Doğru Sayısı:   Yanlış Sayısı:  

   

Kullanımı hakkında:

1. Türkçe kelimelerden birini seçin. Seçtiğiniz kelime kırmızı olarak renklenecektir. Seