْ يَسُومُهُمْ سُوءَ الْعَذَابِ إِنَّ رَبَّكَ لَسَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّهُ لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 007:167:014
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
7:172 Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz.وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنِي ادَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ أَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ قَالُوا بَلَىٰ شَهِدْنَا أَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَٰذَا غَافِلِينَ 007:172:003
بِرَبِّكُمْbirabbikumsizin RabbinizP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:172 Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz.وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنِي ادَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ أَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ قَالُوا بَلَىٰ شَهِدْنَا أَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَٰذَا غَافِلِينَ 007:172:014
رَبِّيrabbīRabbiminN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
7:187 Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar sana. De ki: "Ona ilişkin bilgi Rabbim katındadır. Onu, vakti geldiğinde belirginleştirecek olan yalnız O'dur. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O size ansızın gelecektir, başka değil." Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: "O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar."يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي لَا يُجَلِّيهَا لِوَقْتِهَا إِلَّا هُوَ ثَقُلَتْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَا تَأْتِيكُمْ إِلَّا بَغْتَةً يَسْأَلُونَكَ كَأَنَّكَ حَفِيٌّ عَنْهَا قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ اللَّهِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ 007:187:010
رَبَّهُمَاrabbehumāRableriN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs ikil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
7:189 O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın. Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden olacağız."هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا فَلَمَّا تَغَشَّاهَا حَمَلَتْ حَمْلًا خَفِيفًا فَمَرَّتْ بِهِ فَلَمَّا أَثْقَلَتْ دَعَوَا اللَّهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ اتَيْتَنَا صَالِحًا لَنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرِينَ 007:189:023
رَبِّيrabbīRabbim-N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
7:203 Onlara bir ayet getirmediğinde, "onu da şurdan burdan derleseydin ya," diye konuşurlar. De ki: "Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir."وَإِذَا لَمْ تَأْتِهِمْ بِايَةٍ قَالُوا لَوْلَا اجْتَبَيْتَهَا قُلْ إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يُوحَىٰ إِلَيَّ مِنْ رَبِّي هَٰذَا بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ 007:203:015
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:203 Onlara bir ayet getirmediğinde, "onu da şurdan burdan derleseydin ya," diye konuşurlar. De ki: "Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir."وَإِذَا لَمْ تَأْتِهِمْ بِايَةٍ قَالُوا لَوْلَا اجْتَبَيْتَهَا قُلْ إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يُوحَىٰ إِلَيَّ مِنْ رَبِّي هَٰذَا بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ 007:203:019
رَبَّكَrabbekeRabbiniN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:205 Rabbini, öz benliğinin içinde yalvarıp ürpererek, bağırtılı olmayan bir sesle sabah-akşam zikret. Sakın gafillerden olma.وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْاصَالِ وَلَا تَكُنْ مِنَ الْغَافِلِينَ 007:205:002
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
7:206 Rabbinin katında olanlar, büyüklük taslayıp O'na kulluktan yüz çevirmezler; O'nu tespih ederler ve yalnız O'na secde ederler.إِنَّ الَّذِينَ عِنْدَ رَبِّكَ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُمْ يَسْجُدُونَ 007:206:004
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
8:2 İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar.إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ ايَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ 008:002:016
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
8:4 Gerçek anlamda müminler, işte bunlardır. Rableri katında dereceler, bağışlanma ve bol bir rızık var onlar için.أُولَٰئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ دَرَجَاتٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَمَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ 008:004:008
رَبُّكَrabbukeRabbininN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
8:5 Bildiğin gibi, Rabbin seni hak uğruna, öz yurdundan çıkarmıştı. Ve müminlerden bir grup tamamen isteksizdi.كَمَا أَخْرَجَكَ رَبُّكَ مِنْ بَيْتِكَ بِالْحَقِّ وَإِنَّ فَرِيقًا مِنَ الْمُؤْمِنِينَ لَكَارِهُونَ 008:005:003
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
8:9 Hani siz, Rabbinizden yardım ve destek diliyordunuz; O, sizin dileğinize şöyle cevap vermişti: "Hiç kuşkunuz olmasın, ben size, meleklerden birbiri ardınca bin tanesiyle yardım ulaştıracağım."إِذْ تَسْتَغِيثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ أَنِّي مُمِدُّكُمْ بِأَلْفٍ مِنَ الْمَلَائِكَةِ مُرْدِفِينَ 008:009:003
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
8:12 Rabbin, meleklere şöyle vahyediyordu: "Ben sizinle beraberim. İmanı olanları sağlamlaştırın. İnkâr edenlerin kalpleri içine korku salacağım; vurun boyunların üstüne, vurun onların her parmağına."إِذْ يُوحِي رَبُّكَ إِلَى الْمَلَائِكَةِ أَنِّي مَعَكُمْ فَثَبِّتُوا الَّذِينَ امَنُوا سَأُلْقِي فِي قُلُوبِ الَّذِينَ كَفَرُوا الرُّعْبَ فَاضْرِبُوا فَوْقَ الْأَعْنَاقِ وَاضْرِبُوا مِنْهُمْ كُلَّ بَنَانٍ 008:012:003
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
8:54 Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin tavırları gibi. Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı. Biz de onları günahları yüzünden mahvettik. Firavun hanedanını da boğmuştuk. Bunların tümü zulme sapanlardı.كَدَأْبِ الِ فِرْعَوْنَ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ كَذَّبُوا بِايَاتِ رَبِّهِمْ فَأَهْلَكْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ وَأَغْرَقْنَا الَ فِرْعَوْنَ وَكُلٌّ كَانُوا ظَالِمِينَ 008:054:009
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
9:21 Rableri onlara kendisinden bir rahmet, bir hoşnutluk ve içinde ölümsüz nimetlerin bulunduğu cennetler müjdeliyor.يُبَشِّرُهُمْ رَبُّهُمْ بِرَحْمَةٍ مِنْهُ وَرِضْوَانٍ وَجَنَّاتٍ لَهُمْ فِيهَا نَعِيمٌ مُقِيمٌ 009:021:002
أَرْبَابًاerbābenrablerN– ismin -i hali eril çoğul belirsiz isim
mansub
9:31 Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O.اتَّخَذُوا أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ وَالْمَسِيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا إِلَٰهًا وَاحِدًا لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ 009:031:004
رَبُّrabburabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
9:129 Eğer çekip giderlerse de ki: "Allah bana yeter. İlah yok O'ndan başka. Yalnız O'na dayandım ben; büyük arşın sahibi O'dur."فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ 009:129:013
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
10:2 "İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele" diye içlerinden bir er kişiye vahiy göndermemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre batanlar: "Bu adam açık bir büyücüdür." dediler.أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ رَجُلٍ مِنْهُمْ أَنْ أَنْذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذِينَ امَنُوا أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِنْدَ رَبِّهِمْ قَالَ الْكَافِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَاحِرٌ مُبِينٌ 010:002:020
رَبَّكُمُrabbekumusizin RabbinizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:3 Şu bir gerçek ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine egemenik kurup iş ve oluşu çekip çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıkça hiçbir şefaatçı devreye giremez. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz. Artık O'na kulluk/ibadet edin. Düşünüp anlamıyor musunuz?إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مَا مِنْ شَفِيعٍ إِلَّا مِنْ بَعْدِ إِذْنِهِ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ 010:003:002
رَبُّكُمْrabbukumRabbiniz olanN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:3 Şu bir gerçek ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine egemenik kurup iş ve oluşu çekip çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıkça hiçbir şefaatçı devreye giremez. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz. Artık O'na kulluk/ibadet edin. Düşünüp anlamıyor musunuz?إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مَا مِنْ شَفِيعٍ إِلَّا مِنْ بَعْدِ إِذْنِهِ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ 010:003:026
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
10:9 İman edip hayra ve barışa yönelik amel sergileyenlere gelince, Rableri onları imanlarıyla doğruya ve güzele iletir. Nimetlerle dolu cennetlerde onların altlarından ırmaklar akacaktır.إِنَّ الَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ يَهْدِيهِمْ رَبُّهُمْ بِإِيمَانِهِمْ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ 010:009:007
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
10:10 Orada onların yakarışı, "Tespih ederiz seni ey Allahımız!" ve birbirlerine esenlik dilemeleri, "selam" şeklindedir. Ve onların son çağırışları şudur: Bütün övgüler âlemlerin Rabbi Allah'adır.دَعْوَاهُمْ فِيهَا سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَتَحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلَامٌ وَاخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 010:010:013
رَبِّيrabbīRabbimeN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
10:15 Ayetlerimiz onlara açık seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: "Bundan başka bir Kur'an getir yahut bunu değiştir." De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim."وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ ايَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا ائْتِ بِقُرْانٍ غَيْرِ هَٰذَا أَوْ بَدِّلْهُ قُلْ مَا يَكُونُ لِي أَنْ أُبَدِّلَهُ مِنْ تِلْقَاءِ نَفْسِي إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰ إِلَيَّ إِنِّي أَخَافُ إِنْ عَصَيْتُ رَبِّي عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ 010:015:036
رَبِّكَrabbikeRabbin tarafındanN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:19 İnsanlar bir tek ümmetten başka değilken ihtilafa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz öne geçmemiş olsaydı, tartışıp durdukları konuda aralarında hüküm verilir/iş mutlaka bitirilirdi.وَمَا كَانَ النَّاسُ إِلَّا أُمَّةً وَاحِدَةً فَاخْتَلَفُوا وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ فِيمَا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ 010:019:012
رَبِّهِrabbihiRabbindenN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
10:20 Şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Gayb, Allah'ın tekelinde. Hadi bekleyin; sizinle birlikte ben de bekleyenlerdenim."وَيَقُولُونَ لَوْلَا أُنْزِلَ عَلَيْهِ ايَةٌ مِنْ رَبِّهِ فَقُلْ إِنَّمَا الْغَيْبُ لِلَّهِ فَانْتَظِرُوا إِنِّي مَعَكُمْ مِنَ الْمُنْتَظِرِينَ 010:020:007
رَبُّكُمُrabbukumusizin Rabbiniz olanN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:32 İşte bu Allah'tır sizin Hak Rabbiniz. Hak'tan sonra, sapıklıktan başka ne kalır ki? Peki, nasıl oluyor da yüz geri döndürülüyorsunuz?فَذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمُ الْحَقُّ فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ إِلَّا الضَّلَالُ فَأَنَّىٰ تُصْرَفُونَ 010:032:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
10:33 Bu, budur! Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar iman etmezler!" sözü gerçekleşmiştir.كَذَٰلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى الَّذِينَ فَسَقُوا أَنَّهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ 010:033:004
رَبِّrabbiRabbi'ndendirN– -in hali eril isim
mecrur
10:37 Bu Kur'an, Allah'ın berisinden birilerince yalan isnatlarla oluşturulmuş değildir. O, kendinden öncekinin tasdiki ve Kitap'ın ayrıntılı kılınmasıdır. Kuşku ve çelişme yoktur onda. Âlemlerin Rabbi'ndendir o.وَمَا كَانَ هَٰذَا الْقُرْانُ أَنْ يُفْتَرَىٰ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلَٰكِنْ تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ الْكِتَابِ لَا رَيْبَ فِيهِ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ 010:037:021
وَرَبُّكَve rabbukeve RabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:40 İçlerinden buna inanacak var, inanmayacak var. Bozguncuları Rabbin daha iyi bilir.وَمِنْهُمْ مَنْ يُؤْمِنُ بِهِ وَمِنْهُمْ مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهِ وَرَبُّكَ أَعْلَمُ بِالْمُفْسِدِينَ 010:040:010
وَرَبِّيverabbīRabbime yemin ederim kiCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
10:53 Soruyorlar sana: "Doğru mu bu?" De ki: "Evet! Rabbime yemin ederim, o doğrunun ta kendisidir! Ve siz ondan yakayı kurtaramayacaksınız."وَيَسْتَنْبِئُونَكَ أَحَقٌّ هُوَ قُلْ إِي وَرَبِّي إِنَّهُ لَحَقٌّ وَمَا أَنْتُمْ بِمُعْجِزِينَ 010:053:006
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizdenN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:57 Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi.يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ 010:057:008
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:61 Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır.وَمَا تَكُونُ فِي شَأْنٍ وَمَا تَتْلُو مِنْهُ مِنْ قُرْانٍ وَلَا تَعْمَلُونَ مِنْ عَمَلٍ إِلَّا كُنَّا عَلَيْكُمْ شُهُودًا إِذْ تُفِيضُونَ فِيهِ وَمَا يَعْزُبُ عَنْ رَبِّكَ مِنْ مِثْقَالِ ذَرَّةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَلَا أَصْغَرَ مِنْ ذَٰلِكَ وَلَا أَكْبَرَ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُبِينٍ 010:061:024
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
10:85 Şöyle yakardılar: "Yalnız Allah'a dayandık. Rabbimiz! Bizleri, zulmedenler toplumu için bir imtihan aracı yapma!"فَقَالُوا عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ 010:085:005
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
10:88 Mûsa şöyle dedi: "Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına şu geçici hayatta debdebe verdin, mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür, kalplerini şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar inanmasınlar."وَقَالَ مُوسَىٰ رَبَّنَا إِنَّكَ اتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلَأَهُ زِينَةً وَأَمْوَالًا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّوا عَنْ سَبِيلِكَ رَبَّنَا اطْمِسْ عَلَىٰ أَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُوا حَتَّىٰ يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ 010:088:003
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
10:88 Mûsa şöyle dedi: "Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına şu geçici hayatta debdebe verdin, mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür, kalplerini şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar inanmasınlar."وَقَالَ مُوسَىٰ رَبَّنَا إِنَّكَ اتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلَأَهُ زِينَةً وَأَمْوَالًا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّوا عَنْ سَبِيلِكَ رَبَّنَا اطْمِسْ عَلَىٰ أَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُوا حَتَّىٰ يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ 010:088:013
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
10:88 Mûsa şöyle dedi: "Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına şu geçici hayatta debdebe verdin, mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür, kalplerini şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar inanmasınlar."وَقَالَ مُوسَىٰ رَبَّنَا إِنَّكَ اتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلَأَهُ زِينَةً وَأَمْوَالًا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّوا عَنْ سَبِيلِكَ رَبَّنَا اطْمِسْ عَلَىٰ أَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُوا حَتَّىٰ يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ 010:088:017
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:93 Yemin olsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve kendilerine temiz yiyeceklerden rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilafa düşmediler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, tartışmakta oldukları şey hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.وَلَقَدْ بَوَّأْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ مُبَوَّأَ صِدْقٍ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ فَمَا اخْتَلَفُوا حَتَّىٰ جَاءَهُمُ الْعِلْمُ إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ 010:093:016
رَبِّكَrabbikeRabbindenN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:94 Şayet sen, sana indirdiğimizden kuşkulanmakta isen, senden önce Kitap'ı okuyanlara sor. Yemin olsun, hak sana Rabbinden gelmiştir. O halde, sakın kuşkulananlardan olma!فَإِنْ كُنْتَ فِي شَكٍّ مِمَّا أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ فَاسْأَلِ الَّذِينَ يَقْرَءُونَ الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكَ لَقَدْ جَاءَكَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ 010:094:018
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
10:96 Aleyhlerine Rabbinin kelimesi hak olanlar iman etmezler;إِنَّ الَّذِينَ حَقَّتْ عَلَيْهِمْ كَلِمَتُ رَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ 010:096:006
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:99 Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın!وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ لَامَنَ مَنْ فِي الْأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعًا أَفَأَنْتَ تُكْرِهُ النَّاسَ حَتَّىٰ يَكُونُوا مُؤْمِنِينَ 010:099:003
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
10:108 De ki: "Ey insanlar! Şu bir gerçek ki hak size Rabbinizden gelmiştir. Artık doğruya yönelen kendi benliği için yönelir; sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim."قُلْ يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَكُمُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنِ اهْتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَنْ ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَمَا أَنَا عَلَيْكُمْ بِوَكِيلٍ 010:108:009
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
11:3 Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum.وَأَنِ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوا إِلَيْهِ يُمَتِّعْكُمْ مَتَاعًا حَسَنًا إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى وَيُؤْتِ كُلَّ ذِي فَضْلٍ فَضْلَهُ وَإِنْ تَوَلَّوْا فَإِنِّي أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ كَبِيرٍ 011:003:003
رَبِّهِrabbihiRabbindenN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
11:17 Böyleleri şu kimse gibi olur mu: Rabbinden bir beyyine üzerinedir, O'ndan bir tanık da kendisini izler. Tanıktan önce de bir kılavuz ve rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var. Onlar ona inanırlar. Hiziplerden onu inkâr edenin varış yeri ateştir. Ondan asla kuşkuya düşme; o Rabbinden bir haktır ama insanların çokları inanmıyorlar.أَفَمَنْ كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّهِ وَيَتْلُوهُ شَاهِدٌ مِنْهُ وَمِنْ قَبْلِهِ كِتَابُ مُوسَىٰ إِمَامًا وَرَحْمَةً أُولَٰئِكَ يُؤْمِنُونَ بِهِ وَمَنْ يَكْفُرْ بِهِ مِنَ الْأَحْزَابِ فَالنَّارُ مَوْعِدُهُ فَلَا تَكُ فِي مِرْيَةٍ مِنْهُ إِنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يُؤْمِنُونَ 011:017:006
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:17 Böyleleri şu kimse gibi olur mu: Rabbinden bir beyyine üzerinedir, O'ndan bir tanık da kendisini izler. Tanıktan önce de bir kılavuz ve rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var. Onlar ona inanırlar. Hiziplerden onu inkâr edenin varış yeri ateştir. Ondan asla kuşkuya düşme; o Rabbinden bir haktır ama insanların çokları inanmıyorlar.أَفَمَنْ كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّهِ وَيَتْلُوهُ شَاهِدٌ مِنْهُ وَمِنْ قَبْلِهِ كِتَابُ مُوسَىٰ إِمَامًا وَرَحْمَةً أُولَٰئِكَ يُؤْمِنُونَ بِهِ وَمَنْ يَكْفُرْ بِهِ مِنَ الْأَحْزَابِ فَالنَّارُ مَوْعِدُهُ فَلَا تَكُ فِي مِرْيَةٍ مِنْهُ إِنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يُؤْمِنُونَ 011:017:034
رَبِّهِمْrabbihimRabblerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
11:18 Yalan düzerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim var? Onlar Rablerine arz edilecekler. Tanıklar diyecekler ki: "İşte bunlardır Rableri hakkında yalan uyduranlar." Herkes duysun ki, Allah'ın laneti zalimler üstünedir.وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أُولَٰئِكَ يُعْرَضُونَ عَلَىٰ رَبِّهِمْ وَيَقُولُ الْأَشْهَادُ هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَىٰ رَبِّهِمْ أَلَا لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ 011:018:011
رَبِّهِمْrabbihimRabblerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
11:18 Yalan düzerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim var? Onlar Rablerine arz edilecekler. Tanıklar diyecekler ki: "İşte bunlardır Rableri hakkında yalan uyduranlar." Herkes duysun ki, Allah'ın laneti zalimler üstünedir.وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أُولَٰئِكَ يُعْرَضُونَ عَلَىٰ رَبِّهِمْ وَيَقُولُ الْأَشْهَادُ هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَىٰ رَبِّهِمْ أَلَا لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ 011:018:018
رَبِّهِمْrabbihimRabblerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
11:23 İman edip hayra ve barışa yönelik işler yaparak Rablerine içten bir bağlılıkla boyun eğenlere gelince, onlar cennet halkıdırlar. Sürekli kalacaklardır orada.إِنَّ الَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَأَخْبَتُوا إِلَىٰ رَبِّهِمْ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ 011:023:008
رَبِّيrabbīRabbim-N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
11:28 Nûh dedi ki: "Ey toplumum! Bir düşünün! Ya ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeysem; katından bana bir rahmet vermiş de o rahmet sizin gözlerinizden saklanmışsa! Siz ona tiksintiyle bakarken, biz sizi ona zorla mı ulaştıracağız?"قَالَ يَا قَوْمِ أَرَأَيْتُمْ إِنْ كُنْتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّي وَاتَانِي رَحْمَةً مِنْ عِنْدِهِ فَعُمِّيَتْ عَلَيْكُمْ أَنُلْزِمُكُمُوهَا وَأَنْتُمْ لَهَا كَارِهُونَ 011:028:010
رَبِّهِمْrabbihimRabblerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
11:29"Hem ben sizden buna karşı bir mal da istemiyorum. Benim ücretim Allah'tandır. Ama ben iman edenleri paylayıp kovamam. Çünkü onlar Rablerine varacaklar. Ama sizin cehalete batmış bir toplum olduğunuzu görüyorum."ويَا قَوْمِ لَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مَالًا إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَى اللَّهِ وَمَا أَنَا بِطَارِدِ الَّذِينَ امَنُوا إِنَّهُمْ مُلَاقُو رَبِّهِمْ وَلَٰكِنِّي أَرَاكُمْ قَوْمًا تَجْهَلُونَ 011:029:019
رَبُّكُمْrabbukumsizin RabbinizdirN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:34 "Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermeyi gaye edinsem de öğüdüm size hiçbir yarar sağlamaz. O'dur sizin Rabbiniz ve O'na döndürüleceksiniz."وَلَا يَنْفَعُكُمْ نُصْحِي إِنْ أَرَدْتُ أَنْ أَنْصَحَ لَكُمْ إِنْ كَانَ اللَّهُ يُرِيدُ أَنْ يُغْوِيَكُمْ هُوَ رَبُّكُمْ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 011:034:016
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
11:41 Nûh dedi: "Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah'ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafûr'dur, Rahîm'dir."وَقَالَ ارْكَبُوا فِيهَا بِسْمِ اللَّهِ مَجْرَاهَا وَمُرْسَاهَا إِنَّ رَبِّي لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 011:041:009
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
11:45 Bu arada Nûh, Rabbine yakardı da dedi ki: "Rabbim, oğlum benim ailemdendi! Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin, hükmü en güzel verenisin."وَنَادَىٰ نُوحٌ رَبَّهُ فَقَالَ رَبِّ إِنَّ ابْنِي مِنْ أَهْلِي وَإِنَّ وَعْدَكَ الْحَقُّ وَأَنْتَ أَحْكَمُ الْحَاكِمِينَ 011:045:003
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
11:45 Bu arada Nûh, Rabbine yakardı da dedi ki: "Rabbim, oğlum benim ailemdendi! Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin, hükmü en güzel verenisin."وَنَادَىٰ نُوحٌ رَبَّهُ فَقَالَ رَبِّ إِنَّ ابْنِي مِنْ أَهْلِي وَإِنَّ وَعْدَكَ الْحَقُّ وَأَنْتَ أَحْكَمُ الْحَاكِمِينَ 011:045:005
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
11:47 Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum."قَالَ رَبِّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ وَإِلَّا تَغْفِرْ لِي وَتَرْحَمْنِي أَكُنْ مِنَ الْخَاسِرِينَ 011:047:002
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:52 "Ey toplumum! Rabbinizden af dileyin, sonra O'na yönelin ki üzerinize göğü bol bol göndersin, kuvvetinize kuvvet katsın. Günahkârlar olup da Allah'tan yüz çevirmeyin."ويَا قَوْمِ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوا إِلَيْهِ يُرْسِلِ السَّمَاءَ عَلَيْكُمْ مِدْرَارًا وَيَزِدْكُمْ قُوَّةً إِلَىٰ قُوَّتِكُمْ وَلَا تَتَوَلَّوْا مُجْرِمِينَ 011:052:004
رَبِّيrabbībenim RabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
11:56 "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayanıp güvendim. Hiçbir canlı yoktur ki O, onu perçeminden yakalamış olmasın. Hiç kuşkusuz benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللَّهِ رَبِّي وَرَبِّكُمْ مَا مِنْ دَابَّةٍ إِلَّا هُوَ اخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ 011:056:005
وَرَبِّكُمْve rabbikumve sizin Rabbiniz olanCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:56 "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayanıp güvendim. Hiçbir canlı yoktur ki O, onu perçeminden yakalamış olmasın. Hiç kuşkusuz benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللَّهِ رَبِّي وَرَبِّكُمْ مَا مِنْ دَابَّةٍ إِلَّا هُوَ اخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ 011:056:006
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
11:56 "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayanıp güvendim. Hiçbir canlı yoktur ki O, onu perçeminden yakalamış olmasın. Hiç kuşkusuz benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللَّهِ رَبِّي وَرَبِّكُمْ مَا مِنْ دَابَّةٍ إِلَّا هُوَ اخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ 011:056:015
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
11:57 "Eğer yüz çevirirseniz ben, bana gönderilen şeyi size tebliğ etmiş bulunuyorum. Rabbim, yerinize başka bir topluluk getirir ve siz O'na hiçbir şekilde zarar veremezsiniz. Kuşkusuz benim Rabbim herşey üzerinde bir Hafîz'dir; kollar, gözetir."فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقَدْ أَبْلَغْتُكُمْ مَا أُرْسِلْتُ بِهِ إِلَيْكُمْ وَيَسْتَخْلِفُ رَبِّي قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّونَهُ شَيْئًا إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ حَفِيظٌ 011:057:010
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
11:57 "Eğer yüz çevirirseniz ben, bana gönderilen şeyi size tebliğ etmiş bulunuyorum. Rabbim, yerinize başka bir topluluk getirir ve siz O'na hiçbir şekilde zarar veremezsiniz. Kuşkusuz benim Rabbim herşey üzerinde bir Hafîz'dir; kollar, gözetir."فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقَدْ أَبْلَغْتُكُمْ مَا أُرْسِلْتُ بِهِ إِلَيْكُمْ وَيَسْتَخْلِفُ رَبِّي قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّونَهُ شَيْئًا إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ حَفِيظٌ 011:057:017
رَبِّهِمْrabbihimRabblerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
11:59 İşte buydu Âd. Rablerinin ayetlerine kafa tuttular, O'nun resullerine isyan ettiler. Ve her inatçı zorbanın emrine uydular.وَتِلْكَ عَادٌ جَحَدُوا بِايَاتِ رَبِّهِمْ وَعَصَوْا رُسُلَهُ وَاتَّبَعُوا أَمْرَ كُلِّ جَبَّارٍ عَنِيدٍ 011:059:005
رَبَّهُمْrabbehumRabbleriniN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
11:60 Bu dünyada ve kıyamet gününde arkalarına lanet takıldı. Dikkat edin; Âd, Rablerine nankörlük etmişti. Dikkat edin, Hûd'un kavmi olan Âd geri gelmez oldu.وَأُتْبِعُوا فِي هَٰذِهِ الدُّنْيَا لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ أَلَا إِنَّ عَادًا كَفَرُوا رَبَّهُمْ أَلَا بُعْدًا لِعَادٍ قَوْمِ هُودٍ 011:060:012
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
11:61 Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i gönderdik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka ilahınız yok. Sizi topraktan oluşturan ve size orada ömür geçirten O'dur. Artık O'ndan af dileyin, O'na dönün. Rabbim Karîb'dir, bize çok yakındır; Mucîb'dir, bize cevap verir."وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ هُوَ أَنْشَأَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ وَاسْتَعْمَرَكُمْ فِيهَا فَاسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُوا إِلَيْهِ إِنَّ رَبِّي قَرِيبٌ مُجِيبٌ 011:061:026
رَبِّيrabbīRabbim-N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
11:63 Dedi ki: "Ey kavmim! Hiç düşündünüz mü? Ya ben Rabbimden bir beyyine üzerindeysem, bana kendisinden bir rahmet sunmuşsa! Bu durumda ben O'na isyan edersem, bana Allah'a karşı kim yardım eder? Sizin bana, yıkım ve hüsranı artırmak dışında bir katkınız olamaz."قَالَ يَا قَوْمِ أَرَأَيْتُمْ إِنْ كُنْتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّي وَاتَانِي مِنْهُ رَحْمَةً فَمَنْ يَنْصُرُنِي مِنَ اللَّهِ إِنْ عَصَيْتُهُ فَمَا تَزِيدُونَنِي غَيْرَ تَخْسِيرٍ 011:063:010
رَبَّكَrabbekesenin RabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:66 Emrimiz gelince Sâlih'i ve onunla birlikte iman edenleri bizden bir rahmetle kurtardık. O günün rezilliğinden kurtardık. Senin Rabbin, evet O, Kavî'dir, Azîz'dir.فَلَمَّا جَاءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا صَالِحًا وَالَّذِينَ امَنُوا مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَمِنْ خِزْيِ يَوْمِئِذٍ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْقَوِيُّ الْعَزِيزُ 011:066:015
رَبَّهُمْrabbehumRabbleriniN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
11:68 Sanki hiç hayat sürmemişlerdi orada. Dikkat edin! Semûd kavmi, Rablerine nankörlük etmişti. Dikkat edin, Semûd geri dönmez olmuştur.كَأَنْ لَمْ يَغْنَوْا فِيهَا أَلَا إِنَّ ثَمُودَ كَفَرُوا رَبَّهُمْ أَلَا بُعْدًا لِثَمُودَ 011:068:009
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
11:76 "Ey İbrahim! Bu halinden vazgeç. Rabbinin emri gelmiştir. Geri çevrilemez bir azap onların enselerine binecektir."يَا إِبْرَاهِيمُ أَعْرِضْ عَنْ هَٰذَا إِنَّهُ قَدْ جَاءَ أَمْرُ رَبِّكَ وَإِنَّهُمْ اتِيهِمْ عَذَابٌ غَيْرُ مَرْدُودٍ 011:076:010
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
11:81 Melekler dediler: "Biz senin Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar yakın, değil mi?"قَالُوا يَا لُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَنْ يَصِلُوا إِلَيْكَ فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ اللَّيْلِ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ أَحَدٌ إِلَّا امْرَأَتَكَ إِنَّهُ مُصِيبُهَا مَا أَصَابَهُمْ إِنَّ مَوْعِدَهُمُ الصُّبْحُ أَلَيْسَ الصُّبْحُ بِقَرِيبٍ 011:081:006
رَبِّكَrabbikeRabbinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:83 Rabbin katında damgalanmış taşlar. Zalimlerden çok uzak değildir bu.مُسَوَّمَةً عِنْدَ رَبِّكَ وَمَا هِيَ مِنَ الظَّالِمِينَ بِبَعِيدٍ 011:083:003
رَبِّيrabbīRabbim-N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
11:88 Dedi: "Ey toplumum! Ya ben Rabbimden bir beyyine üzerindeysem, bana lütfundan güzel bir rızık vermişse!... Size yasakladığım şeylerde, size söylediğimin aksine davranmak istemiyorum. Gücüm ölçüsünde barış ve iyilikten başka bir şey de istemiyorum. Başarım ancak Allah'ın desteğiyledir. Yalnız O'na güvendim ben, yalnız O'na yöneliyorum."قَالَ يَا قَوْمِ أَرَأَيْتُمْ إِنْ كُنْتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّي وَرَزَقَنِي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًا وَمَا أُرِيدُ أَنْ أُخَالِفَكُمْ إِلَىٰ مَا أَنْهَاكُمْ عَنْهُ إِنْ أُرِيدُ إِلَّا الْإِصْلَاحَ مَا اسْتَطَعْتُ وَمَا تَوْفِيقِي إِلَّا بِاللَّهِ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ 011:088:010
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
11:90 "Rabbinizden af dileyip O'na yönelin. Rabbim Rahîm'dir, rahmeti sınırsızdır; Vedûd'dur, çok sevgilidir."وَاسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوا إِلَيْهِ إِنَّ رَبِّي رَحِيمٌ وَدُودٌ 011:090:002
رَبِّيrabbībenim RabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
11:90 "Rabbinizden af dileyip O'na yönelin. Rabbim Rahîm'dir, rahmeti sınırsızdır; Vedûd'dur, çok sevgilidir."وَاسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوا إِلَيْهِ إِنَّ رَبِّي رَحِيمٌ وَدُودٌ 011:090:007
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
11:92 Dedi: "Ey toplumum! Sizce kabilem Allah'tan daha mı güçlü ve onurlu! Allah'ı arkanıza atıp dışlanmış hale getirdiniz. Rabbim, yapıp ettiklerinizi çepeçevre kuşatmıştır."قَالَ يَا قَوْمِ أَرَهْطِي أَعَزُّ عَلَيْكُمْ مِنَ اللَّهِ وَاتَّخَذْتُمُوهُ وَرَاءَكُمْ ظِهْرِيًّا إِنَّ رَبِّي بِمَا تَعْمَلُونَ مُحِيطٌ 011:092:013
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
11:101 Onlara biz zulmetmedik. Ama onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri geldiğinde, Allah'ı bırakıp da yakardıkları ilahları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. İlahları onların sadece hasar ve hüsranlarını artırdı.وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلَٰكِنْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ فَمَا أَغْنَتْ عَنْهُمْ الِهَتُهُمُ الَّتِي يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ لَمَّا جَاءَ أَمْرُ رَبِّكَ وَمَا زَادُوهُمْ غَيْرَ تَتْبِيبٍ 011:101:020
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
11:102 Rabbin zulme sapan kentleri/medeniyetleri çarptığı zaman, işte böyle çarpar. O'nun çarpması gerçekten korkunçtur, şiddetlidir.وَكَذَٰلِكَ أَخْذُ رَبِّكَ إِذَا أَخَذَ الْقُرَىٰ وَهِيَ ظَالِمَةٌ إِنَّ أَخْذَهُ أَلِيمٌ شَدِيدٌ 011:102:003
رَبُّكَrabbukeRabbininN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:107 Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada hep kalacaklardır. Rabbin, dilediğini öyle bir yerine getirir ki!...خَالِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ إِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ إِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ 011:107:010
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:107 Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada hep kalacaklardır. Rabbin, dilediğini öyle bir yerine getirir ki!...خَالِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ إِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ إِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ 011:107:012
رَبُّكَrabbukeRabbininN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:108 Mutluluğa erdirilenlere gelince, onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar, hep orada kalacaklardır. Kesintisiz bir lütuf olarak...وَأَمَّا الَّذِينَ سُعِدُوا فَفِي الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ إِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ عَطَاءً غَيْرَ مَجْذُوذٍ 011:108:015
رَبِّكَrabbikeRabbinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:110Andolsun, Musa'ya Kitap'ı verdik de onda da ihtilafa düşüldü. Rabbinden bir kelime, önceden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onlar bunun hakkında, kafaları karıştıran bir kuşku içindedirler.وَلَقَدْ اتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ فِيهِ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّهُمْ لَفِي شَكٍّ مِنْهُ مُرِيبٍ 011:110:011
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:111Hiç kuşkusuz Rabbin hepsinin amellerinin karşılığını tam tamına kendilerine verecektir. O, onların yapmakta olduklarından haberdardır.وَإِنَّ كُلًّا لَمَّا لَيُوَفِّيَنَّهُمْ رَبُّكَ أَعْمَالَهُمْ إِنَّهُ بِمَا يَعْمَلُونَ خَبِيرٌ 011:111:005
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:117Halkı barışseverler / iyilik yapanlar olsaydı, Rabbin o kentleri / medeniyetleri zulümle helak edecek değildi ya!وَمَا كَانَ رَبُّكَ لِيُهْلِكَ الْقُرَىٰ بِظُلْمٍ وَأَهْلُهَا مُصْلِحُونَ 011:117:003
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:118Eğer Rabbin dileseydi insanları elbette bir tek ümmet yapardı. Ama birbiriyle tartışmaya devam edeceklerdir.وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ لَجَعَلَ النَّاسَ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَا يَزَالُونَ مُخْتَلِفِينَ 011:118:003
رَبُّكَrabbukeRabbininN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:119Rabbinin rahmet ettikleri müstesna. O, onları işte bunun için yaratmıştır. Rabbinin, "andolsun ben cehennemi, tümden insanlar ve cinlerle dolduracağım" sözü tamamlanacaktır.إِلَّا مَنْ رَحِمَ رَبُّكَ وَلِذَٰلِكَ خَلَقَهُمْ وَتَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ 011:119:004
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
11:119Rabbinin rahmet ettikleri müstesna. O, onları işte bunun için yaratmıştır. Rabbinin, "andolsun ben cehennemi, tümden insanlar ve cinlerle dolduracağım" sözü tamamlanacaktır.إِلَّا مَنْ رَحِمَ رَبُّكَ وَلِذَٰلِكَ خَلَقَهُمْ وَتَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ 011:119:009
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
11:123Göklerin ve yerin gizli bilgileri Allah'a aittir. Tüm iş ve oluş O'na döndürülür. O halde O'na kulluk et, O'na dayanıp güven. Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.وَلِلَّهِ غَيْبُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَإِلَيْهِ يُرْجَعُ الْأَمْرُ كُلُّهُ فَاعْبُدْهُ وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِ وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ 011:123:013
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
12:6 İşte böyle! Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin tevilinden, sana birşeyler öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o nimeti tamamladığı gibi. Şu kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir.وَكَذَٰلِكَ يَجْتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِنْ تَأْوِيلِ الْأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلَىٰ الِ يَعْقُوبَ كَمَا أَتَمَّهَا عَلَىٰ أَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ 012:006:003
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
12:6 İşte böyle! Rabbin seni seçip yüceltecek, olayların ve sözlerin tevilinden, sana birşeyler öğretecek, hem senin hem Yakub soyunun üzerinde nimetini tamamlayacaktır. Tıpkı bundan önce ataların İbrahim ve İshak üzerine o nimeti tamamladığı gibi. Şu kesin ki, senin Rabbin Alîm'dir, Hakîm'dir.وَكَذَٰلِكَ يَجْتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِنْ تَأْوِيلِ الْأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلَىٰ الِ يَعْقُوبَ كَمَا أَتَمَّهَا عَلَىٰ أَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ 012:006:023
رَبِّيrabbīefendimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
12:23 Yûsuf'un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden gönlünü tatmin etmek istedi. Kapıları kilitledi, "Hadi gel!" dedi. Yûsuf: "Allah'a sığınırım, Rabbim beni güzel bir barınağa kavuşturmuştur. Zalimler iflah etmez." dedi.وَرَاوَدَتْهُ الَّتِي هُوَ فِي بَيْتِهَا عَنْ نَفْسِهِ وَغَلَّقَتِ الْأَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَ قَالَ مَعَاذَ اللَّهِ إِنَّهُ رَبِّي أَحْسَنَ مَثْوَايَ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ 012:023:017
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
12:24 Yemin olsun, kadın onu arzulamıştı. Eğer Rabbinin gerçeğe dikkat çeken delilini görmeseydi, o da onu arzulamıştı. Biz böylece ondan, kötülüğü ve fuhşu uzak tutuyorduk. Çünkü o, bizim samimi/seçkin kullarımızdandı.وَلَقَدْ هَمَّتْ بِهِ وَهَمَّ بِهَا لَوْلَا أَنْ رَأَىٰ بُرْهَانَ رَبِّهِ كَذَٰلِكَ لِنَصْرِفَ عَنْهُ السُّوءَ وَالْفَحْشَاءَ إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُخْلَصِينَ 012:024:010
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
12:33 Yûsuf dedi: "Rabbim! Zından benim için bunların beni çağırdığı şeyden daha sevimlidir. Eğer onların oyununu benden uzak tutmazsan onlara meyleder de cahillerden olurum."قَالَ رَبِّ السِّجْنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَنِي إِلَيْهِ وَإِلَّا تَصْرِفْ عَنِّي كَيْدَهُنَّ أَصْبُ إِلَيْهِنَّ وَأَكُنْ مِنَ الْجَاهِلِينَ 012:033:002
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
12:34 Rabbi onun duasını kabul etti de kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı. Herşeyi duyar O, herşeyi bilir.فَاسْتَجَابَ لَهُ رَبُّهُ فَصَرَفَ عَنْهُ كَيْدَهُنَّ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 012:034:003
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
12:37 Yûsuf dedi ki: "Rızıklanacağınız herhangi bir yemek size gelmeden önce onun yorumunu ikinize mutlaka bildiririm." Bu, Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Ben, Allah'a inanmayan ve âhireti de tamamen inkâr eden bir toplumun milletini terk ettim."قَالَ لَا يَأْتِيكُمَا طَعَامٌ تُرْزَقَانِهِ إِلَّا نَبَّأْتُكُمَا بِتَأْوِيلِهِ قَبْلَ أَنْ يَأْتِيَكُمَا ذَٰلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنِي رَبِّي إِنِّي تَرَكْتُ مِلَّةَ قَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَهُمْ بِالْاخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَ 012:037:015
أَأَرْبَابٌeerbābuntanrılar mı?INTG– soru önekialif
N– yalın hal eril çoğul belirsiz isim
soru harfi (hemze)
merfu
12:39 "Ey benim zından arkadaşlarım! Parçalara bölünüp fırkalaşmış rabler mi daha hayırlıdır, Vâhid ve Kahhâr olan Allah mı?"يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ أَأَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ أَمِ اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ 012:039:004
رَبَّهُrabbehuefendisineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
12:41 "Ey benim zından arkadaşlarım! Rüyanıza gelince: Bir taneniz rab edindiği kişiye şarap sunacak. Ötekiniz ise asılacak da kuşlar başından yiyecek. Hakkında fetva sorduğunuz iş, böyle hükme bağlanmıştır."يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ أَمَّا أَحَدُكُمَا فَيَسْقِي رَبَّهُ خَمْرًا وَأَمَّا الْاخَرُ فَيُصْلَبُ فَتَأْكُلُ الطَّيْرُ مِنْ رَأْسِهِ قُضِيَ الْأَمْرُ الَّذِي فِيهِ تَسْتَفْتِيَانِ 012:041:007
رَبِّكَrabbikeefendin(kralın)ınN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
12:42 Yûsuf o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğüne şöyle dedi: "Rab edindiğin kişi yanında beni an." Ama şeytan o adama, rab edindiği kişiye hatırlatmayı unutturdu. Böylece Yûsuf yıllarca zındanda kaldı.وَقَالَ لِلَّذِي ظَنَّ أَنَّهُ نَاجٍ مِنْهُمَا اذْكُرْنِي عِنْدَ رَبِّكَ فَأَنْسَاهُ الشَّيْطَانُ ذِكْرَ رَبِّهِ فَلَبِثَ فِي السِّجْنِ بِضْعَ سِنِينَ 012:042:009
رَبِّهِrabbihiefendisineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
12:42 Yûsuf o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğüne şöyle dedi: "Rab edindiğin kişi yanında beni an." Ama şeytan o adama, rab edindiği kişiye hatırlatmayı unutturdu. Böylece Yûsuf yıllarca zındanda kaldı.وَقَالَ لِلَّذِي ظَنَّ أَنَّهُ نَاجٍ مِنْهُمَا اذْكُرْنِي عِنْدَ رَبِّكَ فَأَنْسَاهُ الشَّيْطَانُ ذِكْرَ رَبِّهِ فَلَبِثَ فِي السِّجْنِ بِضْعَ سِنِينَ 012:042:013
رَبِّكَrabbikeefendineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
12:50 Kral: "Bu yorumu yapanı bana getirin." dedi. Elçi kendisine gelince, Yûsuf dedi ki: "Kralına dön de sor bakalım, o ellerini kesen kadınların derdi neydi? Rabbim, o kadınların hilelerini çok iyi bilmektedir."وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ فَلَمَّا جَاءَهُ الرَّسُولُ قَالَ ارْجِعْ إِلَىٰ رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ مَا بَالُ النِّسْوَةِ اللَّاتِي قَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ إِنَّ رَبِّي بِكَيْدِهِنَّ عَلِيمٌ 012:050:011
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
12:50 Kral: "Bu yorumu yapanı bana getirin." dedi. Elçi kendisine gelince, Yûsuf dedi ki: "Kralına dön de sor bakalım, o ellerini kesen kadınların derdi neydi? Rabbim, o kadınların hilelerini çok iyi bilmektedir."وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ فَلَمَّا جَاءَهُ الرَّسُولُ قَالَ ارْجِعْ إِلَىٰ رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ مَا بَالُ النِّسْوَةِ اللَّاتِي قَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ إِنَّ رَبِّي بِكَيْدِهِنَّ عَلِيمٌ 012:050:020
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
12:53 "Nefsimi ak pak gösteremem. Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Ama Rabbim çok affedici, çok esirgeyicidir.وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّي إِنَّ رَبِّي غَفُورٌ رَحِيمٌ 012:053:011
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
12:53 "Nefsimi ak pak gösteremem. Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Ama Rabbim çok affedici, çok esirgeyicidir.وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّي إِنَّ رَبِّي غَفُورٌ رَحِيمٌ 012:053:013
رَبِّيrabbīRabbimdenN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
12:98 Dedi: "Rabbimden sizin için af dileyeceğim. Çok affedicidir O, çok merhametlidir."قَالَ سَوْفَ أَسْتَغْفِرُ لَكُمْ رَبِّي إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ 012:098:005
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
12:100 Ana babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yûsuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yûsuf dedi: "Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu, şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sonra, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alîm olan O'dur, Hakîm olan O'dur."وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّوا لَهُ سُجَّدًا وَقَالَ يَا أَبَتِ هَٰذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِنْ قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا وَقَدْ أَحْسَنَ بِي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاءَ بِكُمْ مِنَ الْبَدْوِ مِنْ بَعْدِ أَنْ نَزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِمَا يَشَاءُ إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ 012:100:018
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
12:100 Ana babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yûsuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yûsuf dedi: "Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu, şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sonra, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alîm olan O'dur, Hakîm olan O'dur."وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّوا لَهُ سُجَّدًا وَقَالَ يَا أَبَتِ هَٰذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِنْ قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا وَقَدْ أَحْسَنَ بِي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاءَ بِكُمْ مِنَ الْبَدْوِ مِنْ بَعْدِ أَنْ نَزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِمَا يَشَاءُ إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ 012:100:040
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
12:101 "Rabbim, sen bana mülk ve saltanattan bir nasip verdin. Olayların ve düşlerin yorumundan bana bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Benim dünyada da âhirette de Velî'm sensin. Beni müslüman/sana teslim olmuş olarak öldür ve beni barışsever hayırlı kullar arasına kat."رَبِّ قَدْ اتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِنْ تَأْوِيلِ الْأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ أَنْتَ وَلِيِّي فِي الدُّنْيَا وَالْاخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ 012:101:001
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
13:1 Elif, Lâm, Mîm, Râ. O Kitap'ın ayetleridir bunlar. Ve sana Rabbinden indirilen, haktır. Ne var ki, insanların çokları iman etmezler.المر تِلْكَ ايَاتُ الْكِتَابِ وَالَّذِي أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ الْحَقُّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يُؤْمِنُونَ 013:001:009
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizleN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
13:2 Allah odur ki, gökleri direksiz yükseltmiştir; görüyorsunuz onları... Sonra arş üzerine egemen olmuştur. Güneş'i ve Ay'ı da boyun eğdirmiştir. Bunların tümü belirlenmiş bir vakte kadar akar dururlar. Oluşu yönlendirir, çekip çevirir O... Ayetleri birer birer gözler önüne serer ki, Rabbinize kavuşacağınıza açık seçik inanasınız.اللَّهُ الَّذِي رَفَعَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُسَمًّى يُدَبِّرُ الْأَمْرَ يُفَصِّلُ الْايَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ 013:002:025
بِرَبِّهِمْbirabbihimRableriniP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
13:5 Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür: "Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada sürekli kalacaklardır.وَإِنْ تَعْجَبْ فَعَجَبٌ قَوْلُهُمْ أَإِذَا كُنَّا تُرَابًا أَإِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ وَأُولَٰئِكَ الْأَغْلَالُ فِي أَعْنَاقِهِمْ وَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ 013:005:015
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
13:6 Senden, güzellikten önce kötülük istemede acele ediyorlar. Halbuki önlerinden pek çok örnek gelip geçti. Şu da bir gerçek ki, Rabbin insanlara karşı, zulümlerine rağmen af sahibidir. Ve Rabbinin azabı elbette çok şiddetlidir.وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالسَّيِّئَةِ قَبْلَ الْحَسَنَةِ وَقَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمُ الْمَثُلَاتُ وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغْفِرَةٍ لِلنَّاسِ عَلَىٰ ظُلْمِهِمْ وَإِنَّ رَبَّكَ لَشَدِيدُ الْعِقَابِ 013:006:011
رَبَّكَrabbekeRabbininN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
13:6 Senden, güzellikten önce kötülük istemede acele ediyorlar. Halbuki önlerinden pek çok örnek gelip geçti. Şu da bir gerçek ki, Rabbin insanlara karşı, zulümlerine rağmen af sahibidir. Ve Rabbinin azabı elbette çok şiddetlidir.وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالسَّيِّئَةِ قَبْلَ الْحَسَنَةِ وَقَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمُ الْمَثُلَاتُ وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغْفِرَةٍ لِلنَّاسِ عَلَىٰ ظُلْمِهِمْ وَإِنَّ رَبَّكَ لَشَدِيدُ الْعِقَابِ 013:006:018
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
13:7 Küfre sapmış olanlar şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" Sen sadece bir uyarıcısın ve her topluluk için doğruyu ve iyiyi gösteren bir önder vardır.وَيَقُولُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا أُنْزِلَ عَلَيْهِ ايَةٌ مِنْ رَبِّهِ إِنَّمَا أَنْتَ مُنْذِرٌ وَلِكُلِّ قَوْمٍ هَادٍ 013:007:009
رَبُّrabbuRabbiN– yalın hal eril isim
merfu
13:16 De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kim?" De ki: "Allah." De ki: "O'nun yanında başka evliya mı/destekçiler mi edindiniz? Bunlar kendilerine bile yarar sağlayıp zarar verme gücünde değiller." De ki: "Körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu? Yoksa Allah'a, tıpkı O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da yaratış/yaratılanlar kendileri için benzeşir hale mi geldi?" De ki: "Allah'tır her şeyi yaratan, O'dur Vâhid ve Kahhâr olan."قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ قُلِ اللَّهُ قُلْ أَفَاتَّخَذْتُمْ مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ لَا يَمْلِكُونَ لِأَنْفُسِهِمْ نَفْعًا وَلَا ضَرًّا قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْأَعْمَىٰ وَالْبَصِيرُ أَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُ أَمْ جَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ خَلَقُوا كَخَلْقِهِ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْ قُلِ اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ 013:016:003
لِرَبِّهِمُlirabbihimuRablerininP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
13:18 Rablerinin çağrısına olumlu cevap verenler için güzellik vardır. O'na olumlu cevap vermeyenlere gelince, yeryüzündekilerin tamamı onların olsa, bir o kadar da ilave edilse, kurtulmak için bunların tümünü fidye verirlerdi. Böylelerinin hesabı kötü olacaktır; varacakları yer de cehennemdir. Ne kötü yataktır o!لِلَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمُ الْحُسْنَىٰ وَالَّذِينَ لَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُ لَوْ أَنَّ لَهُمْ مَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لَافْتَدَوْا بِهِ أُولَٰئِكَ لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمِهَادُ 013:018:003
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
13:19 Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biriyle aynı mıdır? Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır.أَفَمَنْ يَعْلَمُ أَنَّمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ الْحَقُّ كَمَنْ هُوَ أَعْمَىٰ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُولُو الْأَلْبَابِ 013:019:007
رَبَّهُمْrabbehumRablerine karşıN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
13:21 Onlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar, Rablerinden korkarlar ve hesabın kötüsünden ürperti duyarlar.وَالَّذِينَ يَصِلُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَنْ يُوصَلَ وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ وَيَخَافُونَ سُوءَ الْحِسَابِ 013:021:010
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
13:22 Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir ölümsüz yurt.وَالَّذِينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَءُونَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ 013:022:005
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
13:27 Küfre sapanlar derler ki: "Rabbinden ona bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Allah dilediğini/dileyeni saptırır. Doğruya yöneleni de kendisine iletir."وَيَقُولُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا أُنْزِلَ عَلَيْهِ ايَةٌ مِنْ رَبِّهِ قُلْ إِنَّ اللَّهَ يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَنْ أَنَابَ 013:027:009
رَبِّيrabbībenim RabbimdirN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
13:30 İşte seni böylece, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmet içinde resul kıldık ki, onlar Rahman'a küfrederlerken sen kendilerine, sana vahyettiğimizi okuyasın. De ki: "O'dur benim Rabbim, ilah yok O'ndan başka, O'na dayanmışım ben! Yalnız O'nadır tövbem!"كَذَٰلِكَ أَرْسَلْنَاكَ فِي أُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهَا أُمَمٌ لِتَتْلُوَ عَلَيْهِمُ الَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُونَ بِالرَّحْمَٰنِ قُلْ هُوَ رَبِّي لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ مَتَابِ 013:030:020
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
14:1 Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna...الر كِتَابٌ أَنْزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَىٰ صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ 014:001:012
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
14:6 Mûsa'nın, kendi toplumuna şöyle dediği zamanı da hatırla: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın! Hatırlayın ki, sizi Firavun'un hanedanından kurtarmıştı. Onlar size azabın en kötüsüyle acı çektiriyorlar, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınıza hayasızca davranıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yokluyorlar/kadınlarınızı hayata salıyorlardı. İşte bunda sizin için Rabbinizden gelen çok büyük bir deneme ve ıstırap vardır."وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ أَنْجَاكُمْ مِنْ الِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ وَيُذَبِّحُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفِي ذَٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظِيمٌ 014:006:025
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
14:7 Rabbinizin şunu duyurduğunu da hatırda tutun: Eğer şükrederseniz, ben de sizin için mutlaka artıracağım. Ve eğer nankörlük ederseniz hiç kuşkusuz benim azabım çok çok şiddetlidir.وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ 014:007:003
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
14:13 Küfre sapanlar kendi resullerine şöyle dediler: "Ya tam bir biçimde bizim milletimize dönersiniz yahut da sizi yurdumuzdan mutlaka çıkarırız." Rableri de onlara şunu vahyetti: "Zalimleri muhakkak helâk edeceğiz."وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِرُسُلِهِمْ لَنُخْرِجَنَّكُمْ مِنْ أَرْضِنَا أَوْ لَتَعُودُنَّ فِي مِلَّتِنَا فَأَوْحَىٰ إِلَيْهِمْ رَبُّهُمْ لَنُهْلِكَنَّ الظَّالِمِينَ 014:013:014
بِرَبِّهِمْbirabbihimRableriniP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
14:18 Rablerine nankörlük edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgârın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir.مَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ أَعْمَالُهُمْ كَرَمَادٍ اشْتَدَّتْ بِهِ الرِّيحُ فِي يَوْمٍ عَاصِفٍ لَا يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُوا عَلَىٰ شَيْءٍ ذَٰلِكَ هُوَ الضَّلَالُ الْبَعِيدُ 014:018:004
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
14:23 İman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlar ise rablerinin izniyle altlarından ırmaklar akan cennetlere sokulmuşlardır. Sürekli kalıcıdırlar orada. Birbirlerine esenlik dilemeleri, "selam" şeklindedir.وَأُدْخِلَ الَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِمْ تَحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلَامٌ 014:023:014
رَبِّهَاrabbihāRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
mecrur «ها» muttasıl (bitişik) zamir
14:25 O ağaç, Rabbinin izniyle yemişlerini her zaman verir. Allah, insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler.تُؤْتِي أُكُلَهَا كُلَّ حِينٍ بِإِذْنِ رَبِّهَا وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ 014:025:006
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
14:35 Bir zaman, İbrahim şöyle demişti: "Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl. Beni ve oğullarımı putlara kulluktan uzak tut!"وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ اجْعَلْ هَٰذَا الْبَلَدَ امِنًا وَاجْنُبْنِي وَبَنِيَّ أَنْ نَعْبُدَ الْأَصْنَامَ 014:035:004
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
14:36 "Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve Rahîm'sin.رَبِّ إِنَّهُنَّ أَضْلَلْنَ كَثِيرًا مِنَ النَّاسِ فَمَنْ تَبِعَنِي فَإِنَّهُ مِنِّي وَمَنْ عَصَانِي فَإِنَّكَ غَفُورٌ رَحِيمٌ 014:036:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
14:37 "Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"رَبَّنَا إِنِّي أَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُوا الصَّلَاةَ فَاجْعَلْ أَفْئِدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْوِي إِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ 014:037:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
14:37 "Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"رَبَّنَا إِنِّي أَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُوا الصَّلَاةَ فَاجْعَلْ أَفْئِدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْوِي إِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ 014:037:013
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
14:38 "Rabbimiz, hiç kuşkusuz sen bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Yerde de gökte de hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz."رَبَّنَا إِنَّكَ تَعْلَمُ مَا نُخْفِي وَمَا نُعْلِنُ وَمَا يَخْفَىٰ عَلَى اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ 014:038:001
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
14:39 "İhtiyar yaşımda bana, İsmail ve İshak'ı bağışlayan Allah'a hamt olsun! Benim Rabbim, duayı gerçekten çok iyi duyar."الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي وَهَبَ لِي عَلَى الْكِبَرِ إِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ إِنَّ رَبِّي لَسَمِيعُ الدُّعَاءِ 014:039:011
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
14:40 "Rabbim! Beni, namazı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"رَبِّ اجْعَلْنِي مُقِيمَ الصَّلَاةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتِي رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ 014:040:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
14:40 "Rabbim! Beni, namazı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!"رَبِّ اجْعَلْنِي مُقِيمَ الصَّلَاةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتِي رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ 014:040:007
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
14:41 "Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne babamı ve inananları affet!"رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ 014:041:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
14:44 İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?وَأَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْتِيهِمُ الْعَذَابُ فَيَقُولُ الَّذِينَ ظَلَمُوا رَبَّنَا أَخِّرْنَا إِلَىٰ أَجَلٍ قَرِيبٍ نُجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَ أَوَلَمْ تَكُونُوا أَقْسَمْتُمْ مِنْ قَبْلُ مَا لَكُمْ مِنْ زَوَالٍ 014:044:009
رَبَّكَrabbekeRabbindirN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
15:25 Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet O'dur onları haşredecek olan. Hakîmdir O, Alîm'dir.وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحْشُرُهُمْ إِنَّهُ حَكِيمٌ عَلِيمٌ 015:025:002
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
15:28 Hatırla o zamanı ki Rabbin meleklere, "Ben, kupkuru bir çamurdan, değişken, cıvık balçıktan bir insan yaratacağım." demişti.وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍ 015:028:003
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
15:36 Dedi: "Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver."قَالَ رَبِّ فَأَنْظِرْنِي إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ 015:036:002
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
15:39 Dedi: "Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım."قَالَ رَبِّ بِمَا أَغْوَيْتَنِي لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَلَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ 015:039:002
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
15:56 Dedi: "Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!"قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّهِ إِلَّا الضَّالُّونَ 015:056:006
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
15:86 Kuşkusuz senin Rabbin, evet o, Hallâk'tır, hiç durmadan yaratır; en iyi şekilde bilir.إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلَّاقُ الْعَلِيمُ 015:086:002
فَوَرَبِّكَfeverabbikeRabbin hakkı içinREM– devam ettirme öneki
P– önekli edat wa (yemin)
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
istinaf fa sı
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
15:92 Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;فَوَرَبِّكَ لَنَسْأَلَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ 015:092:001
رَبِّكَrabbikeRabbiniN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
15:98 Şimdi sen, Rabbine hamd ile tespih et ve secde edenlerden ol!فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُنْ مِنَ السَّاجِدِينَ 015:098:003
رَبَّكَrabbekeRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
15:99 Sana şaşmaz ve kesin bilgi gelinceye kadar Rabbine ibadet et!وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ 015:099:002
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:7 Ve ağırlıklarınızı yüklenir, canlarınızın yarısını tüketmeden varamayacağınız beldelere kadar taşırlar. Hiç kuşkusuz, Rabbiniz gerçekten Raûf'tur, çok acıyıp esirger; Rahîm'dir, sınırsızca merhamet eder.وَتَحْمِلُ أَثْقَالَكُمْ إِلَىٰ بَلَدٍ لَمْ تَكُونُوا بَالِغِيهِ إِلَّا بِشِقِّ الْأَنْفُسِ إِنَّ رَبَّكُمْ لَرَءُوفٌ رَحِيمٌ 016:007:012
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:24 Onlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Öncekilerin masallarını."وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ مَاذَا أَنْزَلَ رَبُّكُمْ قَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ 016:024:006
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:30 Korunup sakınanlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Hayır indirdi." Bu dünyada güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır. Sonsuzluk yurdu elbette ki daha hayırlıdır. Gerçekten ne güzelmiş takva sahiplerinin yurdu!وَقِيلَ لِلَّذِينَ اتَّقَوْا مَاذَا أَنْزَلَ رَبُّكُمْ قَالُوا خَيْرًا لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا فِي هَٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ وَلَدَارُ الْاخِرَةِ خَيْرٌ وَلَنِعْمَ دَارُ الْمُتَّقِينَ 016:030:006
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
16:33 Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Allah'ın emrinin gelmesini mi? Onlardan öncekiler de aynen böyle yapmışlardı. Allah onlara zulüm etmemişti. Tam aksine, onlar kendi kendilerine zulüm ediyorlardı.هَلْ يَنْظُرُونَ إِلَّا أَنْ تَأْتِيَهُمُ الْمَلَائِكَةُ أَوْ يَأْتِيَ أَمْرُ رَبِّكَ كَذَٰلِكَ فَعَلَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَمَا ظَلَمَهُمُ اللَّهُ وَلَٰكِنْ كَانُوا أَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ 016:033:010
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
16:42 O Allah yolunda hicret edenler, sabrederler ve yalnız Rablerine tevekkül ederler.الَّذِينَ صَبَرُوا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ 016:042:004
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:47 Yoksa kendilerini korkuta korkuta, sindire sindire yakalamayacağından emin midirler? Kuşkusuz ki, sizin Rabbiniz gerçekten Raûf'tur, Rahîm'dir.أَوْ يَأْخُذَهُمْ عَلَىٰ تَخَوُّفٍ فَإِنَّ رَبَّكُمْ لَرَءُوفٌ رَحِيمٌ 016:047:006
رَبَّهُمْrabbehumRablerindenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
16:50 Üstlerinde egemen olan Rablerinden ürperirler ve emredildikleri şeyi yaparlar.يَخَافُونَ رَبَّهُمْ مِنْ فَوْقِهِمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ 016:050:002
بِرَبِّهِمْbirabbihimRablerineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
16:54 Sonra da zorluk ve kederi sizden kaldırdığında, içinizden bir zümre kendi Rablerine hemen ortak koşuverir,ثُمَّ إِذَا كَشَفَ الضُّرَّ عَنْكُمْ إِذَا فَرِيقٌ مِنْكُمْ بِرَبِّهِمْ يُشْرِكُونَ 016:054:009
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:68 Rabbin, balarısına şöyle vahyetti: "Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan da..."وَأَوْحَىٰ رَبُّكَ إِلَى النَّحْلِ أَنِ اتَّخِذِي مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا وَمِنَ الشَّجَرِ وَمِمَّا يَعْرِشُونَ 016:068:002
رَبِّكِrabbikiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
16:69 "Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul." Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir mucize var.ثُمَّ كُلِي مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلًا يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ فِيهِ شِفَاءٌ لِلنَّاسِ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَايَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ 016:069:008
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
16:86 Şirke sapanlar, ortak tuttuklarını gördüklerinde şöyle derler: "Rabbimiz, işte bunlar seni bırakıp da yalvarıp yakardığımız ortaklarımız." Bunun üzerine ortakları onlara şöyle söz dokundururlar: "Siz, yalancılarsınız, yalancılar!"وَإِذَا رَأَى الَّذِينَ أَشْرَكُوا شُرَكَاءَهُمْ قَالُوا رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ شُرَكَاؤُنَا الَّذِينَ كُنَّا نَدْعُو مِنْ دُونِكَ فَأَلْقَوْا إِلَيْهِمُ الْقَوْلَ إِنَّكُمْ لَكَاذِبُونَ 016:086:007
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
16:99 Şu bir gerçek ki şeytanın elinde, iman edip yalnız Rablerine dayananlar aleyhine hiçbir sulta/hiçbir kanıt yoktur.إِنَّهُ لَيْسَ لَهُ سُلْطَانٌ عَلَى الَّذِينَ امَنُوا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ 016:099:009
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:102 De ki: "İman edenleri güçlendirip kökleştirmek için ve Müslümanlara bir müjde ve kılavuz olarak, Ruhulkudüs onu, senin Rabbinden indirdi.قُلْ نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ لِيُثَبِّتَ الَّذِينَ امَنُوا وَهُدًى وَبُشْرَىٰ لِلْمُسْلِمِينَ 016:102:006
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:110 Kuşkusuz, Rabbin; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da cihat edip sabreden kişiler yanındadır. Bütün bunlardan sonra senin Rabbin elbette cömertçe affedecek, cömertçe merhamet edecektir!ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا فُتِنُوا ثُمَّ جَاهَدُوا وَصَبَرُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 016:110:003
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:110 Kuşkusuz, Rabbin; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da cihat edip sabreden kişiler yanındadır. Bütün bunlardan sonra senin Rabbin elbette cömertçe affedecek, cömertçe merhamet edecektir!ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا فُتِنُوا ثُمَّ جَاهَدُوا وَصَبَرُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 016:110:014
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:119 Şu da var: Rabbin, bilgisizlik yüzünden kötülük işleyip de bunun ardından tövbe edip hallerini düzeltenler lehindedir. Sonra senin Rabbin gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir.ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ عَمِلُوا السُّوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 016:119:003
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:119 Şu da var: Rabbin, bilgisizlik yüzünden kötülük işleyip de bunun ardından tövbe edip hallerini düzeltenler lehindedir. Sonra senin Rabbin gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir.ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ عَمِلُوا السُّوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 016:119:015
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:124 Cumartesi tatili, sadece onda ihtilaf edenlere farz kılındı. Rabbin, tartışmakta oldukları şey hakkında, onlar arasında kıyamet günü hüküm verecektir.إِنَّمَا جُعِلَ السَّبْتُ عَلَى الَّذِينَ اخْتَلَفُوا فِيهِ وَإِنَّ رَبَّكَ لَيَحْكُمُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ 016:124:009
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
16:125 Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir.ادْعُ إِلَىٰ سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ 016:125:004
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
16:125 Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir.ادْعُ إِلَىٰ سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ 016:125:013
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:8 Rabbiniz size belki rahmet eder. Ve eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de döneriz. Ve biz, cehennemi, küfre batanlar için çepeçevre kuşatan bir zından yapmışızdır.عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَنْ يَرْحَمَكُمْ وَإِنْ عُدْتُمْ عُدْنَا وَجَعَلْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرِينَ حَصِيرًا 017:008:002
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:12 Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık; sonra gecenin ayetini silip gündüzün ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık.وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ ايَتَيْنِ فَمَحَوْنَا ايَةَ اللَّيْلِ وَجَعَلْنَا ايَةَ النَّهَارِ مُبْصِرَةً لِتَبْتَغُوا فَضْلًا مِنْ رَبِّكُمْ وَلِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ وَكُلَّ شَيْءٍ فَصَّلْنَاهُ تَفْصِيلًا 017:012:015
بِرَبِّكَbirabbikeRabbinP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
17:17 Nûh'tan sonra da nice kuşakları helak ettik. Kullarının günahlarını haber alıcı ve görücü olarak Rabbin yeter.وَكَمْ أَهْلَكْنَا مِنَ الْقُرُونِ مِنْ بَعْدِ نُوحٍ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ بِذُنُوبِ عِبَادِهِ خَبِيرًا بَصِيرًا 017:017:009
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
17:20 Rabbinin lütfundan nimetlerle hepsine uzanırız: Onlara da bunlara da. Rabbinin lütfu kimse tarafından engellenemez/kısıtlanamaz.كُلًّا نُمِدُّ هَٰؤُلَاءِ وَهَٰؤُلَاءِ مِنْ عَطَاءِ رَبِّكَ وَمَا كَانَ عَطَاءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا 017:020:007
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
17:20 Rabbinin lütfundan nimetlerle hepsine uzanırız: Onlara da bunlara da. Rabbinin lütfu kimse tarafından engellenemez/kısıtlanamaz.كُلًّا نُمِدُّ هَٰؤُلَاءِ وَهَٰؤُلَاءِ مِنْ عَطَاءِ رَبِّكَ وَمَا كَانَ عَطَاءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا 017:020:011
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:23 Rabbin şöyle hükmetti: O'ndan başkasına kulluk / ibadet etmeyin, anaya babaya çok iyi davranın: Onlardan birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına gelirse sakın onlara "Öf!" bile deme; onları azarlama, onlara tatlı, iltifatlı söz söyle.وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَا أُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلًا كَرِيمًا 017:023:002
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
17:24 Rahmetten yerlere eğilme kanadını onlar için indir ve de ki: "Rabbim, merhametli davran onlara, tıpkı küçüklüğümde beni koruyup büyüttükleri gibi."وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا 017:024:008
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:25 Benliklerinizin içindekini Rabbiniz daha iyi bilir. Eğer siz barışsever/iyi kişiler olursanız O, tövbeye sarılanları affeder.رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا فِي نُفُوسِكُمْ إِنْ تَكُونُوا صَالِحِينَ فَإِنَّهُ كَانَ لِلْأَوَّابِينَ غَفُورًا 017:025:001
لِرَبِّهِlirabbihiRabbine karşıP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
car mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
17:27 Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olurlar. Ve şeytan, kendi Rabbine nankörlük etmiştir.إِنَّ الْمُبَذِّرِينَ كَانُوا إِخْوَانَ الشَّيَاطِينِ وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِرَبِّهِ كَفُورًا 017:027:008
رَبِّكَrabbikeRabbindenN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:28 Eğer onlardan, Rabbinden ümit ettiğin bir rahmeti bekleme yüzünden yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak/tatlı bir söz söyle.وَإِمَّا تُعْرِضَنَّ عَنْهُمُ ابْتِغَاءَ رَحْمَةٍ مِنْ رَبِّكَ تَرْجُوهَا فَقُلْ لَهُمْ قَوْلًا مَيْسُورًا 017:028:007
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:30 Hiç kuşkusuz Rabbin, dilediğine rızkı açar da kısar da. O, kullarını görüyor, onlardan haber alıyor.إِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ إِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِهِ خَبِيرًا بَصِيرًا 017:030:002
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:38 Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbin katında çirkin görülmüştür.كُلُّ ذَٰلِكَ كَانَ سَيِّئُهُ عِنْدَ رَبِّكَ مَكْرُوهًا 017:038:006
رَبُّكَrabbukeRabbininN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
17:39 Bunlar, Rabbinin sana, hikmetten vahyetmiş olduklarıdır. Allah'ın yanına başka tanrı koyma ki, kınanmış ve kovulmuş bir halde cehenneme atılmayasın.ذَٰلِكَ مِمَّا أَوْحَىٰ إِلَيْكَ رَبُّكَ مِنَ الْحِكْمَةِ وَلَا تَجْعَلْ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا اخَرَ فَتُلْقَىٰ فِي جَهَنَّمَ مَلُومًا مَدْحُورًا 017:039:005
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:40 Rabbiniz, oğulları seçip size özgüledi de kendisi meleklerden kızlar mı edindi? Gerçekten siz çok dehşet verici bir söz söylüyorsunuz!أَفَأَصْفَاكُمْ رَبُّكُمْ بِالْبَنِينَ وَاتَّخَذَ مِنَ الْمَلَائِكَةِ إِنَاثًا إِنَّكُمْ لَتَقُولُونَ قَوْلًا عَظِيمًا 017:040:002
رَبَّكَrabbekeRabbiniN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:46 Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın zaman, nefretle geriye dönüp kaçarlar.وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي اذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِذَا ذَكَرْتَ رَبَّكَ فِي الْقُرْانِ وَحْدَهُ وَلَّوْا عَلَىٰ أَدْبَارِهِمْ نُفُورًا 017:046:012
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:54 Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size rahmet eder, dilerse size azap eder. Biz seni onlar üzerine vekil göndermedik.رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِكُمْ إِنْ يَشَأْ يَرْحَمْكُمْ أَوْ إِنْ يَشَأْ يُعَذِّبْكُمْ وَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ وَكِيلًا 017:054:001
وَرَبُّكَve rabbukeve RabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:55 Rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun biz, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır. Davûd'a da Zebur'u verdik.وَرَبُّكَ أَعْلَمُ بِمَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَقَدْ فَضَّلْنَا بَعْضَ النَّبِيِّينَ عَلَىٰ بَعْضٍ وَاتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا 017:055:001
رَبِّهِمُrabbihimuRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
17:57 O yakarıp durduklarının kendileri, en çok yakınlık kazanmışları da dahil, Rablerine varmaya vesîle ararlar; O'nun rahmetini umarlar, O'nun azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkulasıdır.أُولَٰئِكَ الَّذِينَ يَدْعُونَ يَبْتَغُونَ إِلَىٰ رَبِّهِمُ الْوَسِيلَةَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ وَيَرْجُونَ رَحْمَتَهُ وَيَخَافُونَ عَذَابَهُ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ كَانَ مَحْذُورًا 017:057:006
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
17:57 O yakarıp durduklarının kendileri, en çok yakınlık kazanmışları da dahil, Rablerine varmaya vesîle ararlar; O'nun rahmetini umarlar, O'nun azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkulasıdır.أُولَٰئِكَ الَّذِينَ يَدْعُونَ يَبْتَغُونَ إِلَىٰ رَبِّهِمُ الْوَسِيلَةَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ وَيَرْجُونَ رَحْمَتَهُ وَيَخَافُونَ عَذَابَهُ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ كَانَ مَحْذُورًا 017:057:016
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:60 Hani, sana: "Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır." demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da Kur'an'da lanetlenmiş bulunan o ağacı/soyu da insanları sınamak dışında bir sebeple göndermedik. Biz onları korkutuyoruz ama bu onların kudurganlığını artırmaktan başka bir katkı sağlamıyor.وَإِذْ قُلْنَا لَكَ إِنَّ رَبَّكَ أَحَاطَ بِالنَّاسِ وَمَا جَعَلْنَا الرُّؤْيَا الَّتِي أَرَيْنَاكَ إِلَّا فِتْنَةً لِلنَّاسِ وَالشَّجَرَةَ الْمَلْعُونَةَ فِي الْقُرْانِ وَنُخَوِّفُهُمْ فَمَا يَزِيدُهُمْ إِلَّا طُغْيَانًا كَبِيرًا 017:060:005
بِرَبِّكَbirabbikeRabbinP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
17:65 "Kuşkusuz, benim kullarım üzerinde senin hiçbir sultan olmayacaktır." Vekil olarak Rabbin yeter.إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ وَكِيلًا 017:065:008
رَبُّكُمُrabbukumuRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:66 Rabbiniz odur ki, lütfundan nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler yürütüyor. O, size karşı gerçekten çok merhametlidir.رَبُّكُمُ الَّذِي يُزْجِي لَكُمُ الْفُلْكَ فِي الْبَحْرِ لِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهِ إِنَّهُ كَانَ بِكُمْ رَحِيمًا 017:066:001
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:79 Sana özgü bir davranış olarak, gecenin bir kısmında, o Kur'an'la meşgul olmak üzere uyanık ol/uykudan uyan. Böylece Rabbinin seni övgüye layık bir konuma ulaştırması umulur.وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَكَ عَسَىٰ أَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا 017:079:010
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
17:80 Şöyle yakar: "Rabbim! Beni, gireceğim yere doğruluk dürüstlükle sok, çıkacağım yerden doğruluk dürüstlükle çıkar. Katından bana yardımcı bir güç / kanıt ver."وَقُلْ رَبِّ أَدْخِلْنِي مُدْخَلَ صِدْقٍ وَأَخْرِجْنِي مُخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَلْ لِي مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَانًا نَصِيرًا 017:080:002
فَرَبُّكُمْferabbukumRabbinizREM– devam ettirme öneki
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
istinaf fa sı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:84 De ki: "Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş görür. Yolca daha doğru gidenin kim olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir."قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلَىٰ شَاكِلَتِهِ فَرَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ أَهْدَىٰ سَبِيلًا 017:084:006
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
17:85 Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size, ilimden sadece az bir şey verilmiştir."وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَمَا أُوتِيتُمْ مِنَ الْعِلْمِ إِلَّا قَلِيلًا 017:085:008
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
17:87 Ancak, Rabbinden bir rahmet müstesna. Kuşkusuz, O'nun sana lütfu pek büyüktür.إِلَّا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ إِنَّ فَضْلَهُ كَانَ عَلَيْكَ كَبِيرًا 017:087:004
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
17:93 "Yahut altından bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına, okuyacağımız bir kitabı bize indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir. Ben, insan bir resulden başka neyim ki?"أَوْ يَكُونَ لَكَ بَيْتٌ مِنْ زُخْرُفٍ أَوْ تَرْقَىٰ فِي السَّمَاءِ وَلَنْ نُؤْمِنَ لِرُقِيِّكَ حَتَّىٰ تُنَزِّلَ عَلَيْنَا كِتَابًا نَقْرَؤُهُ قُلْ سُبْحَانَ رَبِّي هَلْ كُنْتُ إِلَّا بَشَرًا رَسُولًا 017:093:021
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
17:100 De ki: "Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da harcanır biter korkusuyla cimri davranırdınız." İnsan çok cimridir.قُلْ لَوْ أَنْتُمْ تَمْلِكُونَ خَزَائِنَ رَحْمَةِ رَبِّي إِذًا لَأَمْسَكْتُمْ خَشْيَةَ الْإِنْفَاقِ وَكَانَ الْإِنْسَانُ قَتُورًا 017:100:007
رَبُّrabbuRabbindenN– yalın hal eril isim
merfu
17:102 Mûsa dedi: "Yemin olsun, sen bilmektesin ki, bunları, basîretle görülebilecek ibretler halinde/basîretler olarak o, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmedi. Vallahi ben de seni mahvolmuş görüyorum, ey Firavun!"قَالَ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا أَنْزَلَ هَٰؤُلَاءِ إِلَّا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ بَصَائِرَ وَإِنِّي لَأَظُنُّكَ يَا فِرْعَوْنُ مَثْبُورًا 017:102:008
رَبِّنَاrabbināRabbimizinN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
17:108 Ve diyorlar: "Rabbimizin şanı yücedir, Rabbimizin vaadi mutlaka gerçekleşecektir!"وَيَقُولُونَ سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنْ كَانَ وَعْدُ رَبِّنَا لَمَفْعُولًا 017:108:003
رَبِّنَاrabbināRabbimizinN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
17:108 Ve diyorlar: "Rabbimizin şanı yücedir, Rabbimizin vaadi mutlaka gerçekleşecektir!"وَيَقُولُونَ سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنْ كَانَ وَعْدُ رَبِّنَا لَمَفْعُولًا 017:108:007
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
18:10 Hani, o yiğit gençler o mağaraya sığındılar da şöyle dediler: "Ey Rabbimiz, katından bir rahmet ver bize ve bizim için bir çıkış yolu lütfet işimize."إِذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا اتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا 018:010:007
بِرَبِّهِمْbirabbihimRablerineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
18:13 Biz onların haberlerini sana doğru bir şekilde anlatacağız. Şu bir gerçek ki onlar, Rablerine iman etmiş bir yiğitler grubuydu. Ve biz de onların hidayetini artırdık.نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ نَبَأَهُمْ بِالْحَقِّ إِنَّهُمْ فِتْيَةٌ امَنُوا بِرَبِّهِمْ وَزِدْنَاهُمْ هُدًى 018:013:009
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
18:14 Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz."وَرَبَطْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ إِذْ قَامُوا فَقَالُوا رَبُّنَا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَنْ نَدْعُوَ مِنْ دُونِهِ إِلَٰهًا لَقَدْ قُلْنَا إِذًا شَطَطًا 018:014:007
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
18:14 Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz."وَرَبَطْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ إِذْ قَامُوا فَقَالُوا رَبُّنَا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَنْ نَدْعُوَ مِنْ دُونِهِ إِلَٰهًا لَقَدْ قُلْنَا إِذًا شَطَطًا 018:014:008
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:16 "Madem ki onlardan ve Allah dışındaki taptıklarınızdan yüz çevirip kenara çekildiniz, hadi mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden bir nasip yaysın ve işinizde size kolaylık ve başarı sağlasın."وَإِذِ اعْتَزَلْتُمُوهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ إِلَّا اللَّهَ فَأْوُوا إِلَى الْكَهْفِ يَنْشُرْ لَكُمْ رَبُّكُمْ مِنْ رَحْمَتِهِ وَيُهَيِّئْ لَكُمْ مِنْ أَمْرِكُمْ مِرْفَقًا 018:016:012
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:19 İşte böyle! Onları dirilttik ki, birbirlerine sorup dursunlar. İçlerinden biri şöyle konuştu: "Ne kadar durdunuz?" Dediler: "Bir gün yahut günün bir parçası kadar." Dediler: "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Siz şimdi birinizi şu gümüş para ile kente gönderin de baksın; kentin hangi yiyeceği daha temizse ondan size bir rızık getirsin. Ama nazik ve kurnaz davransın ki, sizi kimseye fark ettirmesin."وَكَذَٰلِكَ بَعَثْنَاهُمْ لِيَتَسَاءَلُوا بَيْنَهُمْ قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالُوا رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا لَبِثْتُمْ فَابْعَثُوا أَحَدَكُمْ بِوَرِقِكُمْ هَٰذِهِ إِلَى الْمَدِينَةِ فَلْيَنْظُرْ أَيُّهَا أَزْكَىٰ طَعَامًا فَلْيَأْتِكُمْ بِرِزْقٍ مِنْهُ وَلْيَتَلَطَّفْ وَلَا يُشْعِرَنَّ بِكُمْ أَحَدًا 018:019:017
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
18:21 Böylece insanları onlar hakkında bilgilendirdik ki, Allah'ın vaadinin hak, kıyamet saatinin de kuşkusuz olduğunu bilsinler. Çünkü onlar, aralarında mağara yaranının durumunu tartışıyorlardı. "Onların üstüne bir bina kurun." dediler. Rableri onları daha iyi bilir. Onlar hakkında görüşleri galip gelenlerse şöyle dediler: "Üzerlerine mutlaka bir mescit edineceğiz."وَكَذَٰلِكَ أَعْثَرْنَا عَلَيْهِمْ لِيَعْلَمُوا أَنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَأَنَّ السَّاعَةَ لَا رَيْبَ فِيهَا إِذْ يَتَنَازَعُونَ بَيْنَهُمْ أَمْرَهُمْ فَقَالُوا ابْنُوا عَلَيْهِمْ بُنْيَانًا رَبُّهُمْ أَعْلَمُ بِهِمْ قَالَ الَّذِينَ غَلَبُوا عَلَىٰ أَمْرِهِمْ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيْهِمْ مَسْجِدًا 018:021:022
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
18:22 "Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma.سَيَقُولُونَ ثَلَاثَةٌ رَابِعُهُمْ كَلْبُهُمْ وَيَقُولُونَ خَمْسَةٌ سَادِسُهُمْ كَلْبُهُمْ رَجْمًا بِالْغَيْبِ وَيَقُولُونَ سَبْعَةٌ وَثَامِنُهُمْ كَلْبُهُمْ قُلْ رَبِّي أَعْلَمُ بِعِدَّتِهِمْ مَا يَعْلَمُهُمْ إِلَّا قَلِيلٌ فَلَا تُمَارِ فِيهِمْ إِلَّا مِرَاءً ظَاهِرًا وَلَا تَسْتَفْتِ فِيهِمْ مِنْهُمْ أَحَدًا 018:022:016
رَبَّكَrabbekeRabbiniN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:24 "Allah dilerse" şeklinde söyleyebilirsin. Unuttuğunda, Rabbini an. Ve de: "Umarım ki Rabbim beni, bundan daha yakın bir zamanda başarıya/aydınlığa ulaştırır."إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ وَاذْكُرْ رَبَّكَ إِذَا نَسِيتَ وَقُلْ عَسَىٰ أَنْ يَهْدِيَنِ رَبِّي لِأَقْرَبَ مِنْ هَٰذَا رَشَدًا 018:024:006
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
18:24 "Allah dilerse" şeklinde söyleyebilirsin. Unuttuğunda, Rabbini an. Ve de: "Umarım ki Rabbim beni, bundan daha yakın bir zamanda başarıya/aydınlığa ulaştırır."إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ وَاذْكُرْ رَبَّكَ إِذَا نَسِيتَ وَقُلْ عَسَىٰ أَنْ يَهْدِيَنِ رَبِّي لِأَقْرَبَ مِنْ هَٰذَا رَشَدًا 018:024:013
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
18:27 Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O'nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret yoktur. O'nun dışında bir sığınak/bir dayanak asla bulamazsın.وَاتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنْ كِتَابِ رَبِّكَ لَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَلَنْ تَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَدًا 018:027:007
رَبَّهُمْrabbehumRablerineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
18:28 Benliğini, sabah akşam yüzünü isteyerek rablerine yalvaranlarla beraber tut. İğreti dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırıp uzaklaştırma. Ve sakın, kalbini bizim zikrimizden / Kur'anımızdan gafil koyduğumuz, boş arzularına uymuş kişiye boyun eğme. Böylesinin işi hep aşırılıktır.وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ وَلَا تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْ تُرِيدُ زِينَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَا تُطِعْ مَنْ أَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَنْ ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ وَكَانَ أَمْرُهُ فُرُطًا 018:028:006
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:29 Ve de ki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." Biz, zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı/duvarı/dumanı onları çepeçevre kuşatmıştır. Eğer yardım dileseler, erimiş maden gibi yüzleri pişiren bir su ile yardımlarına koşulur. O ne kötü içecek, o ne kötü sığınak/dayanak!وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَاءَ فَلْيَكْفُرْ إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ نَارًا أَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَا وَإِنْ يَسْتَغِيثُوا يُغَاثُوا بِمَاءٍ كَالْمُهْلِ يَشْوِي الْوُجُوهَ بِئْسَ الشَّرَابُ وَسَاءَتْ مُرْتَفَقًا 018:029:004
رَبِّيrabbīRabbimeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
18:36 "Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Ama eğer Rabbime döndürülüp götürülürsem, bundan daha iyisini bulacağımdan eminim."وَمَا أَظُنُّ السَّاعَةَ قَائِمَةً وَلَئِنْ رُدِدْتُ إِلَىٰ رَبِّي لَأَجِدَنَّ خَيْرًا مِنْهَا مُنْقَلَبًا 018:036:008
رَبِّيrabbībenim RabbimdirN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
18:38 "Lâkin, o Allah benim Rabbimdir. Ve ben, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam."لَٰكِنَّا هُوَ اللَّهُ رَبِّي وَلَا أُشْرِكُ بِرَبِّي أَحَدًا 018:038:004
بِرَبِّيbirabbīRabbimeP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
car mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
18:38 "Lâkin, o Allah benim Rabbimdir. Ve ben, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam."لَٰكِنَّا هُوَ اللَّهُ رَبِّي وَلَا أُشْرِكُ بِرَبِّي أَحَدًا 018:038:007
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
18:40 Olabilir ki, Rabbim bana senin bağından daha değerlisini verir; seninkinin üzerine de gökten bir âfet gönderir de bağlığın yalçın bir toprak kesilir."فَعَسَىٰ رَبِّي أَنْ يُؤْتِيَنِ خَيْرًا مِنْ جَنَّتِكَ وَيُرْسِلَ عَلَيْهَا حُسْبَانًا مِنَ السَّمَاءِ فَتُصْبِحَ صَعِيدًا زَلَقًا 018:040:002
بِرَبِّيbirabbīRabbimeP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
car mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
18:42 Derken bütün ürününe el kondu. Bağ sahibi, çardakları üzerine çökmüş bulunan bağ için harcadıklarına vahlanarak avuçlarını ovuşturuyor ve şöyle diyordu: "Ne olurdu, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!"وَأُحِيطَ بِثَمَرِهِ فَأَصْبَحَ يُقَلِّبُ كَفَّيْهِ عَلَىٰ مَا أَنْفَقَ فِيهَا وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا وَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُشْرِكْ بِرَبِّي أَحَدًا 018:042:019
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:46 Mal ve oğullar, şu iğreti dünya hayatının süsüdür. Barışa ve hayra yönelik kalıcı eylemlerse, Rabbin katında sevapça da üstündür, beklenti bakımından da.الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ أَمَلًا 018:046:010
رَبِّكَrabbikesenin RabbineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:48 Hepsi, saflar halinde Rabbine arz edilmiştir. Yemin olsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi yine bize geldiniz. Ama siz, sizin için hesabın görüleceği bir zaman belirlemeyeceğimizi sanmıştınız.وَعُرِضُوا عَلَىٰ رَبِّكَ صَفًّا لَقَدْ جِئْتُمُونَا كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ بَلْ زَعَمْتُمْ أَلَّنْ نَجْعَلَ لَكُمْ مَوْعِدًا 018:048:003
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:49 Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: "Vay başımıza! Ne biçim kitap bu! Ne küçük bırakmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş!" Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmiyor.وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَا وَيْلَتَنَا مَالِ هَٰذَا الْكِتَابِ لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً إِلَّا أَحْصَاهَا وَوَجَدُوا مَا عَمِلُوا حَاضِرًا وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَدًا 018:049:027
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
18:50 Hani, biz meleklere "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinlerdendi. Kendi Rabbinin emrine ters düştü. Şimdi siz, benim beri yanımdan, onu ve onun soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Hem de onlar sizin düşmanınızken. Zalimler için ne kötü bir değiştirmedir bu!وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِادَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ كَانَ مِنَ الْجِنِّ فَفَسَقَ عَنْ أَمْرِ رَبِّهِ أَفَتَتَّخِذُونَهُ وَذُرِّيَّتَهُ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِي وَهُمْ لَكُمْ عَدُوٌّ بِئْسَ لِلظَّالِمِينَ بَدَلًا 018:050:015
رَبَّهُمْrabbehumRablerineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
18:55 Kendilerine hidayet geldikten sonra, insanları iman etmekten, Rablerinden af dilemekten alıkoyan şey şundan başkası değildir: Evvelkilerin yol ve yöntemlerinin kendilerine de gelmesini yahut bizzat azabın karşılarına dikilivermesini beklemek.وَمَا مَنَعَ النَّاسَ أَنْ يُؤْمِنُوا إِذْ جَاءَهُمُ الْهُدَىٰ وَيَسْتَغْفِرُوا رَبَّهُمْ إِلَّا أَنْ تَأْتِيَهُمْ سُنَّةُ الْأَوَّلِينَ أَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ قُبُلًا 018:055:010
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
18:57 Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha zalim kim olabilir? Şu bir gerçek ki, biz onların kalpleri üzerine onu anlamamaları için kabuklar geçirdik, kulakları içine de ağırlıklar koyduk. Onları hidayete çağırsan da bu durumda hidayete asla ulaşamazlar.وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ ذُكِّرَ بِايَاتِ رَبِّهِ فَأَعْرَضَ عَنْهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ إِنَّا جَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي اذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِنْ تَدْعُهُمْ إِلَى الْهُدَىٰ فَلَنْ يَهْتَدُوا إِذًا أَبَدًا 018:057:006
وَرَبُّكَve rabbukeve RabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:58 O affedici, o rahmet sahibi Rabbin, onları, kazandıkları yüzünden hesaba çekseydi, kendileri için azabı mutlaka çabuklaştırırdı. Böyle olmamıştır, ama onlar için, hiçbir kaçıp kurtulma imkânı bulamayacakları bir hesap sorma zamanı öngörülmüştür.وَرَبُّكَ الْغَفُورُ ذُو الرَّحْمَةِ لَوْ يُؤَاخِذُهُمْ بِمَا كَسَبُوا لَعَجَّلَ لَهُمُ الْعَذَابَ بَلْ لَهُمْ مَوْعِدٌ لَنْ يَجِدُوا مِنْ دُونِهِ مَوْئِلًا 018:058:001
رَبُّهُمَاrabbuhumāRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs ikil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
18:81 "Diledik ki, Rableri onlara o çocuktan temizlikçe daha üstün, merhametçe daha gelişmişini versin."فَأَرَدْنَا أَنْ يُبْدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيْرًا مِنْهُ زَكَاةً وَأَقْرَبَ رُحْمًا 018:081:004
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:82 "Ve duvar. Duvar, o kentte yaşayan iki yetim oğlanındı. Altında, oğlanlara ait bir define vardı. Oğlanların babası da hayır ve barış seven bir kimse olarak yaşamıştı. Rabbin istedi ki, o çocuklar ergenliklerine ulaşsınlar da Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarsınlar. Ben bunları kendi buyruğumun sonucu olarak yapmadım. İşte senin sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin içyüzü budur."وَأَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِي الْمَدِينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُ كَنْزٌ لَهُمَا وَكَانَ أَبُوهُمَا صَالِحًا فَأَرَادَ رَبُّكَ أَنْ يَبْلُغَا أَشُدَّهُمَا وَيَسْتَخْرِجَا كَنْزَهُمَا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ وَمَا فَعَلْتُهُ عَنْ أَمْرِي ذَٰلِكَ تَأْوِيلُ مَا لَمْ تَسْطِعْ عَلَيْهِ صَبْرًا 018:082:016
رَبِّكَrabbikeRabbindenN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
18:82 "Ve duvar. Duvar, o kentte yaşayan iki yetim oğlanındı. Altında, oğlanlara ait bir define vardı. Oğlanların babası da hayır ve barış seven bir kimse olarak yaşamıştı. Rabbin istedi ki, o çocuklar ergenliklerine ulaşsınlar da Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarsınlar. Ben bunları kendi buyruğumun sonucu olarak yapmadım. İşte senin sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin içyüzü budur."وَأَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِي الْمَدِينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُ كَنْزٌ لَهُمَا وَكَانَ أَبُوهُمَا صَالِحًا فَأَرَادَ رَبُّكَ أَنْ يَبْلُغَا أَشُدَّهُمَا وَيَسْتَخْرِجَا كَنْزَهُمَا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ وَمَا فَعَلْتُهُ عَنْ أَمْرِي ذَٰلِكَ تَأْوِيلُ مَا لَمْ تَسْطِعْ عَلَيْهِ صَبْرًا 018:082:024
رَبِّهِrabbihiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
18:87 Dedi: "Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek; O da onu görülmedik bir azaba çeker."قَالَ أَمَّا مَنْ ظَلَمَ فَسَوْفَ نُعَذِّبُهُ ثُمَّ يُرَدُّ إِلَىٰ رَبِّهِ فَيُعَذِّبُهُ عَذَابًا نُكْرًا 018:087:010
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
18:95 Dedi: "Rabbimin beni içinde tuttuğu imkân ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim."قَالَ مَا مَكَّنِّي فِيهِ رَبِّي خَيْرٌ فَأَعِينُونِي بِقُوَّةٍ أَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْمًا 018:095:005
رَبِّيrabbīRabbimdenN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
18:98 Dedi: "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır."قَالَ هَٰذَا رَحْمَةٌ مِنْ رَبِّي فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ رَبِّي جَعَلَهُ دَكَّاءَ وَكَانَ وَعْدُ رَبِّي حَقًّا 018:098:005
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
18:98 Dedi: "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır."قَالَ هَٰذَا رَحْمَةٌ مِنْ رَبِّي فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ رَبِّي جَعَلَهُ دَكَّاءَ وَكَانَ وَعْدُ رَبِّي حَقًّا 018:098:009
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
18:98 Dedi: "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır."قَالَ هَٰذَا رَحْمَةٌ مِنْ رَبِّي فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ رَبِّي جَعَلَهُ دَكَّاءَ وَكَانَ وَعْدُ رَبِّي حَقًّا 018:098:014
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
18:105 Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na ulaşmayı inkâr etmişler de bütün amelleri boşa çıkmıştır. Bu yüzden kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız/onlara hiçbir değer vermeyiz.أُولَٰئِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِايَاتِ رَبِّهِمْ وَلِقَائِهِ فَحَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فَلَا نُقِيمُ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَزْنًا 018:105:005
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
18:109 De ki: "Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tükenmeden önce deniz mutlaka biter. Bir o kadarını daha getirsek de yetmez."قُلْ لَوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَنْ تَنْفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا 018:109:007
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
18:109 De ki: "Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tükenmeden önce deniz mutlaka biter. Bir o kadarını daha getirsek de yetmez."قُلْ لَوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَنْ تَنْفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا 018:109:014
رَبِّهِrabbihiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
18:110 De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın."قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحَىٰ إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَٰهُكُمْ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ فَمَنْ كَانَ يَرْجُو لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلًا صَالِحًا وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَدًا 018:110:016
رَبِّهِrabbihiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
18:110 De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın."قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحَىٰ إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَٰهُكُمْ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ فَمَنْ كَانَ يَرْجُو لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلًا صَالِحًا وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَدًا 018:110:023
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
19:2 Rabbinin rahmetinin, Zekeriyya kuluna anılışıdır bu...ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّا 019:002:003
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
19:3 Hani o, Rabbine gizli bir sesle seslenmişti de,إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ نِدَاءً خَفِيًّا 019:003:003
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
19:4 Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht olmadım."قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُنْ بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا 019:004:002
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
19:4 Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht olmadım."قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُنْ بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا 019:004:013
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
19:6 Ki hem bana mirasçı olsun hem de Yakub hanedanına mirasçı olsun. Ve onu hoşnutluğunu kazanmış bir kul eyle, Rabbim."يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنْ الِ يَعْقُوبَ وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا 019:006:007
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
19:8 Dedi: "Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım."قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا 019:008:002
رَبُّكَrabbukesenin RabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
19:9 "Bu budur." dedi. Rabbin şöyle buyurdu: "Onu yapmak benim için çok kolaydır. Nitekim daha önce de sen hiçbir şey değilken seni yaratmıştım."قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِنْ قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْئًا 019:009:004
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
19:10 Dedi: "Rabbim, bana bir işaret ver." Cevap verdi: "İşaretin, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlarla konuşmamandır."قَالَ رَبِّ اجْعَلْ لِي ايَةً قَالَ ايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلَاثَ لَيَالٍ سَوِيًّا 019:010:002
رَبِّكِrabbikiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
19:19 Ruh dedi: "Ben, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım."قَالَ إِنَّمَا أَنَا رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَامًا زَكِيًّا 019:019:005
رَبُّكِrabbukiRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
19:21 Dedi: "İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu."قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَلِنَجْعَلَهُ ايَةً لِلنَّاسِ وَرَحْمَةً مِنَّا وَكَانَ أَمْرًا مَقْضِيًّا 019:021:004
رَبُّكِrabbukiRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
19:24 Altından ona şöyle seslendi: "Tasalanma, Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirdi."فَنَادَاهَا مِنْ تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا 019:024:008
رَبِّيrabbībenim RabbimdirN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
19:36 Şüphesiz, Allah, benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O halde O'na ibadet edin. Dosdoğru yol budur.وَإِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ 019:036:003
وَرَبُّكُمْve rabbukumve sizin RabbinizdirCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
19:36 Şüphesiz, Allah, benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O halde O'na ibadet edin. Dosdoğru yol budur.وَإِنَّ اللَّهَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ 019:036:004
رَبِّيrabbīRabbimdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
19:47 Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır."قَالَ سَلَامٌ عَلَيْكَ سَأَسْتَغْفِرُ لَكَ رَبِّي إِنَّهُ كَانَ بِي حَفِيًّا 019:047:006
رَبِّيrabbīRabbimeN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub ya muttasıl (bitişik) zamir
19:48 "Sizden de Allah dışındaki yakardıklarınızdan da ayrılıyorum; Rabbime dua edeceğim. Umarım, Rabbime yakarışımla bahtsızlığa düşmem."وَأَعْتَزِلُكُمْ وَمَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَأَدْعُو رَبِّي عَسَىٰ أَلَّا أَكُونَ بِدُعَاءِ رَبِّي شَقِيًّا 019:048:008
رَبِّيrabbīRabbimeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
19:48 "Sizden de Allah dışındaki yakardıklarınızdan da ayrılıyorum; Rabbime dua edeceğim. Umarım, Rabbime yakarışımla bahtsızlığa düşmem."وَأَعْتَزِلُكُمْ وَمَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَأَدْعُو رَبِّي عَسَىٰ أَلَّا أَكُونَ بِدُعَاءِ رَبِّي شَقِيًّا 019:048:013
رَبِّهِrabbihiRabbleri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
19:55 Ailesine namazı, zekâtı emrederdi. Rabbi katında hoşnutluk kazanmış bir kişiydi.وَكَانَ يَأْمُرُ أَهْلَهُ بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ وَكَانَ عِنْدَ رَبِّهِ مَرْضِيًّا 019:055:008
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
19:64 Biz sadece Rabbinin emrini indiririz/biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdeki, arkamızdaki ve bunlar arasındaki herşey O'nundur. Rabbin asla unutkan değildir.وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمْرِ رَبِّكَ لَهُ مَا بَيْنَ أَيْدِينَا وَمَا خَلْفَنَا وَمَا بَيْنَ ذَٰلِكَ وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيًّا 019:064:005
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
19:64 Biz sadece Rabbinin emrini indiririz/biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdeki, arkamızdaki ve bunlar arasındaki herşey O'nundur. Rabbin asla unutkan değildir.وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمْرِ رَبِّكَ لَهُ مَا بَيْنَ أَيْدِينَا وَمَا خَلْفَنَا وَمَا بَيْنَ ذَٰلِكَ وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيًّا 019:064:017
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
19:65 Göklerin, yerin ve bunlar arasındaki şeylerin Rabbidir o. O'na kulluk/ibadet et ve O'na ibadette sabırlı ol. O'na adaş olacak birini biliyor musun?رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا فَاعْبُدْهُ وَاصْطَبِرْ لِعِبَادَتِهِ هَلْ تَعْلَمُ لَهُ سَمِيًّا 019:065:001
فَوَرَبِّكَfeverabbikeRabbine andolsun kiREM– devam ettirme öneki
P– önekli edat wa (yemin)
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
istinaf fa sı
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
19:68 Rabbine yemin olsun ki; onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.فَوَرَبِّكَ لَنَحْشُرَنَّهُمْ وَالشَّيَاطِينَ ثُمَّ لَنُحْضِرَنَّهُمْ حَوْلَ جَهَنَّمَ جِثِيًّا 019:068:001
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
19:71 İçinizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür.وَإِنْ مِنْكُمْ إِلَّا وَارِدُهَا كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ حَتْمًا مَقْضِيًّا 019:071:007
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
19:76 Allah, doğru yolda olanların hidayetini artırır. Barışa ve hayra yönelik kalıcı işler, Rabbin katında sevapça daha üstün, sonuç bakımından daha hayırlıdır.وَيَزِيدُ اللَّهُ الَّذِينَ اهْتَدَوْا هُدًى وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ مَرَدًّا 019:076:010
رَبُّكَrabbukesenin RabbinimN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
20:12 "Benim ben, senin Rabbin! Hadi, pabuçlarını çıkar; sen kutsal vadide, Tuva'dasın."إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ إِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى 020:012:003
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
20:25 Mûsa dedi: "Rabbim, göğsümü açıp genişlet;قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي 020:025:002
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
20:45 Dediler ki: "Rabbimiz, onun aleyhimizde bir taşkınlık yapmasından yahut yine azmasından korkuyoruz."قَالَا رَبَّنَا إِنَّنَا نَخَافُ أَنْ يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَنْ يَطْغَىٰ 020:045:002
رَبِّكَrabbikesenin RabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
20:47 "Hadi gidin ona! Deyin ki; "Biz senin Rabbinin iki resulüyüz. İsrailoğullarını bizimle gönder, onlara işkence etme! Rabbinden sana bir mucize getirdik. Selam, hidayete uyanlaradır."فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِايَةٍ مِنْ رَبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَىٰ مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَىٰ 020:047:005
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
20:47 "Hadi gidin ona! Deyin ki; "Biz senin Rabbinin iki resulüyüz. İsrailoğullarını bizimle gönder, onlara işkence etme! Rabbinden sana bir mucize getirdik. Selam, hidayete uyanlaradır."فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِايَةٍ مِنْ رَبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَىٰ مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَىٰ 020:047:016
رَبُّكُمَاrabbukumāRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
20:49 Firavun dedi: "Sizin Rabbiniz kim, ey Mûsa?"قَالَ فَمَنْ رَبُّكُمَا يَا مُوسَىٰ 020:049:003
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
20:50 Mûsa dedi: "Rabbimiz, herşeye yaratılışını lütfeden, sonra da yol yordam gösteren kudrettir."قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَىٰ كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَىٰ 020:050:002
رَبِّيrabbīRabbiminN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
20:52 "Onlara ilişkin bilgi, Rabbim katında bir Kitap'tadır. Rabbim ne şaşırır ne de unutur."قَالَ عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي فِي كِتَابٍ لَا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنْسَى 020:052:004
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
20:52 "Onlara ilişkin bilgi, Rabbim katında bir Kitap'tadır. Rabbim ne şaşırır ne de unutur."قَالَ عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي فِي كِتَابٍ لَا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنْسَى 020:052:009
بِرَبِّbirabbiRabbineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
car mecrur
20:70 Bunun üzerine büyücüler secdelere kapanıp şöyle seslendiler: "Hârun'un ve Mûsa'nın Rabbine inandık!"فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوا امَنَّا بِرَبِّ هَارُونَ وَمُوسَىٰ 020:070:006
بِرَبِّنَاbirabbināRabbimizeP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
car mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
20:73 "Biz Rabbimize inandık ki, günahlarımızı ve senin bizi zorladığın büyüyü affetsin. Allah daha hayırlı, daha süreklidir."إِنَّا امَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَا أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِ وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ 020:073:003
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
20:74 Şu bir gerçek ki, Rabbinin huzuruna suçlu olarak gelen için cehennem vardır. Orada ne ölür ne de hayat bulur.إِنَّهُ مَنْ يَأْتِ رَبَّهُ مُجْرِمًا فَإِنَّ لَهُ جَهَنَّمَ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ 020:074:004
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
20:84 Dedi: "Onlar, benim eserim üzerindeler. Ben sana gelmede acele davrandım ki, benden hoşnut olasın, ey Rabbim!"قَالَ هُمْ أُولَاءِ عَلَىٰ أَثَرِي وَعَجِلْتُ إِلَيْكَ رَبِّ لِتَرْضَىٰ 020:084:008
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
20:86 Bunun üzerine Mûsa, öfkeli ve ümidi kırık bir halde kavmine döndü. Dedi: "Ey toplumum! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze ters davrandınız?"فَرَجَعَ مُوسَىٰ إِلَىٰ قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ يَا قَوْمِ أَلَمْ يَعِدْكُمْ رَبُّكُمْ وَعْدًا حَسَنًا أَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ أَمْ أَرَدْتُمْ أَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَخْلَفْتُمْ مَوْعِدِي 020:086:012
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
20:86 Bunun üzerine Mûsa, öfkeli ve ümidi kırık bir halde kavmine döndü. Dedi: "Ey toplumum! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze ters davrandınız?"فَرَجَعَ مُوسَىٰ إِلَىٰ قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ يَا قَوْمِ أَلَمْ يَعِدْكُمْ رَبُّكُمْ وَعْدًا حَسَنًا أَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ أَمْ أَرَدْتُمْ أَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَخْلَفْتُمْ مَوْعِدِي 020:086:025
رَبَّكُمُrabbekumuRabbinizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
20:90 Yemin olsun, Hârun daha önce onlara şunu söylemişti: "Ey kavmim, siz bununla imtihan edildiniz. Sizin Rabbiniz o Rahman'dır. Artık bana uyun, emrime itaat edin!"وَلَقَدْ قَالَ لَهُمْ هَارُونُ مِنْ قَبْلُ يَا قَوْمِ إِنَّمَا فُتِنْتُمْ بِهِ وَإِنَّ رَبَّكُمُ الرَّحْمَٰنُ فَاتَّبِعُونِي وَأَطِيعُوا أَمْرِي 020:090:013
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
20:105 Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları un ufak edecektir."وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْجِبَالِ فَقُلْ يَنْسِفُهَا رَبِّي نَسْفًا 020:105:006
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
20:114 O Melik/o hak hükümdar olan Allah, yüceler yücesidir. Sana vahyi tamamlanmadan önce, Kur'an hakkında aceleci olma. Şöyle de:"Rabbim, ilmimi artır!"فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ وَلَا تَعْجَلْ بِالْقُرْانِ مِنْ قَبْلِ أَنْ يُقْضَىٰ إِلَيْكَ وَحْيُهُ وَقُلْ رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا 020:114:015
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
20:121 Nihayet, ikisi de ondan yediler. Bunun üzerine, çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etmiş, azmış, ziyana uğramıştı.فَأَكَلَا مِنْهَا فَبَدَتْ لَهُمَا سَوْاتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ وَعَصَىٰ ادَمُ رَبَّهُ فَغَوَىٰ 020:121:014
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
20:122 Sonra, Rabbi onu arıtıp temizledi, onun tövbesini kabul edip kendisini iyiye ve doğruya kılavuzladı.ثُمَّ اجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَتَابَ عَلَيْهِ وَهَدَىٰ 020:122:003
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
20:125 O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?"قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَنِي أَعْمَىٰ وَقَدْ كُنْتُ بَصِيرًا 020:125:002
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
20:127 İsraf eden/haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayan kimseleri biz böyle cezalandırırız. Ve âhiretin azabı çok daha şiddetli, çok daha kalıcıdır.وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي مَنْ أَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِنْ بِايَاتِ رَبِّهِ وَلَعَذَابُ الْاخِرَةِ أَشَدُّ وَأَبْقَىٰ 020:127:008
رَبِّكَrabbikeRabbinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
20:129 Eğer Rabbin tarafından daha önce söylenmiş bir söz, belirlenmiş bir süre olmasaydı, bunlar için de helâk kaçınılmaz olurdu.وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَكَانَ لِزَامًا وَأَجَلٌ مُسَمًّى 020:129:005
رَبِّكَrabbikeRabbiniN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
20:130 Artık, onların söylediklerine sabret; Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbini överek tespih et! Gecenin bazı saatleriyle gündüzün iki ucunda da tespih et ki, hoşnutluğa erebilesin.فَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا وَمِنْ انَاءِ اللَّيْلِ فَسَبِّحْ وَأَطْرَافَ النَّهَارِ لَعَلَّكَ تَرْضَىٰ 020:130:007
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
20:131 Onlardan bazı çiftlere, kendilerini imtihan etmek için iğreti hayatın süsü olarak verdiğimiz nimetlere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir.وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ 020:131:016
رَبِّهِrabbihiRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
20:133 Dediler ki: "Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya!" Peki, önceki sayfalardaki açık kanıt onlara gelmedi mi?وَقَالُوا لَوْلَا يَأْتِينَا بِايَةٍ مِنْ رَبِّهِ أَوَلَمْ تَأْتِهِمْ بَيِّنَةُ مَا فِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ 020:133:006
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
20:134 Eğer biz onları, ondan önce bir azapla helâk etseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: "Rabbimiz, ne olurdu bize bir resul gönderseydin de zelil ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık!"وَلَوْ أَنَّا أَهْلَكْنَاهُمْ بِعَذَابٍ مِنْ قَبْلِهِ لَقَالُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ ايَاتِكَ مِنْ قَبْلِ أَنْ نَذِلَّ وَنَخْزَىٰ 020:134:008
رَبِّهِمْrabbihimRablerin-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
21:2 Rablerinden kendilerine ulaşan, söze bürünmüş her yeni öğüt ve hatırlatmayı ancak eğlenerek dinliyorlar.مَا يَأْتِيهِمْ مِنْ ذِكْرٍ مِنْ رَبِّهِمْ مُحْدَثٍ إِلَّا اسْتَمَعُوهُ وَهُمْ يَلْعَبُونَ 021:002:006
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
21:4 Dedi: "Rabbim, gökteki sözü de yerdeki sözü de bilir. O, herşeyi duyan, her şeyi bilendir!"قَالَ رَبِّي يَعْلَمُ الْقَوْلَ فِي السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 021:004:002
رَبِّrabbisahibiN– -in hali eril isim
mecrur
21:22 Eğer, yerde gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, o ikisi de mutlaka fesada uğrardı. Arşın Rabbi o Allah, onların nitelendirmelerinden yücedir, uzaktır.لَوْ كَانَ فِيهِمَا الِهَةٌ إِلَّا اللَّهُ لَفَسَدَتَا فَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ 021:022:010
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
21:42 De ki: "Sizi gece ve gündüz Rahman'dan kim koruyabilir?" Hayır, hayır! Onlar, Rablerinin zikrinden/Kur'an'ından yüz çeviriyorlar.قُلْ مَنْ يَكْلَؤُكُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ مِنَ الرَّحْمَٰنِ بَلْ هُمْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّهِمْ مُعْرِضُونَ 021:042:012
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
21:46 Rabbinin azabından onlara bir esinti dokunsa, yemin olsun şöyle diyecekler: "Vay bizlere, biz zalimlermişiz!"وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ 021:046:006
رَبَّهُمْrabbehumRablerindenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
21:49 O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَهُمْ مِنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ 021:049:003
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
21:56 Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim."قَالَ بَلْ رَبُّكُمْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا عَلَىٰ ذَٰلِكُمْ مِنَ الشَّاهِدِينَ 021:056:003
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
21:56 Dedi: "Hiç de değil! Sizin Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları yaratmıştır. Ben de bunlara tanıklık edenlerdenim."قَالَ بَلْ رَبُّكُمْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا عَلَىٰ ذَٰلِكُمْ مِنَ الشَّاهِدِينَ 021:056:004
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
21:83 Ve Eyyûb... Rabbine şöyle yakarmıştı: "Dert gelip çattı bana; sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin."وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ 021:083:004
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
21:89 Ve Zekeriyya. Hani Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, beni yapayalnız, bir başıma bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın."وَزَكَرِيَّا إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ 021:089:004
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
21:89 Ve Zekeriyya. Hani Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, beni yapayalnız, bir başıma bırakma. Sen, vârislerin en hayırlısısın."وَزَكَرِيَّا إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ 021:089:005
رَبُّكُمْrabbukumsizin RabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
21:92 İşte şu sizin ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de Rabbinimiz. O halde bana kulluk/ibadet edin.إِنَّ هَٰذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ 021:092:007
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
21:112 Resul şöyle yakardı: "Rabbim, hak ile hükmet! Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına başvurulandır, Müsteân'dır."قَالَ رَبِّ احْكُمْ بِالْحَقِّ وَرَبُّنَا الرَّحْمَٰنُ الْمُسْتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ 021:112:002
وَرَبُّنَاve rabbunāve RabbimizCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
21:112 Resul şöyle yakardı: "Rabbim, hak ile hükmet! Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına başvurulandır, Müsteân'dır."قَالَ رَبِّ احْكُمْ بِالْحَقِّ وَرَبُّنَا الرَّحْمَٰنُ الْمُسْتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ 021:112:005
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
22:1 Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet saatinin zelzelesi gerçekten çok büyük bir şeydir.يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ عَظِيمٌ 022:001:005
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
22:19 İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir.هَٰذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِي رَبِّهِمْ فَالَّذِينَ كَفَرُوا قُطِّعَتْ لَهُمْ ثِيَابٌ مِنْ نَارٍ يُصَبُّ مِنْ فَوْقِ رُءُوسِهِمُ الْحَمِيمُ 022:019:005
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
22:30 İşte böyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmışır. Artık putların pisliğinden, yalan sözden uzak durun.ذَٰلِكَ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللَّهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّهِ وَأُحِلَّتْ لَكُمُ الْأَنْعَامُ إِلَّا مَا يُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ الْأَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ الزُّورِ 022:030:010
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
22:40 Onlar sırf, "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çokça anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler her halde yerle bir edilirdi. Allah, kendisine yardım edene elbette yardım eder. Allah elbette Kavî, Azîz'dir.الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ إِلَّا أَنْ يَقُولُوا رَبُّنَا اللَّهُ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَهُدِّمَتْ صَوَامِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَاتٌ وَمَسَاجِدُ يُذْكَرُ فِيهَا اسْمُ اللَّهِ كَثِيرًا وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ 022:040:010
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
22:47 Senden aceleyle azabı istiyorlar: Allah, vaadine asla ters düşmez. Şu da bir gerçek ki Rabbinin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuzun bin yılı gibidir.وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَنْ يُخْلِفَ اللَّهُ وَعْدَهُ وَإِنَّ يَوْمًا عِنْدَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ 022:047:010
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
22:54 Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır.وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَيُؤْمِنُوا بِهِ فَتُخْبِتَ لَهُ قُلُوبُهُمْ وَإِنَّ اللَّهَ لَهَادِ الَّذِينَ امَنُوا إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ 022:054:008
رَبِّكَrabbikeRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
22:67 Her ümmet için biz, bir ibadet şekli/bir ibadet yeri belirledik; onlar, onu izlerler. Artık bu iş konusunda seninle çekişmesinler. Sen de Rabbine davet et/dua et. Sen, elbette ki şaşırtmadan yol aldıran bir kılavuzun ardındasın.لِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكًا هُمْ نَاسِكُوهُ فَلَا يُنَازِعُنَّكَ فِي الْأَمْرِ وَادْعُ إِلَىٰ رَبِّكَ إِنَّكَ لَعَلَىٰ هُدًى مُسْتَقِيمٍ 022:067:013
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizeN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
22:77 Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin; Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtulabilesiniz.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا ارْكَعُوا وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ 022:077:008
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:26 Nûh şöyle yakardı: "Rabbim, beni yalanlamaları karşısında yardım et bana!"قَالَ رَبِّ انْصُرْنِي بِمَا كَذَّبُونِ 023:026:002
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:29 Şunu da söyle: "Rabbim, beni bereketli bir yere indir! Sen, konuk ağırlayanların en hayırlısısın."وَقُلْ رَبِّ أَنْزِلْنِي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْمُنْزِلِينَ 023:029:002
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:39 O peygamber şöyle yakardı: "Rabbim, beni yalanlamaları karşısında yardım et bana!"قَالَ رَبِّ انْصُرْنِي بِمَا كَذَّبُونِ 023:039:002
رَبُّكُمْrabbukumsizin RabbinizimN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
23:52 İşte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ve ben de sizin Rabbinizim; o halde benden sakının!وَإِنَّ هَٰذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّقُونِ 023:052:007
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
23:57 Onlar ki, Rablerine saygıdan titrerler,إِنَّ الَّذِينَ هُمْ مِنْ خَشْيَةِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ 023:057:006
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
23:58 Onlar ki, Rablerinin ayetlerine iman ederler,وَالَّذِينَ هُمْ بِايَاتِ رَبِّهِمْ يُؤْمِنُونَ 023:058:004
بِرَبِّهِمْbirabbihimRablerineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
23:59 Onlar ki, Rablerine ortak koşmazlar,وَالَّذِينَ هُمْ بِرَبِّهِمْ لَا يُشْرِكُونَ 023:059:003
رَبِّهِمْrabbihimRablerinin huzurunaN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
23:60 Onlar ki, verdiklerini, Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler;وَالَّذِينَ يُؤْتُونَ مَا اتَوْا وَقُلُوبُهُمْ وَجِلَةٌ أَنَّهُمْ إِلَىٰ رَبِّهِمْ رَاجِعُونَ 023:060:009
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
23:72 Yoksa onlardan bir vergi mi istiyorsun? Rabbinin vereceği daha hayırlıdır. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O.أَمْ تَسْأَلُهُمْ خَرْجًا فَخَرَاجُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ 023:072:005
لِرَبِّهِمْlirabbihimRabblerineP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
23:76 Yemin olsun, biz onları azapla yakaladık. Ama yine de Rablerine boyun eğmediler. Sığınıp yakarmıyorlar.وَلَقَدْ أَخَذْنَاهُمْ بِالْعَذَابِ فَمَا اسْتَكَانُوا لِرَبِّهِمْ وَمَا يَتَضَرَّعُونَ 023:076:006
رَبُّrabbuRabbiN– yalın hal eril isim
merfu
23:86 Sor: "Yedi göklerin Rabbi ve o büyük arşın Rabbi kimdir?"قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ 023:086:003
وَرَبُّve rabbuve RabbiCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
atıf vavı
merfu
23:86 Sor: "Yedi göklerin Rabbi ve o büyük arşın Rabbi kimdir?"قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ 023:086:006
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:93 De ki: "Rabbim, tehdit edildikleri şeyi bana mutlaka göstereceksin.قُلْ رَبِّ إِمَّا تُرِيَنِّي مَا يُوعَدُونَ 023:093:002
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:94 Beni o zalimler topluluğunun içinde tutma Rabbim!"رَبِّ فَلَا تَجْعَلْنِي فِي الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ 023:094:001
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:97 Ve de ki: "Rabbim, şeytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım!"وَقُلْ رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ 023:097:002
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:98 "Onların, başıma üşüşmelerinden de sana sığınırım Rabbim!"وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونِ 023:098:003
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:99 Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: "Rabbim, beni geri döndürün;حَتَّىٰ إِذَا جَاءَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ 023:099:007
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
23:106 Derler ki: "Rabbimiz, bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."قَالُوا رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَالِّينَ 023:106:002
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
23:107 "Rabbimiz, çıkar bizi oradan. Eğer bir daha aynısını yaparsak, gerçekten zalimler olacağız."رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْهَا فَإِنْ عُدْنَا فَإِنَّا ظَالِمُونَ 023:107:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
23:109 Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın" diyorken,إِنَّهُ كَانَ فَرِيقٌ مِنْ عِبَادِي يَقُولُونَ رَبَّنَا امَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ 023:109:007
رَبُّrabburabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
23:116 Yücelerden yücedir, o hak padişah olan Allah! İlah yok O'ndan başka. O şanlı arşın Rabbidir O!فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمِ 023:116:009
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
23:117 Kim Allah'ın yanında, hakkında hiçbir kanıt olmayan bir başka ilaha yakarır/davet ederse, onun hesabı rabbi katındadır. Hiç kuşkusuz, küfre sapanlar iflah etmezler.وَمَنْ يَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا اخَرَ لَا بُرْهَانَ لَهُ بِهِ فَإِنَّمَا حِسَابُهُ عِنْدَ رَبِّهِ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْكَافِرُونَ 023:117:014
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
23:118 Şöyle yakar: "Rabbim! Affet, merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın!"وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ 023:118:002
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
25:16 Onlar için orada, diledikleri herşey sürekli vardır. Bu, Rabbin üzerinde sorumluluğu üstlenilen bir vaattir.لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَاءُونَ خَالِدِينَ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ وَعْدًا مَسْئُولًا 025:016:008
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
25:20 Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir.وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ إِلَّا إِنَّهُمْ لَيَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَيَمْشُونَ فِي الْأَسْوَاقِ وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْ لِبَعْضٍ فِتْنَةً أَتَصْبِرُونَ وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرًا 025:020:019
رَبَّنَاrabbenāRabbimiziN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
25:21 Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: "Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı?" Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.وَقَالَ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا لَوْلَا أُنْزِلَ عَلَيْنَا الْمَلَائِكَةُ أَوْ نَرَىٰ رَبَّنَا لَقَدِ اسْتَكْبَرُوا فِي أَنْفُسِهِمْ وَعَتَوْا عُتُوًّا كَبِيرًا 025:021:012
رَبِّrabbiRabbiVOC– seslenme ön ekiya
N– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
nida / seslenme edatı
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
25:30 Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَٰذَا الْقُرْانَ مَهْجُورًا 025:030:004
بِرَبِّكَbirabbikeRabbinP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
25:31 Biz böylece her peygambere, suçlulardan bir düşman musallat ettik. Kılavuz ve yardımcı olarak Rabbin yeter.وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا مِنَ الْمُجْرِمِينَ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ هَادِيًا وَنَصِيرًا 025:031:009
رَبِّكَrabbikeRabbiniN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
25:45 Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız!أَلَمْ تَرَ إِلَىٰ رَبِّكَ كَيْفَ مَدَّ الظِّلَّ وَلَوْ شَاءَ لَجَعَلَهُ سَاكِنًا ثُمَّ جَعَلْنَا الشَّمْسَ عَلَيْهِ دَلِيلًا 025:045:004
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
25:54 Sudan bir insan yaratıp, onu nesep ve sıhriyet akrabaları halinde oluşturan O'dur. Rabbin çok güçlüdür.وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ مِنَ الْمَاءِ بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًا وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرًا 025:054:011
رَبِّهِrabbihiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
25:55 Allah'ın berisinden, kendisine yarar sağlamayacak, zarar da veremeyecek şeylere ibadet/kulluk ediyorlar. İnkârcı, Rabbi aleyhine başkalarına arka çıkar.وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنْفَعُهُمْ وَلَا يَضُرُّهُمْ وَكَانَ الْكَافِرُ عَلَىٰ رَبِّهِ ظَهِيرًا 025:055:013
رَبِّهِrabbihiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
25:57 De ki: "Onun karşılığında sizden bir ücret istemiyorum; ancak Rabbine varmak için bir yol tutmayı dileyenler istiyorum."قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِلَّا مَنْ شَاءَ أَنْ يَتَّخِذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا 025:057:013
لِرَبِّهِمْlirabbihimRablerineP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
25:64 Geceleri, Rableri huzurunda secde ederek, ayakta durarak geçirirler.وَالَّذِينَ يَبِيتُونَ لِرَبِّهِمْ سُجَّدًا وَقِيَامًا 025:064:003
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
25:65 Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut. Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır."وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا 025:065:003
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
25:73 Rablerinin ayetleri kendilerine hatırlatıldığında, kör ve sağırlar gibi onlar üzerine kapanmazlar.وَالَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِايَاتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّوا عَلَيْهَا صُمًّا وَعُمْيَانًا 025:073:005
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
25:74 Onlar şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, eşlerimizden ve çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi takvaya sarılanlara önder kıl."وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا 025:074:003
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
25:77 De ki: "Duanız/davetiniz yoksa, Rabbim sizi ne yapsın? Yalanladınız; bu yüzden azap kaçınılmaz olacaktır."قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا 025:077:005
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:9 Ve hiç kuşku yok, senin Rabbin gerçekten mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ 026:009:002
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:10 Rabbinin Mûsa'ya, "Zulüm sergileyenler topluluğuna git" diye seslenişini hatırla.وَإِذْ نَادَىٰ رَبُّكَ مُوسَىٰ أَنِ ائْتِ الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ 026:010:003
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
26:12 Demişti ki Mûsa: "Rabbim, doğrusu ben, beni yalanlamalarından korkuyorum."قَالَ رَبِّ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يُكَذِّبُونِ 026:012:002
رَبِّrabbiRabbininN– -in hali eril isim
mecrur
26:16 "Hemen Firavun'a gidin, şöyle deyin: -Âlemlerin Rabbi'nin resulleriyiz biz."فَأْتِيَا فِرْعَوْنَ فَقُولَا إِنَّا رَسُولُ رَبِّ الْعَالَمِينَ 026:016:006
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
26:21 "Sizden korkunca aranızdan kaçtım. Daha sonra Rabbim bana hükmetme gücü bağışladı ve beni peygamberlerden biri yaptı."فَفَرَرْتُ مِنْكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ فَوَهَبَ لِي رَبِّي حُكْمًا وَجَعَلَنِي مِنَ الْمُرْسَلِينَ 026:021:007
رَبُّrabbuRabbiN– yalın hal eril isim
merfu
26:23 Firavun dedi: "Peki, âlemlerin Rabbi kim?"قَالَ فِرْعَوْنُ وَمَا رَبُّ الْعَالَمِينَ 026:023:004
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
26:24 Dedi: "Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbi. Eğer iyice anlayıp inanıyorsanız."قَالَ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا إِنْ كُنْتُمْ مُوقِنِينَ 026:024:002
رَبُّكُمْrabbukumsizin RabbinizdirN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:26 Mûsa dedi: "O hem sizin Rabbinizdir hem de önceki atalarınızın Rabbidir."قَالَ رَبُّكُمْ وَرَبُّ ابَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ 026:026:002
وَرَبُّve rabbuve RabbidirCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
atıf vavı
merfu
26:26 Mûsa dedi: "O hem sizin Rabbinizdir hem de önceki atalarınızın Rabbidir."قَالَ رَبُّكُمْ وَرَبُّ ابَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ 026:026:003
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
26:28 Mûsa dedi: "Eğer aklınızı işletirseniz O, doğunun, batının ve bunlar arasındakilerin de Rabbidir."قَالَ رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَمَا بَيْنَهُمَا إِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ 026:028:002
بِرَبِّbirabbiRabbineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
car mecrur
26:47 Dediler: "İnandık âlemlerin Rabbi'ne."قَالُوا امَنَّا بِرَبِّ الْعَالَمِينَ 026:047:003
رَبِّrabbiRabbineN– -in hali eril isim
mecrur
26:48 "Mûsa'nın ve Hârun'un Rabbine."رَبِّ مُوسَىٰ وَهَارُونَ 026:048:001
رَبِّنَاrabbināRabbimizeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
26:50 Dediler: "Zararı yok, biz nasıl olsa Rabbimize döneceğiz,قَالُوا لَا ضَيْرَ إِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا مُنْقَلِبُونَ 026:050:006
رَبُّنَاrabbunāRabbimizinN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
26:51 Ümidimiz odur ku, Rabbimiz hatalarımızı bağışlar çünkü biz ilk inananlar olduk."إِنَّا نَطْمَعُ أَنْ يَغْفِرَ لَنَا رَبُّنَا خَطَايَانَا أَنْ كُنَّا أَوَّلَ الْمُؤْمِنِينَ 026:051:006
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
26:62 Mûsa dedi: "Hayır, asla! Rabbim benimledir, bana kılavuzluk edecektir."قَالَ كَلَّا إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهْدِينِ 026:062:005
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:68 Ve şüphesiz, senin Rabbindir O mutlak Azîz, mutlak Rahîm.وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ 026:068:002
رَبَّrabbeRabbiN– ismin -i hali eril isim
mansub
26:77 "Şüphesiz onlar benim düşmanım. Ama âlemlerin Rabbi dostum."فَإِنَّهُمْ عَدُوٌّ لِي إِلَّا رَبَّ الْعَالَمِينَ 026:077:005
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
26:83 "Rabbim, bana hükmetme gücü/hikmet bağışla, beni hak ve barış seven iyiler arasına kat!"رَبِّ هَبْ لِي حُكْمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ 026:083:001
بِرَبِّbirabbiRabbineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
car mecrur
26:98 "Çünkü sizi âlemlerin Rabbi'yle aynı düzeyde tutuyorduk."إِذْ نُسَوِّيكُمْ بِرَبِّ الْعَالَمِينَ 026:098:003
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:104 Ve kuşkusuz senin Rabbindir o mutlak Azîz, mutlak Rahîm.وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ 026:104:002
رَبِّrabbiRabbineN– -in hali eril isim
mecrur
26:109 "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ödülüm sadece âlemlerin Rabbi'ndendir.وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ 026:109:010
رَبِّيrabbīRabbimeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
26:113 "Onların hesabı Rabbimden başkasına ait değildir. Bir düşünebilseniz!"إِنْ حِسَابُهُمْ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّي لَوْ تَشْعُرُونَ 026:113:005
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
26:117 Nûh şöyle yakardı: "Rabbim, toplumum beni yalanladı."قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِي كَذَّبُونِ 026:117:002
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:122 Kuşkusuz, senin Rabbindir o mutlak Azîz, mutlak Rahîm.وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ 026:122:002
رَبِّrabbiRabbineN– -in hali eril isim
mecrur
26:127 "Ben sizden bu iş için bir ücret istemiyorum. Benim ödülüm âlemlerin Rabbi'ndendir."وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ 026:127:010
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:140 Kuşkusuz, senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ 026:140:002
رَبِّrabbiRabbineN– -in hali eril isim
mecrur
26:145 "Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir."وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ 026:145:010
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:159 Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ 026:159:002
رَبِّrabbiRabbineN– -in hali eril isim
mecrur
26:164 "Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir."وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ 026:164:010
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:166 Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Doğrusu siz haddi aşmış bir kavimsiniz."وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُمْ مِنْ أَزْوَاجِكُمْ بَلْ أَنْتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ 026:166:005
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
26:169 "Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından koru."رَبِّ نَجِّنِي وَأَهْلِي مِمَّا يَعْمَلُونَ 026:169:001
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:175 Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm...وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ 026:175:002
رَبِّrabbiRabbineN– -in hali eril isim
mecrur
26:180 "Ben bu iş için sizden herhangi bir ödül de istemiyorum; benim ödülüm âlemlerin Rabbi'nden başkasında değil."وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ 026:180:010
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
26:188 Şuayb dedi: "Yapmakta olduğunuzu Rabbim daha iyi bilir."قَالَ رَبِّي أَعْلَمُ بِمَا تَعْمَلُونَ 026:188:002
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
26:191 Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ 026:191:002
رَبِّrabbiRabbininN– -in hali eril isim
mecrur
26:192 Kesin olan şu ki, o âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir.وَإِنَّهُ لَتَنْزِيلُ رَبِّ الْعَالَمِينَ 026:192:003
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
27:8 Mûsa ateşe vardığında şöyle çağrıldı. "Ateşteki kimse de ateşin çevresindekiler de kutsal ve bereketli kılınmıştır. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah, bütün eksiklik ve iğretiliklerden arınmıştır."فَلَمَّا جَاءَهَا نُودِيَ أَنْ بُورِكَ مَنْ فِي النَّارِ وَمَنْ حَوْلَهَا وَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 027:008:013
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
27:19 Bunun üzerine Süleyman, karıncanın sözüne güldü ve dedi: "Rabbim, bana ve ebeveynime lütfettiğin nimetine şükretmeme, hoşnut olacağın hayırlı ve barışçıl bir iş yapmama imkân ver. Ve rahmetinle beni iyilik ve barışı seven kullarının arasına sok."فَتَبَسَّمَ ضَاحِكًا مِنْ قَوْلِهَا وَقَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَىٰ وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ 027:019:006
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
27:26 "O Allah ki, tanrı yok kendinden başka, o büyük arşın rabbidir O."اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ 027:026:006
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
27:40 Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm." Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir."قَالَ الَّذِي عِنْدَهُ عِلْمٌ مِنَ الْكِتَابِ أَنَا اتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَنْ يَرْتَدَّ إِلَيْكَ طَرْفُكَ فَلَمَّا رَاهُ مُسْتَقِرًّا عِنْدَهُ قَالَ هَٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّي لِيَبْلُوَنِي أَأَشْكُرُ أَمْ أَكْفُرُ وَمَنْ شَكَرَ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ وَمَنْ كَفَرَ فَإِنَّ رَبِّي غَنِيٌّ كَرِيمٌ 027:040:023
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
27:40 Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm." Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî'dir, cömerttir."قَالَ الَّذِي عِنْدَهُ عِلْمٌ مِنَ الْكِتَابِ أَنَا اتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَنْ يَرْتَدَّ إِلَيْكَ طَرْفُكَ فَلَمَّا رَاهُ مُسْتَقِرًّا عِنْدَهُ قَالَ هَٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّي لِيَبْلُوَنِي أَأَشْكُرُ أَمْ أَكْفُرُ وَمَنْ شَكَرَ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ وَمَنْ كَفَرَ فَإِنَّ رَبِّي غَنِيٌّ كَرِيمٌ 027:040:036
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
27:44 Ona denildi: "Köşke gir!" Melike onu görünce su sandı ve baldırlarını açtı. Süleyman dedi ki: "O, cilalı sırçadan yapılmış bir parlak avlu/zemindir." Melike dedi: "Rabbim, doğrusu ben öz benliğime zulmetmişim. Artık Süleyman'la birlikte, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oluyorum."قِيلَ لَهَا ادْخُلِي الصَّرْحَ فَلَمَّا رَأَتْهُ حَسِبَتْهُ لُجَّةً وَكَشَفَتْ عَنْ سَاقَيْهَا قَالَ إِنَّهُ صَرْحٌ مُمَرَّدٌ مِنْ قَوَارِيرَ قَالَتْ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي وَأَسْلَمْتُ مَعَ سُلَيْمَانَ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 027:044:019
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
27:44 Ona denildi: "Köşke gir!" Melike onu görünce su sandı ve baldırlarını açtı. Süleyman dedi ki: "O, cilalı sırçadan yapılmış bir parlak avlu/zemindir." Melike dedi: "Rabbim, doğrusu ben öz benliğime zulmetmişim. Artık Süleyman'la birlikte, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oluyorum."قِيلَ لَهَا ادْخُلِي الصَّرْحَ فَلَمَّا رَأَتْهُ حَسِبَتْهُ لُجَّةً وَكَشَفَتْ عَنْ سَاقَيْهَا قَالَ إِنَّهُ صَرْحٌ مُمَرَّدٌ مِنْ قَوَارِيرَ قَالَتْ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي وَأَسْلَمْتُ مَعَ سُلَيْمَانَ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 027:044:027
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
27:73 Senin Rabbin, insanlara karşı gerçekten lütufkârdır; fakat çokları şükretmezler.وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو فَضْلٍ عَلَى النَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَشْكُرُونَ 027:073:002
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
27:74 Ve senin Rabbin, onların göğüslerinin sakladığını da açığa vurduğunu da çok iyi bilir.وَإِنَّ رَبَّكَ لَيَعْلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمْ وَمَا يُعْلِنُونَ 027:074:002
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
27:78 Rabbin, o İsrailoğulları arasında hükmünü verip gereğini yapacaktır. Azîz'dir, Alîm'dir O.إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِي بَيْنَهُمْ بِحُكْمِهِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْعَلِيمُ 027:078:002
رَبَّrabbeRabbineN– ismin -i hali eril isim
mansub
27:91 "Ben sadece, bu beldenin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Orayı saygıya layık kılmıştır O. Her şey O'nundur. Ben, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan olmakla emrolundum."إِنَّمَا أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ رَبَّ هَٰذِهِ الْبَلْدَةِ الَّذِي حَرَّمَهَا وَلَهُ كُلُّ شَيْءٍ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ 027:091:005
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
27:93 Ve şöyle yakar: "Hamt olsun Allah'a! O size ayetlerini gösterecek de siz onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir."وَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ سَيُرِيكُمْ ايَاتِهِ فَتَعْرِفُونَهَا وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ 027:093:008
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
28:16 "Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.قَالَ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ 028:016:002
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
28:17 Dedi: "Rabbim, bana lütfettiğin nimete yemin ederim ki, bir daha suçlulara asla arka çıkmayacağım."قَالَ رَبِّ بِمَا أَنْعَمْتَ عَلَيَّ فَلَنْ أَكُونَ ظَهِيرًا لِلْمُجْرِمِينَ 028:017:002
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
28:21 Bunun üzerine Mûsa, oradan korka korka çıktı. Her yanı gözlüyordu. Şöyle yakardı: "Rabbim, beni şu zalimler topluluğundan kurtar!"فَخَرَجَ مِنْهَا خَائِفًا يَتَرَقَّبُ قَالَ رَبِّ نَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ 028:021:006
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
28:22 Medyen tarafına yönelince şöyle dedi: "Umarım Rabbim beni isabetli bir yola kılavuzlar."وَلَمَّا تَوَجَّهَ تِلْقَاءَ مَدْيَنَ قَالَ عَسَىٰ رَبِّي أَنْ يَهْدِيَنِي سَوَاءَ السَّبِيلِ 028:022:007
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
28:24 Bunun üzerine Mûsa, onların sulama işini yaptı. Sonra gölgeye çekilip şöyle dedi: "Rabbim, bana indireceğin her nimeti bekleyen bir çaresizim."فَسَقَىٰ لَهُمَا ثُمَّ تَوَلَّىٰ إِلَى الظِّلِّ فَقَالَ رَبِّ إِنِّي لِمَا أَنْزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ 028:024:008
رَبُّrabbuRabbiN– yalın hal eril isim
merfu
28:30 Oraya vardığında o bereketli toprak parçasındaki vadinin sağ tarafından, bir ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Mûsa! Âlemlerin Rabbi Allah benim, ben!"فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِيَ مِنْ شَاطِئِ الْوَادِ الْأَيْمَنِ فِي الْبُقْعَةِ الْمُبَارَكَةِ مِنَ الشَّجَرَةِ أَنْ يَا مُوسَىٰ إِنِّي أَنَا اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ 028:030:019
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
28:32 "Elini koynuna sok, lekesiz bembeyaz çıkıversin. Korkudan açılan kollarını kendine çek. İşte bunlar, Firavun ve kodamanlarına karşı Rabbinden sana güçlü iki kanıttır. Firavun ve yardakçıları yoldan çıkmış bir güruhtur."اسْلُكْ يَدَكَ فِي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ وَاضْمُمْ إِلَيْكَ جَنَاحَكَ مِنَ الرَّهْبِ فَذَانِكَ بُرْهَانَانِ مِنْ رَبِّكَ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ 028:032:018
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
28:33 Mûsa dedi: "Rabbim, ben onlardan birini katlettim, bu yüzden beni öldürürler diye korkuyorum."قَالَ رَبِّ إِنِّي قَتَلْتُ مِنْهُمْ نَفْسًا فَأَخَافُ أَنْ يَقْتُلُونِ 028:033:002
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
28:37 Mûsa dedi ki: "Katından kimin hidayet getirdiğini ve bu yurdun, sonunda kimin olacağını Rabbim daha iyi bilir. Şu bir gerçek ki zalimler iflah etmezler."وَقَالَ مُوسَىٰ رَبِّي أَعْلَمُ بِمَنْ جَاءَ بِالْهُدَىٰ مِنْ عِنْدِهِ وَمَنْ تَكُونُ لَهُ عَاقِبَةُ الدَّارِ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ 028:037:003
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
28:46 Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.وَمَا كُنْتَ بِجَانِبِ الطُّورِ إِذْ نَادَيْنَا وَلَٰكِنْ رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَا أَتَاهُمْ مِنْ نَذِيرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ 028:046:010
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
28:47 Kendi ellerinin önden hazırladıkları yüzünden başlarına bir musibet geldiğinde hemen şöyle diyorlar: "Rabbimiz, bize bir resul gönderseydin de senin ayetlerine uyup müminlerden olsaydık ne olurdu!"وَلَوْلَا أَنْ تُصِيبَهُمْ مُصِيبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَيَقُولُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ ايَاتِكَ وَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ 028:047:009
رَبِّنَاrabbināRabbimiz-N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
28:53 O, onlara okunduğu zaman şöyle derler: "İnandık buna, Rabbimizden gelmiş haktır o. Biz, ondan önce de müslümanlardık."وَإِذَا يُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ قَالُوا امَنَّا بِهِ إِنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا مِنْ قَبْلِهِ مُسْلِمِينَ 028:053:010
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
28:59 Senin Rabbin, memleketleri/medeniyetleri, ana merkezlerinde kendilerine ayetlerimizi okuyan bir resul göndermedikçe helâk etmez. Biz; ülkeleri/medeniyetleri, halkları zulme sapmadıkları sürece helâk etmeyiz.وَمَا كَانَ رَبُّكَ مُهْلِكَ الْقُرَىٰ حَتَّىٰ يَبْعَثَ فِي أُمِّهَا رَسُولًا يَتْلُو عَلَيْهِمْ ايَاتِنَا وَمَا كُنَّا مُهْلِكِي الْقُرَىٰ إِلَّا وَأَهْلُهَا ظَالِمُونَ 028:059:003
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
28:63 Üzerlerine hüküm hak olanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, azdırdıklarımız işte şunlar! Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzak olduğumuzu sana arz ediyoruz. Zaten onlar sadece bize kulluk/ibadet etmiyorlardı ki!.."قَالَ الَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَغْوَيْنَا أَغْوَيْنَاهُمْ كَمَا غَوَيْنَا تَبَرَّأْنَا إِلَيْكَ مَا كَانُوا إِيَّانَا يَعْبُدُونَ 028:063:006
وَرَبُّكَve rabbukeve RabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
28:68 Rabbin dilediğini yaratır ve seçer. Seçim onların değil/onların seçme hakkı yok. Allah, onların ortak koştuklarından yücedir, arınmıştır.وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ سُبْحَانَ اللَّهِ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ 028:068:001
وَرَبُّكَve rabbukeve RabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
28:69 Ve Rabbin onların göğüslerinin neyi sakladığını, neyi açığa vurduğunu da bilir.وَرَبُّكَ يَعْلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمْ وَمَا يُعْلِنُونَ 028:069:001
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
28:85 Bu Kur'an'ı sana farz kılan, elbette ki seni vaat edilen yere/belirlenen sona götürecektir. De ki: "Hidayeti getireni de açık bir sapıklık içinde olanı da en iyi Rabbin bilir."إِنَّ الَّذِي فَرَضَ عَلَيْكَ الْقُرْانَ لَرَادُّكَ إِلَىٰ مَعَادٍ قُلْ رَبِّي أَعْلَمُ مَنْ جَاءَ بِالْهُدَىٰ وَمَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ 028:085:010
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
28:86 Sen bu Kitap'ın sana indirileceği ummuyordun; Rabbinden bir rahmet olarak geldi. O halde küfre sapanlara sakın destekçi olma.وَمَا كُنْتَ تَرْجُو أَنْ يُلْقَىٰ إِلَيْكَ الْكِتَابُ إِلَّا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ ظَهِيرًا لِلْكَافِرِينَ 028:086:011
رَبِّكَrabbikeRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
28:87 Allah'ın ayetleri sana indirildikten sonra sakın seni geri çevirmesinler. Rabbine yakar/Rabbine çağır. Sakın şirke bulaşanlardan olma.وَلَا يَصُدُّنَّكَ عَنْ ايَاتِ اللَّهِ بَعْدَ إِذْ أُنْزِلَتْ إِلَيْكَ وَادْعُ إِلَىٰ رَبِّكَ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِكِينَ 028:087:012
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
29:10 İnsanlar içinden öylesi vardır ki, "Allah'a inandık" der fakat Allah uğrunda bir eziyete uğratılınca, insanlardan gelen fitneyi Allah'ın azabı gibi tutar. Ve eğer Rabbinden bir yardım gelirse kesinlikle şöyle diyeceklerdir: "Biz sizinle beraberdik." Allah, âlemlerin göğüslerindekini en iyi şekilde bilmiyor mu?وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ امَنَّا بِاللَّهِ فَإِذَا أُوذِيَ فِي اللَّهِ جَعَلَ فِتْنَةَ النَّاسِ كَعَذَابِ اللَّهِ وَلَئِنْ جَاءَ نَصْرٌ مِنْ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ إِنَّا كُنَّا مَعَكُمْ أَوَلَيْسَ اللَّهُ بِأَعْلَمَ بِمَا فِي صُدُورِ الْعَالَمِينَ 029:010:020
رَبِّيrabbīRabbimeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
29:26 O'na Lût iman etti. Ve dedi: "Ben Rabbime hicret edeceğim. Kuşkusuz, O, mutlak Azîz, mutlak Hakîm'dir."فَامَنَ لَهُ لُوطٌ وَقَالَ إِنِّي مُهَاجِرٌ إِلَىٰ رَبِّي إِنَّهُ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ 029:026:008
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
29:30 Lût dedi: "Rabbim, şu bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et."قَالَ رَبِّ انْصُرْنِي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِدِينَ 029:030:002
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
29:50 Dediler ki: "Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!" De ki: "Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu."وَقَالُوا لَوْلَا أُنْزِلَ عَلَيْهِ ايَاتٌ مِنْ رَبِّهِ قُلْ إِنَّمَا الْايَاتُ عِنْدَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُبِينٌ 029:050:007
رَبِّهِمْrabbihimRabblerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
29:59 Onlar ki sabrettiler ve yalnız Rablerine dayanıp güvenmektedirler.الَّذِينَ صَبَرُوا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ 029:059:004
رَبِّهِمْrabbihimRabblerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
30:8Kendi benliklerinin içinde olup bitenleri de mi düşünmediler! Allah gökleri, yeri ve bu ikisi arasındakileri ancak hak üzere ve belirlenmiş bir süreye bağlı olarak yaratmıştır. Şu da bir gerçek ki, insanların büyük bir kısmı Rablerine kavuşmayı açık bir biçimde inkar ediyor.أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا فِي أَنْفُسِهِمْ مَا خَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَأَجَلٍ مُسَمًّى وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ النَّاسِ بِلِقَاءِ رَبِّهِمْ لَكَافِرُونَ 030:008:021
رَبَّهُمْrabbehumRablerineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
30:33 İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor.وَإِذَا مَسَّ النَّاسَ ضُرٌّ دَعَوْا رَبَّهُمْ مُنِيبِينَ إِلَيْهِ ثُمَّ إِذَا أَذَاقَهُمْ مِنْهُ رَحْمَةً إِذَا فَرِيقٌ مِنْهُمْ بِرَبِّهِمْ يُشْرِكُونَ 030:033:006
بِرَبِّهِمْbirabbihimRablerineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
30:33 İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor.وَإِذَا مَسَّ النَّاسَ ضُرٌّ دَعَوْا رَبَّهُمْ مُنِيبِينَ إِلَيْهِ ثُمَّ إِذَا أَذَاقَهُمْ مِنْهُ رَحْمَةً إِذَا فَرِيقٌ مِنْهُمْ بِرَبِّهِمْ يُشْرِكُونَ 030:033:017
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
31:5 İşte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar.أُولَٰئِكَ عَلَىٰ هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ 031:005:005
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
31:33 Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası yerine karşılık ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır; dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın!يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَا يَجْزِي وَالِدٌ عَنْ وَلَدِهِ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَنْ وَالِدِهِ شَيْئًا إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ 031:033:005
رَبِّrabbiRabbi-N– -in hali eril isim
mecrur
32:2 Kitap'ın indirilişidir bu. Kuşku, çelişme yok bunda. Âlemlerin Rabbi'ndendir bu.تَنْزِيلُ الْكِتَابِ لَا رَيْبَ فِيهِ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ 032:002:007
رَبِّكَrabbikeRabbinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
32:3 Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar.أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ قَوْمًا مَا أَتَاهُمْ مِنْ نَذِيرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ 032:003:008
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
32:10 Şöyle dediler: "Toprakta kaybolup gittiğimiz zaman mı, o zaman mı yeni bir yaratılış içinde olacağız!" Gerçek şu ki, onlar herşeyden önce, Rablerinin huzuruna varmayı inkâr ediyorlar.وَقَالُوا أَإِذَا ضَلَلْنَا فِي الْأَرْضِ أَإِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ بَلْ هُمْ بِلِقَاءِ رَبِّهِمْ كَافِرُونَ 032:010:013
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizeN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
32:11 Söyle onlara: "Size vekil edilen ölüm meleği canınızı alır, sonra doğrudan doğruya Rabbinize döndürülürsünüz."قُلْ يَتَوَفَّاكُمْ مَلَكُ الْمَوْتِ الَّذِي وُكِّلَ بِكُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ 032:011:010
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
32:12 Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki hakka ve barışa yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz."وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُو رُءُوسِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ رَبَّنَا أَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا إِنَّا مُوقِنُونَ 032:012:008
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
32:12 Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki hakka ve barışa yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz."وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُو رُءُوسِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ رَبَّنَا أَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا إِنَّا مُوقِنُونَ 032:012:009
رَبِّهِمْrabbihimRableriniN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
32:15 Bizim ayetlerimize o kimseler inanır ki, onlarla kendilerine öğüt verildiğinde, secdelere kapanırlar ve hiç böbürlenmeyerek Rablerine hamt ile tespih ederler.إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِايَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ 032:015:012
رَبَّهُمْrabbehumRablerineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
32:16 Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar.تَتَجَافَىٰ جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًا وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ 032:016:006
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
32:22 Rabbinin ayetleri kendilerine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim vardır? Suçlulardan mutlaka intikam alacağız biz!وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ ذُكِّرَ بِايَاتِ رَبِّهِ ثُمَّ أَعْرَضَ عَنْهَا إِنَّا مِنَ الْمُجْرِمِينَ مُنْتَقِمُونَ 032:022:006
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
32:25 Kuşkusuz, Rabbin, evet O, ihtilaf edip durdukları hususlarda onların arasını ayıracaktır.إِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ 032:025:002
رَبِّكَrabbikeRabbin-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
33:2 Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.وَاتَّبِعْ مَا يُوحَىٰ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا 033:002:006
رَبَّنَاrabbenārabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
33:67 Ve derler ki: "Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا 033:067:002
رَبَّنَاrabbenārabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
33:68 "Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle!"رَبَّنَا اتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْنًا كَبِيرًا 033:068:001
وَرَبِّيverabbīRabbim hakkı içinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
34:3 Küfre sapanlar şöyle dediler: "Kıyamet saati bize gelmez!" De ki: "Hayır, öyle değil! Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki, o size mutlaka ve mutlaka gelecektir! Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile Rabbimden gizli kalmaz." Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere, her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir.وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَأْتِينَا السَّاعَةُ قُلْ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتَأْتِيَنَّكُمْ عَالِمِ الْغَيْبِ لَا يَعْزُبُ عَنْهُ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ وَلَا أَصْغَرُ مِنْ ذَٰلِكَ وَلَا أَكْبَرُ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُبِينٍ 034:003:009
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
34:6 Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilenin, hakkın ta kendisi olduğunu, Hamîd ve Azîz olan Allah'ın yoluna kılavuzladığını görürler.وَيَرَى الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ الَّذِي أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ هُوَ الْحَقَّ وَيَهْدِي إِلَىٰ صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ 034:006:009
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
34:12 Süleyman için de sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı görevlendirdik. Onun için erimiş katran/bakır kaynağını sel gibi akıttık. Cinlerden öylesi vardı ki, Rabbinin izniyle onun önünde iş yapardı. Onlardan hangisi buyruğumuzdan yan çizse, alevli ateş azabını kendisine tattırdık.وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌ وَأَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِ وَمِنَ الْجِنِّ مَنْ يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَمَنْ يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ أَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ السَّعِيرِ 034:012:018
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
34:15 Yemin olsun, Sebe' için kendi meskenlerinde bir ibret vardı. Sağ ve soldan iki bahçe. Rabbinizin rızkından yiyin de O'na şükredin. Tertemiz bir belde ve affeden bir Rab...لَقَدْ كَانَ لِسَبَإٍ فِي مَسْكَنِهِمْ ايَةٌ جَنَّتَانِ عَنْ يَمِينٍ وَشِمَالٍ كُلُوا مِنْ رِزْقِ رَبِّكُمْ وَاشْكُرُوا لَهُ بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ 034:015:014
وَرَبٌّve rabbunve RabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril belirsiz isim
atıf vavı
merfu
34:15 Yemin olsun, Sebe' için kendi meskenlerinde bir ibret vardı. Sağ ve soldan iki bahçe. Rabbinizin rızkından yiyin de O'na şükredin. Tertemiz bir belde ve affeden bir Rab...لَقَدْ كَانَ لِسَبَإٍ فِي مَسْكَنِهِمْ ايَةٌ جَنَّتَانِ عَنْ يَمِينٍ وَشِمَالٍ كُلُوا مِنْ رِزْقِ رَبِّكُمْ وَاشْكُرُوا لَهُ بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ 034:015:019
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
34:19 Ama onlar, tutup şöyle dediler: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır!" Böylece kendilerine zulmettiler de biz de onları efsaneler haline getirdik; hepsini darmadağın ettik. İşte bunda, gereğince sabreden, yeterince şükreden herkes için elbette ibretler vardır.فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ أَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ فَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ وَمَزَّقْنَاهُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَايَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ 034:019:002
وَرَبُّكَve rabbukeRabbinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
34:21 Oysaki onun, onlar üzerinde hiçbir sultası yoktu. Sadece biz; âhirete inananı, onun hakkında kuşkuya düşenden ayırmak için böyle yapıyorduk. Rabbin herşey üzerinde Hafiz'dir, kollar, korur, gözetir.وَمَا كَانَ لَهُ عَلَيْهِمْ مِنْ سُلْطَانٍ إِلَّا لِنَعْلَمَ مَنْ يُؤْمِنُ بِالْاخِرَةِ مِمَّنْ هُوَ مِنْهَا فِي شَكٍّ وَرَبُّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ حَفِيظٌ 034:021:017
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
34:23 O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaatı/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz. Sonunda, kalplerinden korku giderilince: "Rabbimiz ne dedi?" derler. "Hakkı söyledi, O'dur Aliyy, O'dur Kebîr."وَلَا تَنْفَعُ الشَّفَاعَةُ عِنْدَهُ إِلَّا لِمَنْ أَذِنَ لَهُ حَتَّىٰ إِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ قَالُوا الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ 034:023:017
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
34:26 De ki: "Rabbimiz hepimizi biraraya toplayacak, sonra da aramızı hak ile ayıracak. O'dur Fettâh, O'dur Alîm."قُلْ يَجْمَعُ بَيْنَنَا رَبُّنَا ثُمَّ يَفْتَحُ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ وَهُوَ الْفَتَّاحُ الْعَلِيمُ 034:026:004
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
34:31 Küfre sapanlar dedi ki: "Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız!" Ah, bir görsen o zalimleri Rableri huzurunda, tutuklanmış halde! Bir kısmı da bir kısmına söz atar durur. Basit görülüp horlananları, büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Siz olmasaydınız, vallahi biz inanacaktık!"وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَنْ نُؤْمِنَ بِهَٰذَا الْقُرْانِ وَلَا بِالَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الظَّالِمُونَ مَوْقُوفُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ يَرْجِعُ بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ الْقَوْلَ يَقُولُ الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا لَوْلَا أَنْتُمْ لَكُنَّا مُؤْمِنِينَ 034:031:018
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
34:36 De ki: "Rabbim, dilediğine rızkı genişletip açar, dilediğine ölçülü verir/kısar. Fakat insanların çokları bilmiyorlar."قُلْ إِنَّ رَبِّي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ 034:036:003
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
34:39 De ki: "Rabbim, kullarından dilediğine rızkı bolca, genişçe verir, dilediğine de kısarak verir. Bir şey infak ederseniz O, onun yerine başka bir şey lutfeder. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O."قُلْ إِنَّ رَبِّي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ لَهُ وَمَا أَنْفَقْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ 034:039:003
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
34:48 De ki: "Benim Rabbim, gerçeği ortaya koyar. Gaybları en iyi bilen O'dur."قُلْ إِنَّ رَبِّي يَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَّامُ الْغُيُوبِ 034:048:003
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
34:50 De ki: "Eğer saparsam, öz benliğim aleyhine saparım. Doğruyu ve güzeli bulursam bu, Rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Çünkü O, Semî'dir, Karîb'dir."قُلْ إِنْ ضَلَلْتُ فَإِنَّمَا أَضِلُّ عَلَىٰ نَفْسِي وَإِنِ اهْتَدَيْتُ فَبِمَا يُوحِي إِلَيَّ رَبِّي إِنَّهُ سَمِيعٌ قَرِيبٌ 034:050:013
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
35:13 Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneş'i ve Ay'ı buyruk altına almıştır. Herbiri belirlenen bir süreye kadar akıp gidiyor. İşte Rabbiniz Allah bu; mülk ve yönetim O'nundur. Onun berisinden yakardıklarınız ise bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُسَمًّى ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُ وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ مَا يَمْلِكُونَ مِنْ قِطْمِيرٍ 035:013:018
رَبَّهُمْrabbehumRablerininN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
35:18 Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen, onu taşımaya çağırsa bile, kendisinden hiçbir şey yüklenilmez. Akraba bile olsa... Sen ancak Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp temizlenir. Dönüş Allah'adır.وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ وَإِنْ تَدْعُ مُثْقَلَةٌ إِلَىٰ حِمْلِهَا لَا يُحْمَلْ مِنْهُ شَيْءٌ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ إِنَّمَا تُنْذِرُ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَمَنْ تَزَكَّىٰ فَإِنَّمَا يَتَزَكَّىٰ لِنَفْسِهِ وَإِلَى اللَّهِ الْمَصِيرُ 035:018:023
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
35:34 Şöyle derler: "Hamt olsun, üzüntüyü bizden gideren Allah'a! Rabbimiz mutlak Gafûr, mutlak Şekûr'dur.وَقَالُوا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَذْهَبَ عَنَّا الْحَزَنَ إِنَّ رَبَّنَا لَغَفُورٌ شَكُورٌ 035:034:009
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
35:37 Feryat edip dururlar orada: "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve hayra yönelik iyi bir iş yapalım." Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık.وَهُمْ يَصْطَرِخُونَ فِيهَا رَبَّنَا أَخْرِجْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا غَيْرَ الَّذِي كُنَّا نَعْمَلُ أَوَلَمْ نُعَمِّرْكُمْ مَا يَتَذَكَّرُ فِيهِ مَنْ تَذَكَّرَ وَجَاءَكُمُ النَّذِيرُ فَذُوقُوا فَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ نَصِيرٍ 035:037:004
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
35:39 Sizi yeryüzünde halefler yapan O'dur. Nankörlük edenin nankörlüğü kendi aleyhinedir. Kâfirlerin küfrü, Rableri katında öfkeden başka bir şey artırmaz. Kâfirlerin küfrü hüsran ve yıkımdan başka bir şey artırmaz.هُوَ الَّذِي جَعَلَكُمْ خَلَائِفَ فِي الْأَرْضِ فَمَنْ كَفَرَ فَعَلَيْهِ كُفْرُهُ وَلَا يَزِيدُ الْكَافِرِينَ كُفْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ إِلَّا مَقْتًا وَلَا يَزِيدُ الْكَافِرِينَ كُفْرُهُمْ إِلَّا خَسَارًا 035:039:016
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
36:16 Dediler: "Rabbimiz biliyor ki, biz size gönderilmiş elçileriz."قَالُوا رَبُّنَا يَعْلَمُ إِنَّا إِلَيْكُمْ لَمُرْسَلُونَ 036:016:002
بِرَبِّكُمْbirabbikumsizin RabbinizeP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
36:25 "Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"إِنِّي امَنْتُ بِرَبِّكُمْ فَاسْمَعُونِ 036:025:003
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
36:27 Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı."بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ الْمُكْرَمِينَ 036:027:004
رَبِّهِمْrabbihimRabblerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
36:46 Çünkü Rablerinin ayetlerinden kendilerine bir ayet gelince, ondan mutlaka yüz çevirmişlerdir.وَمَا تَأْتِيهِمْ مِنْ ايَةٍ مِنْ ايَاتِ رَبِّهِمْ إِلَّا كَانُوا عَنْهَا مُعْرِضِينَ 036:046:007
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
36:51 Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذَا هُمْ مِنَ الْأَجْدَاثِ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يَنْسِلُونَ 036:051:009
رَبٍّrabbinRab-N– -in hali eril belirsiz isim
mecrur
36:58 Rahîm Rab'den bir de sözlü selam!سَلَامٌ قَوْلًا مِنْ رَبٍّ رَحِيمٍ 036:058:004
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
37:5 Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O; doğuların da Rabbidir O.رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِ 037:005:001
وَرَبُّve rabbuve RabbidirCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
atıf vavı
merfu
37:5 Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O; doğuların da Rabbidir O.رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِ 037:005:006
رَبِّنَاrabbināRabbimizinN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
37:31 "Rabbimizin sözü üzerimize hak oldu. Tadacağımızı elbette tadacağız."فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَا إِنَّا لَذَائِقُونَ 037:031:004
رَبِّيrabbīRabbiminN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
37:57 "Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de şurada toplananlar arasına girmiş olacaktım."وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبِّي لَكُنْتُ مِنَ الْمُحْضَرِينَ 037:057:003
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
37:84 Rabbine, tertemiz bir kalple gelmişti.إِذْ جَاءَ رَبَّهُ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ 037:084:003
بِرَبِّbirabbiRabbi hakkındaP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
car mecrur
37:87 "Âlemlerin Rabbi hakkında düşünceniz nedir?"فَمَا ظَنُّكُمْ بِرَبِّ الْعَالَمِينَ 037:087:003
رَبِّيrabbīRabbimeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
37:99 İbrahim dedi: "Kuşkunuz olmasın ki ben Rabbime gideceğim, O bana kılavuzluk edecek."وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّي سَيَهْدِينِ 037:099:005
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
37:100 "Rabbim, bana barış ve iyilik sevenlerden birini lütfet!"رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ 037:100:001
رَبَّكُمْrabbekumsizin RabbinizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
37:126 "Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbi olan Allah'ı terk mi ediyorsunuz?"اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ ابَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ 037:126:002
وَرَبَّve rabbeve RabbiCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– ismin -i hali eril isim
atıf vavı
mansub
37:126 "Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbi olan Allah'ı terk mi ediyorsunuz?"اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ ابَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ 037:126:003
أَلِرَبِّكَelirabbikeRabbine (mi?)INTG– soru önekialif
P– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
soru harfi (hemze)
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
37:149 Şimdi sor şunlara: "Kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı?"فَاسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمْ الْبَنُونَ 037:149:002
رَبِّكَrabbikeRabbinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
37:180 Senin Rabbinin, o ululuk ve kudretin Rabbinin şanı yücedir onların verdiği sıfatlardan...سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ 037:180:002
رَبِّrabbisahibiN– -in hali eril isim
mecrur
37:180 Senin Rabbinin, o ululuk ve kudretin Rabbinin şanı yücedir onların verdiği sıfatlardan...سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ 037:180:003
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
37:182 Hamt olsun âlemlerin Rabbi Allah'a!...وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 037:182:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
38:9 Yoksa Azîz, Vahhâb olan Rabbinin rahmetinin hazineleri onların katında mı?أَمْ عِنْدَهُمْ خَزَائِنُ رَحْمَةِ رَبِّكَ الْعَزِيزِ الْوَهَّابِ 038:009:005
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
38:16 Şöyle dediler: "Rabbimiz, bizim payımızı/hesap defterimizi, hesap gününden önce çabucak ver!"وَقَالُوا رَبَّنَا عَجِّلْ لَنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ 038:016:002
رَبَّهُrabbehuRabbindenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
38:24 Davûd dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Davûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah'a yöneldi.قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِ وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَا هُمْ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ 038:024:029
رَبِّيrabbīRabbimiN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
38:32 Dedi: "Servet sevgisini, Rabbimi anmak için benimsedim." Nihayet Güneş perde ardına çekildi.فَقَالَ إِنِّي أَحْبَبْتُ حُبَّ الْخَيْرِ عَنْ ذِكْرِ رَبِّي حَتَّىٰ تَوَارَتْ بِالْحِجَابِ 038:032:008
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
38:35 Şöyle yakardı: "Rabbim, affet beni! Benden sonra kimseye yaraşmayacak bir mülk/saltanat ver bana! Kuşkusuz sensin, evet sensin Vahhâb!"قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَهَبْ لِي مُلْكًا لَا يَنْبَغِي لِأَحَدٍ مِنْ بَعْدِي إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ 038:035:002
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
38:41 Kulumuz Eyyûb'u da an! Hani, Rabbine şöyle seslenmişti: "Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu."وَاذْكُرْ عَبْدَنَا أَيُّوبَ إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الشَّيْطَانُ بِنُصْبٍ وَعَذَابٍ 038:041:006
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
38:61 Şöyle yakardılar: "Rabbimiz, bunu bizim önümüze çıkaranın ateşteki azabını bir kat daha artır."قَالُوا رَبَّنَا مَنْ قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدْهُ عَذَابًا ضِعْفًا فِي النَّارِ 038:061:002
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
38:66 "Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbi'dir O. Azîz ve Gaffâr..."رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الْعَزِيزُ الْغَفَّارُ 038:066:001
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
38:71 Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım."إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ طِينٍ 038:071:003
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
38:79 Dedi: "Rabbim, o halde insanların diriltileceği güne kadar bana süre ver."قَالَ رَبِّ فَأَنْظِرْنِي إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ 038:079:002
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
39:6 Sizi bir tek canlıdan yarattı; sonra o canlıdan onun eşini vücuda getirdi. Ve sizin için davarlardan sekiz çift indirmiştir. Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde, bir yaratıştan öbürüne geçirerek oluşturuyor. İşte Allah! Budur sizin Rabbiniz! Yalnız O'nundur mülk ve saltanat! İlah yoktur O'ndan başka! Hal böyle iken nasıl oluyor da gerçeğin tersine döndürülüyorsunuz?!خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَأَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ الْأَنْعَامِ ثَمَانِيَةَ أَزْوَاجٍ يَخْلُقُكُمْ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ فِي ظُلُمَاتٍ ثَلَاثٍ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَأَنَّىٰ تُصْرَفُونَ 039:006:028
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizedirN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
39:7 Eğer nankörlüğe saparsanız şu bir gerçek ki, Allah size muhtaç olmayacak bir Gani'dir. O, kulları için inkar ve nankörlüğe razı olmaz. Eğer şükrederseniz bunu sizin için rızasına uygun bulur. Hiçbir günahkar bir başkasının günahını yüklenmez. Sonunda dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, işlemiş olduklarınızı haber verecektir. O, göğüslerin saklamakta olduklarını çok iyi bilir.إِنْ تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْكُمْ وَلَا يَرْضَىٰ لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِنْ تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ 039:007:022
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
39:8 İnsana bir zarar/zorluk dokununca, Rabbine yönelerek O'na dua eder. Sonra ona bir nimet lütfettiğinde, önceden O'na yalvarmakta olduğunu unutur, O'nun yolundan saptırmak için Allah'a eşler, ortaklar isnat eder. De ki: "Birazcık nimetlen küfrünle! Hiç kuşkusuz, sen, ateş halkındansın."وَإِذَا مَسَّ الْإِنْسَانَ ضُرٌّ دَعَا رَبَّهُ مُنِيبًا إِلَيْهِ ثُمَّ إِذَا خَوَّلَهُ نِعْمَةً مِنْهُ نَسِيَ مَا كَانَ يَدْعُو إِلَيْهِ مِنْ قَبْلُ وَجَعَلَ لِلَّهِ أَنْدَادًا لِيُضِلَّ عَنْ سَبِيلِهِ قُلْ تَمَتَّعْ بِكُفْرِكَ قَلِيلًا إِنَّكَ مِنْ أَصْحَابِ النَّارِ 039:008:006
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
39:9 Böyle birisi; gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır."أَمَّنْ هُوَ قَانِتٌ انَاءَ اللَّيْلِ سَاجِدًا وَقَائِمًا يَحْذَرُ الْاخِرَةَ وَيَرْجُو رَحْمَةَ رَبِّهِ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُولُو الْأَلْبَابِ 039:009:012
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
39:10 Tarafımdan söyle: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya hayatında güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır. Allah'ın toprağı/yeryüzü geniştir. Sadece sabredenlere, ücretleri hesapsız ödenecektir."قُلْ يَا عِبَادِ الَّذِينَ امَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا فِي هَٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌ وَأَرْضُ اللَّهِ وَاسِعَةٌ إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُمْ بِغَيْرِ حِسَابٍ 039:010:007
رَبِّيrabbīRabbimeN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
39:13 De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım."قُلْ إِنِّي أَخَافُ إِنْ عَصَيْتُ رَبِّي عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ 039:013:006
رَبَّهُمْrabbehumRablerindenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
39:20 Hayır, kurtaramazsın! Rablerinden korkanlara gelince, onlar için üstüste bina edilmiş odalar var; altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir bu, Allah vaadine ters düşmez.لَٰكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ لَهُمْ غُرَفٌ مِنْ فَوْقِهَا غُرَفٌ مَبْنِيَّةٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَعْدَ اللَّهِ لَا يُخْلِفُ اللَّهُ الْمِيعَادَ 039:020:004
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
39:22 Allah'ın, göğsünü İslam'a açtığı kimse, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Allah'ın Zikri'ne/Kur'an'a karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte onlardır, açık sapıklık içindekiler.أَفَمَنْ شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَىٰ نُورٍ مِنْ رَبِّهِ فَوَيْلٌ لِلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ أُولَٰئِكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ 039:022:010
رَبَّهُمْrabbehumRablerindenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
39:23 Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur.اللَّهُ نَزَّلَ أَحْسَنَ الْحَدِيثِ كِتَابًا مُتَشَابِهًا مَثَانِيَ تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ ثُمَّ تَلِينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ إِلَىٰ ذِكْرِ اللَّهِ ذَٰلِكَ هُدَى اللَّهِ يَهْدِي بِهِ مَنْ يَشَاءُ وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ 039:023:013
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
39:31 Sonra siz, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.ثُمَّ إِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عِنْدَ رَبِّكُمْ تَخْتَصِمُونَ 039:031:006
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
39:34 Rableri katında onlar için diledikleri herşey vardır. İşte güzel düşünüp güzel davrananların ödülü budur.لَهُمْ مَا يَشَاءُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ ذَٰلِكَ جَزَاءُ الْمُحْسِنِينَ 039:034:005
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizeN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
39:54 Azap yakanıza yapışmadan Rabbinize dönüp O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.وَأَنِيبُوا إِلَىٰ رَبِّكُمْ وَأَسْلِمُوا لَهُ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَكُمُ الْعَذَابُ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ 039:054:003
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
39:55 Farkında olmadığınız bir sırada, azap ansızın karşınıza çıkmadan önce size Rabbinizden indirilenin en güzeline uyun!وَاتَّبِعُوا أَحْسَنَ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَكُمُ الْعَذَابُ بَغْتَةً وَأَنْتُمْ لَا تَشْعُرُونَ 039:055:007
رَبِّهَاrabbihāRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
39:69 Yeryüzü, Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş, peygamberler, tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.وَأَشْرَقَتِ الْأَرْضُ بِنُورِ رَبِّهَا وَوُضِعَ الْكِتَابُ وَجِيءَ بِالنَّبِيِّينَ وَالشُّهَدَاءِ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ 039:069:004
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
39:71İnkar edenler bölük bölük cehenneme sevk edilirler. Oraya geldiklerinde onun kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: "Size, içinizden resuller gelmedi mi ki, Rabbinizin ayetlerini karşınızda okusunlar ve sizi şu gününüze kavuşmanız hususunda uyarsınlar?" Onlar: "Evet, derler, geldiler ama inkarcılar hakkında azap hükmü hak oldu."وَسِيقَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِلَىٰ جَهَنَّمَ زُمَرًا حَتَّىٰ إِذَا جَاءُوهَا فُتِحَتْ أَبْوَابُهَا وَقَالَ لَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَتْلُونَ عَلَيْكُمْ ايَاتِ رَبِّكُمْ وَيُنْذِرُونَكُمْ لِقَاءَ يَوْمِكُمْ هَٰذَا قَالُوا بَلَىٰ وَلَٰكِنْ حَقَّتْ كَلِمَةُ الْعَذَابِ عَلَى الْكَافِرِينَ 039:071:022
رَبَّهُمْrabbehumRablerinin (azabından)N– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
39:73 Rablerinden korkanlar da bölükler halinde cennete sevk edilirler. Oraya geldiklerinde, cennet kapıları da kendilerine açıldığında, oranın bekçileri onlara şöyle derler: "Selam size! Tertemizsiniz. Hadi girin şuraya, sürekli kalıcılar olarak!"وَسِيقَ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ إِلَى الْجَنَّةِ زُمَرًا حَتَّىٰ إِذَا جَاءُوهَا وَفُتِحَتْ أَبْوَابُهَا وَقَالَ لَهُمْ خَزَنَتُهَا سَلَامٌ عَلَيْكُمْ طِبْتُمْ فَادْخُلُوهَا خَالِدِينَ 039:073:004
رَبِّهِمْrabbihimRableriniN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
39:75 Melekleri de arşın çevresini kuşatarak Rablerinin hamdiyle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamd alemlerin Rabbi'ne özgüdür!"وَتَرَى الْمَلَائِكَةَ حَافِّينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَقِيلَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 039:075:009
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
39:75 Melekleri de arşın çevresini kuşatarak Rablerinin hamdiyle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamd alemlerin Rabbi'ne özgüdür!"وَتَرَى الْمَلَائِكَةَ حَافِّينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَقِيلَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 039:075:016
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
40:6 İşte böyle! Rabbinin, nankörlüğe sapanlar hakkındaki, "onlar ateş yâranıdır" sözü tam gerçekleşti.وَكَذَٰلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّهُمْ أَصْحَابُ النَّارِ 040:006:004
رَبِّهِمْrabbihimRableriniN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
40:7 Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen herşeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehenem azabından koru!"الَّذِينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِهِ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذِينَ امَنُوا رَبَّنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَيْءٍ رَحْمَةً وَعِلْمًا فَاغْفِرْ لِلَّذِينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَبِيلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ 040:007:008
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
40:7 Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen herşeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehenem azabından koru!"الَّذِينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِهِ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذِينَ امَنُوا رَبَّنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَيْءٍ رَحْمَةً وَعِلْمًا فَاغْفِرْ لِلَّذِينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَبِيلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ 040:007:014
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
40:8 "Ey Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşkusuz sensin, sen!"رَبَّنَا وَأَدْخِلْهُمْ جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتِي وَعَدْتَهُمْ وَمَنْ صَلَحَ مِنْ ابَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ 040:008:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
40:11 Dediler: "Rabbimiz! Bizi iki kez öldürdün, iki kez dirilttin. Artık günahlarımızı itiraf ettik. Buradan çıkmak için bir yol daha var mı?"قَالُوا رَبَّنَا أَمَتَّنَا اثْنَتَيْنِ وَأَحْيَيْتَنَا اثْنَتَيْنِ فَاعْتَرَفْنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلْ إِلَىٰ خُرُوجٍ مِنْ سَبِيلٍ 040:011:002
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
40:26 Firavun dedi ki: "Bırakın, şu Mûsa'yı öldüreyim de Rabbine yalvarsın. Çünkü onun, dininizi değiştirmesinden yahut yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum."وَقَالَ فِرْعَوْنُ ذَرُونِي أَقْتُلْ مُوسَىٰ وَلْيَدْعُ رَبَّهُ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يُبَدِّلَ دِينَكُمْ أَوْ أَنْ يُظْهِرَ فِي الْأَرْضِ الْفَسَادَ 040:026:007
بِرَبِّيbirabbībenim de RabbimP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
car mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
40:27 Mûsa dedi: "Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olana sığındım."وَقَالَ مُوسَىٰ إِنِّي عُذْتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمْ مِنْ كُلِّ مُتَكَبِّرٍ لَا يُؤْمِنُ بِيَوْمِ الْحِسَابِ 040:027:005
وَرَبِّكُمْve rabbikumve sizin de RabbinizeCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
40:27 Mûsa dedi: "Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olana sığındım."وَقَالَ مُوسَىٰ إِنِّي عُذْتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمْ مِنْ كُلِّ مُتَكَبِّرٍ لَا يُؤْمِنُ بِيَوْمِ الْحِسَابِ 040:027:006
رَبِّيَrabbiyeRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
40:28 Firavun hanedanından, imanını gizleyen bir adam şöyle konuştu: "Rabbim Allah'tır, dediği için bir adamı öldürüyor musunuz? Üstelik size, Rabbinizden açık seçik deliler de getirdi. Eğer yalancıysa yalancılığı kendi aleyhinedir. Eğer doğru sözlü ise size vaat ettiklerinden bir kısmı başınıza gelir. Kuşkusuz, Allah, haddi aşan yalancıları doğruya ulaştırmaz."وَقَالَ رَجُلٌ مُؤْمِنٌ مِنْ الِ فِرْعَوْنَ يَكْتُمُ إِيمَانَهُ أَتَقْتُلُونَ رَجُلًا أَنْ يَقُولَ رَبِّيَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءَكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ وَإِنْ يَكُ كَاذِبًا فَعَلَيْهِ كَذِبُهُ وَإِنْ يَكُ صَادِقًا يُصِبْكُمْ بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ 040:028:013
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
40:28 Firavun hanedanından, imanını gizleyen bir adam şöyle konuştu: "Rabbim Allah'tır, dediği için bir adamı öldürüyor musunuz? Üstelik size, Rabbinizden açık seçik deliler de getirdi. Eğer yalancıysa yalancılığı kendi aleyhinedir. Eğer doğru sözlü ise size vaat ettiklerinden bir kısmı başınıza gelir. Kuşkusuz, Allah, haddi aşan yalancıları doğruya ulaştırmaz."وَقَالَ رَجُلٌ مُؤْمِنٌ مِنْ الِ فِرْعَوْنَ يَكْتُمُ إِيمَانَهُ أَتَقْتُلُونَ رَجُلًا أَنْ يَقُولَ رَبِّيَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءَكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ وَإِنْ يَكُ كَاذِبًا فَعَلَيْهِ كَذِبُهُ وَإِنْ يَكُ صَادِقًا يُصِبْكُمْ بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ 040:028:019
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizeN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
40:49 Ateştekiler, cehenem bekçilerine şöyle der: "Rabbinize yakarın da azabı bizden bir gün olsun hafifletsin!"وَقَالَ الَّذِينَ فِي النَّارِ لِخَزَنَةِ جَهَنَّمَ ادْعُوا رَبَّكُمْ يُخَفِّفْ عَنَّا يَوْمًا مِنَ الْعَذَابِ 040:049:008
رَبِّكَrabbikeRabbiniN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
40:55 Öyleyse sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. Günahın için af dile. Akşam ve sabah, Rabbini överek tespih et!فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ 040:055:010
رَبُّكُمُrabbukumuRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
40:60 Rabbiniz buyurmuştur ki: Dua edin bana, cevap vereyim size! Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ 040:060:002
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
40:62 İşte o Allah'tır sizin Rabbiniz! Her şeyin yaratıcısıdır O. Tanrı yok O'ndan başka. Durum bu iken, nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَأَنَّىٰ تُؤْفَكُونَ 040:062:003
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
40:64 Allah odur ki, yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü bir bina yaptı; sizi yaratıp donattı ve görünüşünüzü güzel yaptı, sizi temiz ve güzel nimetlerle rızıklandırdı. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz! Âlemlerin Rabbi olan Allah ne kadar yücedir!اللَّهُ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ قَرَارًا وَالسَّمَاءَ بِنَاءً وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَتَبَارَكَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ 040:064:017
رَبُّrabbuRabbiN– yalın hal eril isim
merfu
40:64 Allah odur ki, yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü bir bina yaptı; sizi yaratıp donattı ve görünüşünüzü güzel yaptı, sizi temiz ve güzel nimetlerle rızıklandırdı. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz! Âlemlerin Rabbi olan Allah ne kadar yücedir!اللَّهُ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ قَرَارًا وَالسَّمَاءَ بِنَاءً وَصَوَّرَكُمْ فَأَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَتَبَارَكَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ 040:064:020
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
40:65 Hayy O'dur! Tanrı yoktur O'ndan başka. Dini kendisine özgüleyerek dua edin O'na. Hamt olsun âlemlerin Rabbi'ne!هُوَ الْحَيُّ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَادْعُوهُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 040:065:013
رَبِّيrabbīRabbim-N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
40:66 De ki: "Ben, Rabbimden bana açık seçik ayetler gelince, sizin, Allah'ın berisinden yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım. Ben, âlemlerin Rabbi'ne teslim olmakla emrolundum."قُلْ إِنِّي نُهِيتُ أَنْ أَعْبُدَ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ لَمَّا جَاءَنِيَ الْبَيِّنَاتُ مِنْ رَبِّي وَأُمِرْتُ أَنْ أُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ 040:066:015
لِرَبِّlirabbiRabbineP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
car mecrur
40:66 De ki: "Ben, Rabbimden bana açık seçik ayetler gelince, sizin, Allah'ın berisinden yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım. Ben, âlemlerin Rabbi'ne teslim olmakla emrolundum."قُلْ إِنِّي نُهِيتُ أَنْ أَعْبُدَ الَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ لَمَّا جَاءَنِيَ الْبَيِّنَاتُ مِنْ رَبِّي وَأُمِرْتُ أَنْ أُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ 040:066:019
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
41:9 De ki: "Siz, yerküreyi iki günde yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."قُلْ أَئِنَّكُمْ لَتَكْفُرُونَ بِالَّذِي خَلَقَ الْأَرْضَ فِي يَوْمَيْنِ وَتَجْعَلُونَ لَهُ أَنْدَادًا ذَٰلِكَ رَبُّ الْعَالَمِينَ 041:009:013
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
41:14 Hani, resuller onlara önlerinden, arkalarından gelerek şöyle demişlerdi: "Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmeyin!" Şöyle cevap vermişlerdi: "Eğer Rabbimiz isteseydi, kesinlikle melekler indirirdi. Bu yüzden biz sizinle gönderileni tanımıyoruz."إِذْ جَاءَتْهُمُ الرُّسُلُ مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا اللَّهَ قَالُوا لَوْ شَاءَ رَبُّنَا لَأَنْزَلَ مَلَائِكَةً فَإِنَّا بِمَا أُرْسِلْتُمْ بِهِ كَافِرُونَ 041:014:016
بِرَبِّكُمْbirabbikumRabbinize karşıP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
41:23 İşte, Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz.وَذَٰلِكُمْ ظَنُّكُمُ الَّذِي ظَنَنْتُمْ بِرَبِّكُمْ أَرْدَاكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ مِنَ الْخَاسِرِينَ 041:023:005
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
41:29 O küfre sapanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster ki, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağıda kalanlardan olsunlar."وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا رَبَّنَا أَرِنَا اللَّذَيْنِ أَضَلَّانَا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ أَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ الْأَسْفَلِينَ 041:029:004
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
41:30 Şu bir gerçek ki, "Rabbimiz Allah'tır!" deyip sonra hiç şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin."إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلَائِكَةُ أَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتِي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ 041:030:004
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
41:38 Eğer büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbin katındakiler hiç usanmadan, gece ve gündüz O'nu tespih ederler.فَإِنِ اسْتَكْبَرُوا فَالَّذِينَ عِنْدَ رَبِّكَ يُسَبِّحُونَ لَهُ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَهُمْ لَا يَسْأَمُونَ 041:038:005
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
41:43 Senin için söylenen, senden önceki resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin hem çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir.مَا يُقَالُ لَكَ إِلَّا مَا قَدْ قِيلَ لِلرُّسُلِ مِنْ قَبْلِكَ إِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغْفِرَةٍ وَذُو عِقَابٍ أَلِيمٍ 041:043:012
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
41:45 Yemin olsun, biz Mûsa'ya Kitap'ı verdik de onda ihtilafa düşüldü! Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Hiç kuşkusuz, onlar, Kur'an hakkında, sürekli işkillendiren bir kuşku içindedirler.وَلَقَدْ اتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ فِيهِ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّهُمْ لَفِي شَكٍّ مِنْهُ مُرِيبٍ 041:045:011
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
41:46 Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara asla zulmetmez.مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا وَمَا رَبُّكَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ 041:046:009
رَبِّيrabbīRabbimeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
41:50 Eğer kendisine dokunan bir zorluktan/zarardan sonra bizden bir rahmet tattırsak, yemin olsun şöyle diyecektir: "Bu benim hakkım! Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülmüş olsam da şüphesiz, O'nun katında benim için şaşmaz güzellikler vardır." Yemin olsun, biz o nankörlük edenlere, yapıp ettiklerini haber vereceğiz. Yemin olsun, o çetin azabı onlara tattıracağız.وَلَئِنْ أَذَقْنَاهُ رَحْمَةً مِنَّا مِنْ بَعْدِ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُ لَيَقُولَنَّ هَٰذَا لِي وَمَا أَظُنُّ السَّاعَةَ قَائِمَةً وَلَئِنْ رُجِعْتُ إِلَىٰ رَبِّي إِنَّ لِي عِنْدَهُ لَلْحُسْنَىٰ فَلَنُنَبِّئَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِمَا عَمِلُوا وَلَنُذِيقَنَّهُمْ مِنْ عَذَابٍ غَلِيظٍ 041:050:019
بِرَبِّكَbirabbikeRabbininP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
41:53 Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?سَنُرِيهِمْ ايَاتِنَا فِي الْافَاقِ وَفِي أَنْفُسِهِمْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ 041:053:014
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
41:54 Dikkat edin, onlar Rablerine kavuşma konusunda bir şüphe içindedirler. Gözünüzü açın! Allah Muhît'tir, herşeyi çepeçevre kuşatmıştır.أَلَا إِنَّهُمْ فِي مِرْيَةٍ مِنْ لِقَاءِ رَبِّهِمْ أَلَا إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُحِيطٌ 041:054:007
رَبِّهِمْrabbihimRableriniN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
42:5 Gökler, üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyor. Melekler de Rablerinin hamdiyle tespih ediyorlar ve yeryüzündekiler için af diliyorlar. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Allah'tır ancak hep affeden, hep merhamet eden.تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْ فَوْقِهِنَّ وَالْمَلَائِكَةُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِمَنْ فِي الْأَرْضِ أَلَا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ 042:005:009
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
42:10 Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayandım; yalnız O'na yönelirim ben.وَمَا اخْتَلَفْتُمْ فِيهِ مِنْ شَيْءٍ فَحُكْمُهُ إِلَى اللَّهِ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبِّي عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْهِ أُنِيبُ 042:010:011
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
42:14 Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye kadar erteleme sözü Rabbinden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında, işkillendiren bir kuşku içindedirler.وَمَا تَفَرَّقُوا إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ أُورِثُوا الْكِتَابَ مِنْ بَعْدِهِمْ لَفِي شَكٍّ مِنْهُ مُرِيبٍ 042:014:015
رَبُّنَاrabbunābizim de RabbimizdirN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
42:15 İşte bunun için sen çağrıda bulun/dua et ve emrolunduğun gibi dosdoğru yürü! Onların boş arzularına uyma ve şöyle de: "Allah'ın Kitap'tan indirdiğine inandım. Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah'tır, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz. Bizim amellerimiz bize, sizin amellerinizin size. Bizimle sizin aranızda delil yok. Allah bizi biraraya toplayacaktır/aramızı bulacaktır. Dönüş O'nadır."فَلِذَٰلِكَ فَادْعُ وَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَقُلْ امَنْتُ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنْ كِتَابٍ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ بَيْنَكُمُ اللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ اللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ 042:015:020
وَرَبُّكُمْve rabbukumsizin de RabbinizdirCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
42:15 İşte bunun için sen çağrıda bulun/dua et ve emrolunduğun gibi dosdoğru yürü! Onların boş arzularına uyma ve şöyle de: "Allah'ın Kitap'tan indirdiğine inandım. Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah'tır, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz. Bizim amellerimiz bize, sizin amellerinizin size. Bizimle sizin aranızda delil yok. Allah bizi biraraya toplayacaktır/aramızı bulacaktır. Dönüş O'nadır."فَلِذَٰلِكَ فَادْعُ وَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَقُلْ امَنْتُ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنْ كِتَابٍ وَأُمِرْتُ لِأَعْدِلَ بَيْنَكُمُ اللَّهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ لَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ اللَّهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَا وَإِلَيْهِ الْمَصِيرُ 042:015:021
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
42:16 Kabul edilişinin ardından Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında geçersizdir. Bunların üzerlerine öfke, kendilerine şiddetli bir azap vardır.وَالَّذِينَ يُحَاجُّونَ فِي اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مَا اسْتُجِيبَ لَهُ حُجَّتُهُمْ دَاحِضَةٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ 042:016:013
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
42:22 Kazandıkları, tepelerine inerken o zalimlerin korkudan titrediklerini göreceksin. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarsa cennetlerin bahçelerindedir. Rableri katında kendileri için, diledikleri herşey vardır. İşte budur o büyük lütuf.تَرَى الظَّالِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا كَسَبُوا وَهُوَ وَاقِعٌ بِهِمْ وَالَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي رَوْضَاتِ الْجَنَّاتِ لَهُمْ مَا يَشَاءُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ 042:022:020
رَبِّهِمْrabbihimRablerineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
42:36 Size verilen şeyler, şu iğreti hayatın nimetidir. İnanıp Rablerine tevekkül edenler için Allah katında bulunan ise daha hayırlı, daha kalıcıdır.فَمَا أُوتِيتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ لِلَّذِينَ امَنُوا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ 042:036:016
لِرَبِّهِمْlirabbihimRableri içinP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
42:38 Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şûra'dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler.وَالَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَمْرُهُمْ شُورَىٰ بَيْنَهُمْ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ 042:038:003
لِرَبِّكُمْlirabbikumRabbinizeP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
42:47 Ertelenmesine Allah'tan izin çıkmayacak gün gelmeden önce, Rabbinizin çağrısına uyun. O gün, sığınacak yeriniz olmayacak; yaptıklarınızı inkârınız da mümkün olmayacak.اسْتَجِيبُوا لِرَبِّكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا مَرَدَّ لَهُ مِنَ اللَّهِ مَا لَكُمْ مِنْ مَلْجَإٍ يَوْمَئِذٍ وَمَا لَكُمْ مِنْ نَكِيرٍ 042:047:002
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
43:13 Ki onların sırtlarına kurulasınız, sonra oraya kurulduğunuzda, Rabbinizin nimetini hatırlayıp da şöyle diyesiniz: "Adı ve kudreti yücedir bunu bizim emrimize verenin! Yoksa biz bunu kendimize yanaştıramazdık."لِتَسْتَوُوا عَلَىٰ ظُهُورِهِ ثُمَّ تَذْكُرُوا نِعْمَةَ رَبِّكُمْ إِذَا اسْتَوَيْتُمْ عَلَيْهِ وَتَقُولُوا سُبْحَانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَٰذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ 043:013:007
رَبِّنَاrabbināRabbimizeN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
43:14 "Ve gerçekten biz, halden hale geçerek Rabbimize mutlaka döneceğiz."وَإِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا لَمُنْقَلِبُونَ 043:014:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
43:32 Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır.أَهُمْ يَقْسِمُونَ رَحْمَتَ رَبِّكَ نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُمْ مَعِيشَتَهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا سُخْرِيًّا وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ 043:032:004
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
43:32 Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır.أَهُمْ يَقْسِمُونَ رَحْمَتَ رَبِّكَ نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُمْ مَعِيشَتَهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا سُخْرِيًّا وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ 043:032:022
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
43:35 Her yanda süsler oluştururduk. İşte bütün bunlar, şu iğreti dünya hayatının nimetidir. Rabbinin katındaki âhiret ise takva sahipleri içindir.وَزُخْرُفًا وَإِنْ كُلُّ ذَٰلِكَ لَمَّا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَالْاخِرَةُ عِنْدَ رَبِّكَ لِلْمُتَّقِينَ 043:035:011
رَبِّrabbiRabbininN– -in hali eril isim
mecrur
43:46 Yemin olsun, Mûsa'yı ayetlerimizle Firavun'a ve onun üst düzey adamlarına gönderdik de onlara dedi ki: "Ben âlemlerin Rabbi'nin resulüyüm."وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مُوسَىٰ بِايَاتِنَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَقَالَ إِنِّي رَسُولُ رَبِّ الْعَالَمِينَ 043:046:011
رَبَّكَrabbekeRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
43:49 Dediler ki: "Ey büyücü! Sana verdiği söz aşkına, Rabbine bizim için bir yakarıver; biz artık doğru yola gireceğiz."وَقَالُوا يَا أَيُّهَا السَّاحِرُ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْدَكَ إِنَّنَا لَمُهْتَدُونَ 043:049:007
رَبِّيrabbībenim RabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
43:64 "Kuşkusuz, Allah hem benim Rabbimdir hem sizin Rabbiniz. O halde O'na kulluk/ibadet edin! İşte bu, dosdoğru bir yoldur."إِنَّ اللَّهَ هُوَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ 043:064:004
وَرَبُّكُمْve rabbukumve sizin RabbinizCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
43:64 "Kuşkusuz, Allah hem benim Rabbimdir hem sizin Rabbiniz. O halde O'na kulluk/ibadet edin! İşte bu, dosdoğru bir yoldur."إِنَّ اللَّهَ هُوَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ 043:064:005
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
43:77 Şöyle seslenecekler: "Ey Mâlik! Rabbin işimizi bitirversin." O şöyle diyecek: "Hep böyle kalacaksınız!"وَنَادَوْا يَا مَالِكُ لِيَقْضِ عَلَيْنَا رَبُّكَ قَالَ إِنَّكُمْ مَاكِثُونَ 043:077:006
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
43:82 Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirmelerinden arınmıştır, yücedir.سُبْحَانَ رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ 043:082:002
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
43:82 Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirmelerinden arınmıştır, yücedir.سُبْحَانَ رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ 043:082:005
رَبِّrabbiRabbiVOC– seslenme ön ekiya
N– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
nida / seslenme edatı
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
43:88 Onun "Ey Rabbim" deyişine yemin olsun ki, bunlar iman etmez bir topluluktur.وَقِيلِهِ يَا رَبِّ إِنَّ هَٰؤُلَاءِ قَوْمٌ لَا يُؤْمِنُونَ 043:088:003
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
44:6 Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O, gereğince duyan, gereğince bilendir.رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 044:006:003
رَبِّrabbiRabbidirN– -in hali eril isim
mecrur
44:7 Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbidir O, eğer görürcesine biliyor iseniz.رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا إِنْ كُنْتُمْ مُوقِنِينَ 044:007:001
رَبُّكُمْrabbukumsizin de RabbinizdirN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
44:8 Tanrı yoktur O'ndan başka! Diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir O, önceki atalarınızın da Rabbidir,لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ رَبُّكُمْ وَرَبُّ ابَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ 044:008:007
وَرَبُّve rabbuve RabbidirCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
atıf vavı
merfu
44:8 Tanrı yoktur O'ndan başka! Diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir O, önceki atalarınızın da Rabbidir,لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ رَبُّكُمْ وَرَبُّ ابَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ 044:008:008
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
44:12 "Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz."رَبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ 044:012:001
بِرَبِّيbirabbībenim RabbimP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
car mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
44:20 "Ben, beni taşlamanızdan Rabbim ve Rabbinize sığındım."وَإِنِّي عُذْتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمْ أَنْ تَرْجُمُونِ 044:020:003
وَرَبِّكُمْve rabbikumve sizin Rabbiniz olanaCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
44:20 "Ben, beni taşlamanızdan Rabbim ve Rabbinize sığındım."وَإِنِّي عُذْتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمْ أَنْ تَرْجُمُونِ 044:020:004
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
44:22 Sonra Rabbine, "Bunlar suç işleyen bir topluluktur." diye yakardı.فَدَعَا رَبَّهُ أَنَّ هَٰؤُلَاءِ قَوْمٌ مُجْرِمُونَ 044:022:002
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
44:57 Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı.فَضْلًا مِنْ رَبِّكَ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ 044:057:003
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
45:11 İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin ayetlerini inkâr edenler için, korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür.هَٰذَا هُدًى وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِايَاتِ رَبِّهِمْ لَهُمْ عَذَابٌ مِنْ رِجْزٍ أَلِيمٌ 045:011:006
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizeN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
45:15 Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur. Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz.مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ 045:015:010
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
45:17 Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık seçik belgeler verdik. Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık ve kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında, tartışıp durdukları şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir.وَاتَيْنَاهُمْ بَيِّنَاتٍ مِنَ الْأَمْرِ فَمَا اخْتَلَفُوا إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ إِنَّ رَبَّكَ يَقْضِي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ 045:017:016
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
45:30 İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanların durumu şu: Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur.فَأَمَّا الَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُدْخِلُهُمْ رَبُّهُمْ فِي رَحْمَتِهِ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْمُبِينُ 045:030:007
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
45:36 Hamd; göklerin Rabbi, yerin Rabbi, âlemlerin Rabbi olan Allah'adır!فَلِلَّهِ الْحَمْدُ رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَرَبِّ الْأَرْضِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 045:036:003
وَرَبِّve rabbive RabbiCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– -in hali eril isim
atıf vavı
mecrur
45:36 Hamd; göklerin Rabbi, yerin Rabbi, âlemlerin Rabbi olan Allah'adır!فَلِلَّهِ الْحَمْدُ رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَرَبِّ الْأَرْضِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 045:036:005
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
45:36 Hamd; göklerin Rabbi, yerin Rabbi, âlemlerin Rabbi olan Allah'adır!فَلِلَّهِ الْحَمْدُ رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَرَبِّ الْأَرْضِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 045:036:007
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
46:13 "Rabbimiz Allah'tır" deyip, sonra da dosdoğru yol alanlar var ya, onlar için hiçbir korku yoktur; onlar tasalanmayacaklardır da...إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ 046:013:004
رَبِّrabbiRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
46:15 Biz insana, anne babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: "Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!"وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ إِحْسَانًا حَمَلَتْهُ أُمُّهُ كُرْهًا وَوَضَعَتْهُ كُرْهًا وَحَمْلُهُ وَفِصَالُهُ ثَلَاثُونَ شَهْرًا حَتَّىٰ إِذَا بَلَغَ أَشُدَّهُ وَبَلَغَ أَرْبَعِينَ سَنَةً قَالَ رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَىٰ وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَصْلِحْ لِي فِي ذُرِّيَّتِي إِنِّي تُبْتُ إِلَيْكَ وَإِنِّي مِنَ الْمُسْلِمِينَ 046:015:022
رَبِّهَاrabbihāRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
46:25 Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir edecek. Sonunda o hale geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Suçlular topluluğunu işte böyle cezalandırırız biz.تُدَمِّرُ كُلَّ شَيْءٍ بِأَمْرِ رَبِّهَا فَأَصْبَحُوا لَا يُرَىٰ إِلَّا مَسَاكِنُهُمْ كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ 046:025:005
وَرَبِّنَاverabbināRabbimiz hakkı içinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
atıf vavı
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
46:34 Gün gelir, o inkâr edenler, ateşe arz edilir. "Bu gerçek değil miymiş?" diye sorulur. "Elbette! Rabbimize yemin ederiz, gerçekmiş!" derler. Allah buyurur: "O halde, inkâr ettiğinizden ötürü tadın azabı!"وَيَوْمَ يُعْرَضُ الَّذِينَ كَفَرُوا عَلَى النَّارِ أَلَيْسَ هَٰذَا بِالْحَقِّ قَالُوا بَلَىٰ وَرَبِّنَا قَالَ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ 046:034:012
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
47:2 İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir.وَالَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَامَنُوا بِمَا نُزِّلَ عَلَىٰ مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَأَصْلَحَ بَالَهُمْ 047:002:013
رَبِّهِمْrabbihimRablerindenN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
47:3 Bu böyledir; çünkü küfre batanlar boş ve tutarsıza uymuşlardır. İman edenler ise Rablerinden gelen hakka uymuşlardır. İşte Allah, insanlara kendi durumlarını bu şekilde örnekleyerek anlatır.ذَٰلِكَ بِأَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا اتَّبَعُوا الْبَاطِلَ وَأَنَّ الَّذِينَ امَنُوا اتَّبَعُوا الْحَقَّ مِنْ رَبِّهِمْ كَذَٰلِكَ يَضْرِبُ اللَّهُ لِلنَّاسِ أَمْثَالَهُمْ 047:003:013
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
47:14 Rabbinden açık bir kanıt üzere olan, amelinin çirkinliği kendisine süslü gösterilip de boş arzularına uyanlara benzer mi?أَفَمَنْ كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّهِ كَمَنْ زُيِّنَ لَهُ سُوءُ عَمَلِهِ وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ 047:014:006
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
47:15 Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindeki ile, sürekli ateşte olup da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu?مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ فِيهَا أَنْهَارٌ مِنْ مَاءٍ غَيْرِ اسِنٍ وَأَنْهَارٌ مِنْ لَبَنٍ لَمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ وَأَنْهَارٌ مِنْ خَمْرٍ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ وَأَنْهَارٌ مِنْ عَسَلٍ مُصَفًّى وَلَهُمْ فِيهَا مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَمَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاءً حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءَهُمْ 047:015:034
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
50:27 Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi."قَالَ قَرِينُهُ رَبَّنَا مَا أَطْغَيْتُهُ وَلَٰكِنْ كَانَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ 050:027:003
رَبِّكَrabbikeRabbiniN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
50:39 Artık onların söylediklerine sabret ve Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin hamdiyle tespih et!فَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ الْغُرُوبِ 050:039:007
رَبُّهُمْrabbuhumRablerininN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
51:16 Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak. Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler.اخِذِينَ مَا اتَاهُمْ رَبُّهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَٰلِكَ مُحْسِنِينَ 051:016:004
فَوَرَبِّfeverabbiRabbine andolsun kiREM– devam ettirme öneki
P– önekli edat wa (yemin)
N– -in hali eril isim
istinaf fa sı
car mecrur
51:23 Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki, o tıpkı sizin konuşabildiğiniz gibi kesin bir gerçektir.فَوَرَبِّ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ إِنَّهُ لَحَقٌّ مِثْلَ مَا أَنَّكُمْ تَنْطِقُونَ 051:023:001
رَبُّكِrabbukiRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
51:30 Dediler ki: "Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi O'dur, en iyisini bilen de O'dur."قَالُوا كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ إِنَّهُ هُوَ الْحَكِيمُ الْعَلِيمُ 051:030:004
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
51:34 "Rabbin katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş taşlar."مُسَوَّمَةً عِنْدَ رَبِّكَ لِلْمُسْرِفِينَ 051:034:003
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
51:44 Daha sonra onlar, Rablerinin emrine kafa tuttular da gözleri baka baka yıldırım kendilerini yakaladı.فَعَتَوْا عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ فَأَخَذَتْهُمُ الصَّاعِقَةُ وَهُمْ يَنْظُرُونَ 051:044:004
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
52:7 Ki hiç kuşkusuz, senin Rabbinin azabı meydana gelecektir.إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ 052:007:003
رَبُّهُمْrabbuhumRablerininN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
52:18 Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.فَاكِهِينَ بِمَا اتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ 052:018:004
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
52:18 Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.فَاكِهِينَ بِمَا اتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ 052:018:006
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
52:29 Artık hatırlat, öğüt ver! Rabbinin nimetine yemin olsun ki, sen ne kâhinsin ne de cin çarpmış.فَذَكِّرْ فَمَا أَنْتَ بِنِعْمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٍ وَلَا مَجْنُونٍ 052:029:005
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
52:37 Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa güç ve egemenlik sahibi onlar mı?أَمْ عِنْدَهُمْ خَزَائِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ 052:037:004
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
52:48 Rabbinin hükmüne sabret! Kuşkusuz, sen bizim gözlerimizin önündesin. Kalktığında, Rabbinin hamdiyle tespih et!وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ 052:048:003
رَبِّكَrabbikeRabbiniN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
52:48 Rabbinin hükmüne sabret! Kuşkusuz, sen bizim gözlerimizin önündesin. Kalktığında, Rabbinin hamdiyle tespih et!وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ 052:048:008
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
53:18 Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.لَقَدْ رَأَىٰ مِنْ ايَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَىٰ 053:018:005
رَبِّهِمُrabbihimuRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
53:23 Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir.إِنْ هِيَ إِلَّا أَسْمَاءٌ سَمَّيْتُمُوهَا أَنْتُمْ وَابَاؤُكُمْ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ بِهَا مِنْ سُلْطَانٍ إِنْ يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَمَا تَهْوَى الْأَنْفُسُ وَلَقَدْ جَاءَهُمْ مِنْ رَبِّهِمُ الْهُدَىٰ 053:023:024
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
53:30 Onların, ilimden ulaşacakları şey işte budur. Kuşkusuz, yolundan sapmış olanı Rabbin çok iyi bilir. Hidayet üzere yürüyeni de en iyi O bilir.ذَٰلِكَ مَبْلَغُهُمْ مِنَ الْعِلْمِ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اهْتَدَىٰ 053:030:006
رَبَّكَrabbekeRabbininN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
53:32 Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.الَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ إِلَّا اللَّمَمَ إِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنْشَأَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ وَإِذْ أَنْتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ فَلَا تُزَكُّوا أَنْفُسَكُمْ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقَىٰ 053:032:009
رَبِّكَrabbikesenin RabbineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
53:42 Hiç kuşkusuz, son varış Rabbinedir.وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ الْمُنْتَهَىٰ 053:042:003
رَبُّrabbuRabbiN– yalın hal eril isim
merfu
53:49 Hiç kuşkusuz, Şi'ra yıldızının/şuurlanmanın Rabbi de O'dur.وَأَنَّهُ هُوَ رَبُّ الشِّعْرَىٰ 053:049:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
53:55 Peki, Rabbinin nimetlerinden hangisinde kuşkuya düşüyorsun?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ 053:055:003
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
54:10 Bunun üzerine yakardı Rabbine, "Yenilgiye uğradım işte, yardım et!" diye...فَدَعَا رَبَّهُ أَنِّي مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ 054:010:002
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:13 Bu böyle iken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:013:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:16 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:016:003
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
55:17 İki doğunun Rabbi de O'dur, iki batının Rabbi de.رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِ 055:017:001
وَرَبُّve rabbuve RabbidirCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– yalın hal eril isim
atıf vavı
merfu
55:17 İki doğunun Rabbi de O'dur, iki batının Rabbi de.رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِ 055:017:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:18 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:018:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:21 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:021:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:23 Peki Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:023:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:25 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:025:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
55:27 Sadece o bağış ve celal sahibi Rabbinin yüzü kalacaktır.وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ 055:027:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:28 Peki, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:028:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:30 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:030:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:32 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:032:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:34 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:034:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:36 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:036:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:38 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayacaksınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:038:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:40 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayacaksınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:040:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:42 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayacaksınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:042:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:45 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:045:003
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
55:46 Rabbinin makamından korkan kimseye iki cennet var.وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ 055:046:004
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:47 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayabilirsiniz yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:047:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:49 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:049:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:51 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:051:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:53 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:053:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:55 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:055:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:57 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:057:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:59 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:059:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:61 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:061:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:63 Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:063:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:65 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:065:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:67 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:067:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:69 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:069:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:71 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:071:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:73 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:073:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:75 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:075:003
رَبِّكُمَاrabbikumāRabbinizinN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs ikil iyelik zamiri
55:77 Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?فَبِأَيِّ الَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ 055:077:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
55:78 İkram ve kudret sahibi Rabbinin ismi öyle yüce ki...تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ 055:078:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
56:74 O halde o yüce Rabbinin adını tespih et!فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ 056:074:003
رَبِّrabbiRabbi-N– -in hali eril isim
mecrur
56:80 Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir.تَنْزِيلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ 056:080:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
56:96 Artık, o yüce Rabbinin adını tespih et!فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ 056:096:003
بِرَبِّكُمْbirabbikumRabbinizeP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
57:8 İman sahipleri iseniz size ne oluyor da Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysaki Resul sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor, sizden kuvvetli bir söz de almıştır.وَمَا لَكُمْ لَا تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُوا بِرَبِّكُمْ وَقَدْ أَخَذَ مِيثَاقَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ 057:008:009
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
57:19 Allah'a ve resulüne inananlar var ya, özü sözü doğru kişiler onlardır. Rableri katında tanık olanlar/şehitlik mertebesine erenler de onlardır. Onların ödülleri ve ışıkları vardır. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemin dostu olacaklardır.وَالَّذِينَ امَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ أُولَٰئِكَ هُمُ الصِّدِّيقُونَ وَالشُّهَدَاءُ عِنْدَ رَبِّهِمْ لَهُمْ أَجْرُهُمْ وَنُورُهُمْ وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِايَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ 057:019:010
رَبِّكُمْrabbikumRabbiniz-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
57:21 Rabbinizden bir affa ve Allah ile resulüne inananlar için hazırlanmış bulunan, eni de yerle göğün eni kadar olan bir cennete doğru yarışarak koşun. Bu, Allah'ın dilediğine vereceği bir lütuftur. Allah, o büyük lütfun sahibidir.سَابِقُوا إِلَىٰ مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا كَعَرْضِ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ أُعِدَّتْ لِلَّذِينَ امَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ 057:021:005
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
59:10 Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!"وَالَّذِينَ جَاءُوا مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذِينَ امَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ 059:010:006
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
59:10 Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!"وَالَّذِينَ جَاءُوا مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذِينَ امَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ 059:010:020
رَبَّrabbeRabbiN– ismin -i hali eril isim
mansub
59:16 Durumları, şeytanın durumuna benziyor. Hani, şeytan insana, "Küfret/inkâr et!" der, insan küfür ve inkâra sapınca da şöyle konuşur: "Vallahi ben senden uzağım; ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!"كَمَثَلِ الشَّيْطَانِ إِذْ قَالَ لِلْإِنْسَانِ اكْفُرْ فَلَمَّا كَفَرَ قَالَ إِنِّي بَرِيءٌ مِنْكَ إِنِّي أَخَافُ اللَّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ 059:016:016
رَبِّكُمْrabbikumRabbinizN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
60:1 Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınız için Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَنْ تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ إِنْ كُنْتُمْ خَرَجْتُمْ جِهَادًا فِي سَبِيلِي وَابْتِغَاءَ مَرْضَاتِي تُسِرُّونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَأَنَا أَعْلَمُ بِمَا أَخْفَيْتُمْ وَمَا أَعْلَنْتُمْ وَمَنْ يَفْعَلْهُ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبِيلِ 060:001:025
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
60:4 İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!"قَدْ كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِي إِبْرَاهِيمَ وَالَّذِينَ مَعَهُ إِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ إِنَّا بُرَاءُ مِنْكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَاءُ أَبَدًا حَتَّىٰ تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَحْدَهُ إِلَّا قَوْلَ إِبْرَاهِيمَ لِأَبِيهِ لَأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَا أَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ 060:004:046
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
60:5 "Ey Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin."رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذِينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَا إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ 060:005:001
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
60:5 "Ey Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin."رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذِينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَا إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ 060:005:009
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
63:10 Sizden birine ölüm gelip de, "Ey Rabbim, yakın bir süreye kadar beni geciktirseydin de içtenliğimi belgelemek için birşeyler vererek iyilik ve barış sevenler olsaydım!" demesinden önce, size rızık olarak verdiklerimizden dağıtın.وَأَنْفِقُوا مِنْ مَا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَا أَخَّرْتَنِي إِلَىٰ أَجَلٍ قَرِيبٍ فَأَصَّدَّقَ وَأَكُنْ مِنَ الصَّالِحِينَ 063:010:012
وَرَبِّيverabbīRabbim hakkı içinP– önekli edat wa (yemin)
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
car mecrur ya muttasıl (bitişik) zamir
64:7 Küfre sapanlar asla diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Rabbime yemin ederim ki, sandığınız gibi değil! Yemin olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz; yine Yemin olsun ki, yaptıklarınız size mutlaka haber verilecektir. Ve bu, Allah için çok kolaydır."زَعَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنْ لَنْ يُبْعَثُوا قُلْ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلْتُمْ وَذَٰلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ 064:007:009
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
65:1 Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman iddetlerine doğru boşayın ve iddeti iyi sayın! Rabbiniz olan Allah'tan korkun! Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Apaçık ve belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını çiğneyen kendi benliğine zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki Allah bundan sonra yeni bir iş/oluş ortaya çıkarır.يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا الْعِدَّةَ وَاتَّقُوا اللَّهَ رَبَّكُمْ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِنْ بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّا أَنْ يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ وَمَنْ يَتَعَدَّ حُدُودَ اللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ لَا تَدْرِي لَعَلَّ اللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَٰلِكَ أَمْرًا 065:001:013
رَبِّهَاrabbihāRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
65:8 Nice kentler vardı ki, azgınlık edip Rabbinin ve onun resullerinin emrinden çıktılar da biz onları çok zorlu bir hesaba çektik ve onlara, görülmemiş bir azapla azap ettik.وَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ عَتَتْ عَنْ أَمْرِ رَبِّهَا وَرُسُلِهِ فَحَاسَبْنَاهَا حِسَابًا شَدِيدًا وَعَذَّبْنَاهَا عَذَابًا نُكْرًا 065:008:007
رَبُّهُrabbuhuonun RabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
66:5 O sizi boşarsa, kim bilir belki de Rabbi ona sizin yerinize sizden daha hayırlı eşler nasip eder: Allah'a teslim olan, iman sahibi, gönülden bağlı, tövbe etmesini seven, ibadete düşkün, yolculuk edebilen dullar ve bâkireler.عَسَىٰ رَبُّهُ إِنْ طَلَّقَكُنَّ أَنْ يُبْدِلَهُ أَزْوَاجًا خَيْرًا مِنْكُنَّ مُسْلِمَاتٍ مُؤْمِنَاتٍ قَانِتَاتٍ تَائِبَاتٍ عَابِدَاتٍ سَائِحَاتٍ ثَيِّبَاتٍ وَأَبْكَارًا 066:005:002
رَبُّكُمْrabbukumRabbinizN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
66:8 Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah'a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır. Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr'sin, her şeye gücün yeter."يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَصُوحًا عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ امَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَىٰ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ 066:008:011
رَبَّنَاrabbenāRabbimizN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mansub «نا» muttasıl (bitişik) zamir
66:8 Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah'a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır. Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr'sin, her şeye gücün yeter."يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَصُوحًا عَسَىٰ رَبُّكُمْ أَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ امَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَىٰ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ 066:008:036
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
66:11 Allah, iman edenlerle ilgili olarak da Firavun'un karısını örnek verdi. Hani, o şöyle demişti: "Ey Rabbim! Benim için katında, cennette bir barınak yap; beni, Firavun'dan, onun yapıp ettiğinden kurtar; beni zulme sapmış topluluktan da kurtar."وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِلَّذِينَ امَنُوا امْرَأَتَ فِرْعَوْنَ إِذْ قَالَتْ رَبِّ ابْنِ لِي عِنْدَكَ بَيْتًا فِي الْجَنَّةِ وَنَجِّنِي مِنْ فِرْعَوْنَ وَعَمَلِهِ وَنَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ 066:011:010
رَبِّهَاrabbihāRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
66:12 Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem'i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi de içten bağlananlardan oldu.وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِنْ رُوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ 066:012:013
بِرَبِّهِمْbirabbihimRableriniP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim -Allah
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
car mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
67:6 Ve Rablerine karşı nankörlük edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüş yeridir o!وَلِلَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ 067:006:003
رَبَّهُمْrabbehumRablerineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
67:12 Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ بِالْغَيْبِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ 067:012:004
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
68:2 Ki sen, cin tasallutuna uğramış değilsin; Rabbinin nimeti sayesinde,مَا أَنْتَ بِنِعْمَةِ رَبِّكَ بِمَجْنُونٍ 068:002:004
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
68:7 Senin Rabbin, evet O'dur kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen. Ve O'dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen.إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ 068:007:002
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
68:19 Ama onlar uyumaktayken, Rabbinden gelen bir dolaşıcı bahçeyi dolaştı da,فَطَافَ عَلَيْهَا طَائِفٌ مِنْ رَبِّكَ وَهُمْ نَائِمُونَ 068:019:005
رَبِّنَاrabbināRabbimiziN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
68:29 O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk."قَالُوا سُبْحَانَ رَبِّنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ 068:029:003
رَبُّنَاrabbunāRabbimizN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
merfu «نا» muttasıl (bitişik) zamir
68:32 "Umarız, Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz de her şeyimizle Rabbimize yöneliriz."عَسَىٰ رَبُّنَا أَنْ يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِنْهَا إِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا رَاغِبُونَ 068:032:002
رَبِّنَاrabbināRabbimiziN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
68:32 "Umarız, Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz de her şeyimizle Rabbimize yöneliriz."عَسَىٰ رَبُّنَا أَنْ يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِنْهَا إِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا رَاغِبُونَ 068:032:009
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
68:34 Takva sahipleri için, Rableri katında nimetlerle dolu cennetler vardır.إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتِ النَّعِيمِ 068:034:004
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
68:48 Artık Rabbinin hüküm vermesi için sabret! Balığın dostu Yûnus gibi olma! Hani o, hıçkırıktan boğulur bir halde yakarmıştı.فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُنْ كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَىٰ وَهُوَ مَكْظُومٌ 068:048:003
رَبِّهِrabbihiRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
68:49 Eğer ona, Rabbinden bir nimet ulaşmasaydı, horlanmış bir halde cascavlak bir yere atılırdı.لَوْلَا أَنْ تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِنْ رَبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ مَذْمُومٌ 068:049:006
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
68:50 Fakat Rabbi onu seçilip yüceltti ve barışseverlerden yaptı.فَاجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَجَعَلَهُ مِنَ الصَّالِحِينَ 068:050:002
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
69:10 Rablerinin resulüne isyan ettiler de O da onları, şiddeti arttıkça artan bir yakalayışla yakaladı.فَعَصَوْا رَسُولَ رَبِّهِمْ فَأَخَذَهُمْ أَخْذَةً رَابِيَةً 069:010:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
69:17 Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır.وَالْمَلَكُ عَلَىٰ أَرْجَائِهَا وَيَحْمِلُ عَرْشَ رَبِّكَ فَوْقَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَمَانِيَةٌ 069:017:006
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
69:43 Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o.تَنْزِيلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ 069:043:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
69:52 Hadi artık, yüce Rabbinin adını tespih et!فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ 069:052:003
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
70:27 Bunlar, yalnız Rablerinin azabından ürperirler.وَالَّذِينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ 070:027:005
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
70:28 Gerçekten de Rablerinin azabı emin olunmayacak bir azaptır.إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ 070:028:003
بِرَبِّbirabbiRabbineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
car mecrur
70:40 İş onların sandığı gibi değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun ki, biz gerçekten gücü yetenleriz;فَلَا أُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشَارِقِ وَالْمَغَارِبِ إِنَّا لَقَادِرُونَ 070:040:003
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
71:5 Nûh şöyle yakardı: "Ey Rabbim! Ben toplumumu gece ve gündüz davet ettim."قَالَ رَبِّ إِنِّي دَعَوْتُ قَوْمِي لَيْلًا وَنَهَارًا 071:005:002
رَبَّكُمْrabbekumRabbinizdenN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
71:10 Ve şöyle dedim: "Rabbinizden af dileyin! O, bağışlamayı çok sevendir."فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا 071:010:003
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
71:21 Nûh dedi ki: "Rabbim! Onlar bana isyan ettiler de malı ve çocuğu kendisine hüsrandan başka bir artış getirmeyen kişiye uydular."قَالَ نُوحٌ رَبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَنْ لَمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا 071:021:003
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
71:26 Nûh şöyle yakardı: "Rabbim! Yeryüzünde, kâfirlerden yurt tutacak/gezip dolaşacak hiç kimse bırakma!"وَقَالَ نُوحٌ رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْأَرْضِ مِنَ الْكَافِرِينَ دَيَّارًا 071:026:003
رَبِّrabbiRabbimN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması
71:28 "Rabbim! Beni, anne babamı, inanmış olarak evime gireni, tüm inanmış erkekleri ve inanmış kadınları affet! Zalimlerin de sadece helâk ve perişanlığını artır!"رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا تَبَارًا 071:028:001
بِرَبِّنَاbirabbināRabbimizeP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
car mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
72:2 "Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız."يَهْدِي إِلَى الرُّشْدِ فَامَنَّا بِهِ وَلَنْ نُشْرِكَ بِرَبِّنَا أَحَدًا 072:002:008
رَبِّنَاrabbināRabbimizinN– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
72:3 "Rabbimizin adı/kudreti/işi/gayreti çok yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk."وَأَنَّهُ تَعَالَىٰ جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًا 072:003:004
رَبُّهُمْrabbuhumRabbleriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
72:10 "Doğrusu, bilmiyoruz, yeryüzündeki şuurlulara şer mi istendi, yoksa Rableri onlar için doğru ve güzel olanı mı istemiştir."وَأَنَّا لَا نَدْرِي أَشَرٌّ أُرِيدَ بِمَنْ فِي الْأَرْضِ أَمْ أَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَدًا 072:010:012
بِرَبِّهِbirabbihiRabbineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
car mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
72:13 "Biz, doğruya ve güzele kılavuzlayanı dinleyince, ona inandık. Rabbine inanan kişi ne hakkının eksik verilmesinden korkar ne de tecavüze uğrayıp kuşatılmaktan."وَأَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدَىٰ امَنَّا بِهِ فَمَنْ يُؤْمِنْ بِرَبِّهِ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًا 072:013:009
رَبِّهِrabbihiRabbiniN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
72:17 Ki onları, onun içinde imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden/Kur'an'dan yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ وَمَنْ يُعْرِضْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّهِ يَسْلُكْهُ عَذَابًا صَعَدًا 072:017:007
رَبِّيrabbīRabbimeN– ismin -i hali eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
mansub ya muttasıl (bitişik) zamir
72:20 De ki: "Ben ancak Rabbime yakarırım/çağırırım. Ve hiç kimseyi O'na ortak koşmam."قُلْ إِنَّمَا أَدْعُو رَبِّي وَلَا أُشْرِكُ بِهِ أَحَدًا 072:020:004
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
72:25 De ki: "Bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?"قُلْ إِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ مَا تُوعَدُونَ أَمْ يَجْعَلُ لَهُ رَبِّي أَمَدًا 072:025:010
رَبِّهِمْrabbihimRablerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
72:28 Ki onların, Rablerinin elçiliklerini hedefine tam ulaştırdıklarını bilsin. Allah, onların katında bulunan şeyleri kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıya bağlamıştır.لِيَعْلَمَ أَنْ قَدْ أَبْلَغُوا رِسَالَاتِ رَبِّهِمْ وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَىٰ كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا 072:028:006
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
73:8 Rabbinin adını an ve tüm benliğinle O'na yönel!وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا 073:008:003
رَبُّrabbuRabbidirN– yalın hal eril isim
merfu
73:9 Doğunun ve batının Rabbidir O. Tanrı yoktur O'ndan başka. O'nu vekil et!رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا 073:009:001
رَبِّهِrabbihiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
73:19 Bu, bir öğüt verici, düşündürücüdür. Dileyen, Rabbine doğru, bir yol edinir.إِنَّ هَٰذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا 073:019:008
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
73:20 Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı kılın! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِنْ ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْانِ عَلِمَ أَنْ سَيَكُونُ مِنْكُمْ مَرْضَىٰ وَاخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِنْ فَضْلِ اللَّهِ وَاخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَاتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ 073:020:002
وَرَبَّكَve rabbekeve RabbiniCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
N– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
74:3 Rabbinin yüceliğini duyur!وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ 074:003:001
وَلِرَبِّكَvelirabbikeve Rabbin içinCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
P– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
atıf vavı
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
74:7 Ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliği!وَلِرَبِّكَ فَاصْبِرْ 074:007:001
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
74:31 Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ امَنُوا إِيمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلًا كَذَٰلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَىٰ لِلْبَشَرِ 074:031:050
رَبِّكَrabbikeN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
75:12 Varılıp durulacak yer Rabbinin huzurudur o gün.إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ 075:012:002
رَبِّهَاrabbihāRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
mecrur «ها» muttasıl (bitişik) zamir
75:23 Rabbine doğru bakan.إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ 075:023:002
رَبِّكَrabbikeRabbinedirN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
75:30 Rabbine doğrudur o gün sevkiyat.إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ 075:030:002
رَبِّنَاrabbināRabbimiz-N– -in hali eril isim
PRON– 1. şahıs çoğul iyelik zamiri
mecrur «نا» muttasıl (bitişik) zamir
76:10 Çünkü biz, asık suratlı, sert bir gün yüzünden Rabbimizden korkarız." derler.إِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا 076:010:004
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
76:21 Üzerlerinde yeşil ince ipeklerle, sırmalı, kalın ipeklerden giysiler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Ve Rableri onlara tertemiz bir içki ikram etmiştir.عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا 076:021:011
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
76:24 O halde, Rabbinin hükmü karşısında sabret ve onların günahkârlarına da nankörlerine de boyun eğme.فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ اثِمًا أَوْ كَفُورًا 076:024:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
76:25 Rabbinin adını sabahtan da akşamdan da an!وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا 076:025:003
رَبِّهِrabbihiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
76:29 İşte bu, bir hatırlatıcı ve düşündürücüdür. Dileyen, Rabbine doğru, bir yol edinir.إِنَّ هَٰذِهِ تَذْكِرَةٌ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا 076:029:008
رَبِّكَrabbikeRabbi-N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
78:36 Rabbinden bir ödül, tam kıvamında bir bağış.جَزَاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا 078:036:003
رَبِّrabbiRabbiN– -in hali eril isim
mecrur
78:37 Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O! Rahman'dır. O'nun huzurunda söze cüret edemezler.رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَٰنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا 078:037:001
رَبِّهِrabbihiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
78:39 İşte budur hak olan gün! Artık dileyen, Rabbine varacak bir yol tutsun!ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَابًا 078:039:008
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
79:16 Hani, Rabbi ona, kutsal vadide, Tuva'da seslenmişti:إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى 079:016:003
رَبِّكَrabbikeRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
79:19 "Seni Rabbine kılavuzlayayım da gönülden ürperesin!"وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ 079:019:003
رَبُّكُمُrabbukumusizi RabbinizimN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
79:24 Dedi ki: "Ben sizin en yüce rabbinizim."فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَىٰ 079:024:003
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
79:40 Rabbinin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklamış olan içinse,وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَىٰ 079:040:005
رَبِّكَrabbikeRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
79:44 Ona ilişkin bilginin sonu Rabbine varır.إِلَىٰ رَبِّكَ مُنْتَهَاهَا 079:044:002
رَبُّrabbuRabbiN– yalın hal eril isim
merfu
81:29 Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz!وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ 081:029:007
بِرَبِّكَbirabbikeRabbine karşıP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
82:6 Ey insan! O sonsuz cömertliğin sahibi Kerîm Rabbine karşı seni aldatıp gururlu kılan nedir?!يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ 082:006:006
لِرَبِّlirabbiRabbinin divanındaP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
car mecrur
83:6 Bir gün ki, insanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda kıyama geçerler.يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ 083:006:004
رَبِّهِمْrabbihimRableri-N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
83:15 Hayır! Onlar o gün Rablerine karşı tam bir şekilde perdelenmişlerdir.كَلَّا إِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَ 083:015:004
لِرَبِّهَاlirabbihāRabbiniP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
car mecrur «ها» muttasıl (bitişik) zamir
84:2 Ve Rabbini dinleyip de hakkın belirişine araç kılındığı zaman!وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ 084:002:002
لِرَبِّهَاlirabbihāRabbiniP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
car mecrur «ها» muttasıl (bitişik) zamir
84:5 Ve Rabbini dinleyip de hakkın belirişine araç kılındığı zaman!وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ 084:005:002
رَبِّكَrabbikeRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
84:6 Ey insan, sen Rabbine varmak için çok didinecek, sonunda O'na kavuşacaksın!يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ 084:006:007
رَبَّهُrabbehuRabbiN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
84:15 Hayır! Rabbi onu iyice görmekteydi.بَلَىٰ إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا 084:015:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
85:12 Hiç kuşkusuz, Rabbinin yakalayışı/çarpışı çok şiddetlidir.إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ 085:012:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
87:1 Rabbinin o yüce adını tespih et!سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى 087:001:003
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
87:15 Rabbinin adını anmış, namaz kılıp da dua etmiştir o.وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّىٰ 087:015:003
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
89:6 Görmedin mi ne yaptı Rabbin Âd kavmine?أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ 089:006:005
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
89:13 Bu yüzden Rabbin, üzerlerine azap kamçısını yağdırıverdi.فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ 089:013:003
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
89:14 Çünkü Rabbin tam gözetleme yerindedir/tam bir biçimde gözetlemektedir.إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ 089:014:002
رَبُّهُrabbuhuRabbiN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu he muttasıl (bitişik) zamir
89:15 İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: "Rabbim bana ikramda bulundu!" der.فَأَمَّا الْإِنْسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ 089:015:006
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
89:15 İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: "Rabbim bana ikramda bulundu!" der.فَأَمَّا الْإِنْسَانُ إِذَا مَا ابْتَلَاهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ 089:015:010
رَبِّيrabbīRabbimN– yalın hal eril isim
PRON– 1. şahıs tekil iyelik zamiri
merfu ya muttasıl (bitişik) zamir
89:16 Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: "Rabbim bana ihanet etti!" der.وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ 089:016:009
رَبُّكَrabbukeRabbineN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
89:22 Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde,وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا 089:022:002
رَبِّكِrabbikiRabbineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs dişil tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
89:28 Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak!ارْجِعِي إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً 089:028:003
رَبُّهُمْrabbuhumRableriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu «هم» muttasıl (bitişik) zamir
91:14 Fakat elçiye inanmadılar da deveyi devirip boğazladılar. Bunun üzerine, Rableri onların günahlarını kendi başlarına geçirdi de o yurdu dümdüz etti.فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا 091:014:005
رَبِّهِrabbihiRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
92:20 Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç.إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَىٰ 092:020:004
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
93:3 Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَىٰ 093:003:003
رَبُّكَrabbukeRabbinN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
93:5 Rabbin sana verecek de sen hoşnut olacaksın!وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَىٰ 093:005:003
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
93:11 Ve Rabbinin nimetini söz ve fiillerinle dile getir!وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ 093:011:003
رَبِّكَrabbikeRabb'ineN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
94:8 Ve yalnız Rabbine yönelip doğrul!وَإِلَىٰ رَبِّكَ فَارْغَبْ 094:008:002
رَبِّكَrabbikeRabbininN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
96:1 Yaratan Rabbinin adıyla oku/çağır!اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ 096:001:003
وَرَبُّكَve rabbukeve RabbinREM– devam ettirme öneki
N– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
istinaf Vavı – Vâvu’l-İstinâfiye
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
96:3 Oku! Rabbin Ekrem'dir/en büyük cömertliğin sahibidir.اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ 096:003:002
رَبِّكَrabbikeRabbinedirN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
96:8 Oysa ki, dönüş yalnız Rabbinedir!إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ الرُّجْعَىٰ 096:008:003
رَبِّهِمْrabbihimRab'lerininN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
97:4 Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner!تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِمْ مِنْ كُلِّ أَمْرٍ 097:004:006
رَبِّهِمْrabbihimRableriN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mecrur «هم» muttasıl (bitişik) zamir
98:8 Onların, Rableri katındaki ödülleri, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri/sürekli yeşilliklerdeki temizlik/bereketli bahçelerdir. Sonsuza dek kalacaklardır orada. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu, içi ürpererek Rabbine saygı duyan kişi içindir.جَزَاؤُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ 098:008:003
رَبَّهُrabbehuRabbineN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub he muttasıl (bitişik) zamir
98:8 Onların, Rableri katındaki ödülleri, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri/sürekli yeşilliklerdeki temizlik/bereketli bahçelerdir. Sonsuza dek kalacaklardır orada. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu, içi ürpererek Rabbine saygı duyan kişi içindir.جَزَاؤُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ 098:008:021
رَبَّكَrabbekeRabbinN– ismin -i hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mansub kaf muttasıl (bitişik) zamir
99:5 Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَىٰ لَهَا 099:005:002
لِرَبِّهِlirabbihiRabbine karşıP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
car mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
100:6 İnsan, Rabbine karşı gerçekten çok nankördür!إِنَّ الْإِنْسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ 100:006:003
رَبَّهُمْrabbehumRabbleriN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
100:11 Hiç kuşkusuz, o gün, Rableri onlardan iyice haberdar olacaktır.إِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَبِيرٌ 100:011:002
رَبُّكَrabbukeRabbininN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
105:1 Görmedin mi ne yaptı Rabbin fil yâranına!أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ 105:001:005
رَبَّrabbeRabbineN– ismin -i hali eril isim
mansub
106:3 Bu evin Rabbine ibadet etsinler!فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَٰذَا الْبَيْتِ 106:003:002
لِرَبِّكَlirabbikeRabbin içinP– önekli edat lām
N– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
car mecrur kaf muttasıl (bitişik) zamir
108:2 O halde, sen de Rabbin için namaz kıl ve göğsünü gererek dimdik dur/sağ elini sol elinin üzerine koyup kıyam et/namazı vakti girer girmez kıl/kavrayışını bilgi ile derinleştir/eti yenecek hayvan kes!فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ 108:002:002
رَبِّكَrabbikeRabbiniN– -in hali eril isim
PRON– 2. şahıs eril tekil iyelik zamiri
110:3 Tespih et Rabbini O'na hamt ile! Ve O'ndan af dile! Çünkü O, Tevvâb'dır, günahları affeder sınırsız bir şekildeفَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا 110:003:003
بِرَبِّbirabbiRabbeP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
car mecrur
113:1 De ki: "Yarılan karanlıktan çıkan sabahın Rabbine/yarılışlardan fışkıran oluşun Rabbine sığınırım!قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ 113:001:003
بِرَبِّbirabbiRabbineP– önekli edat bi
N– -in hali eril isim
car mecrur
114:1 De ki: "İnsanların Rabbine sığınırım!قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ 114:001:003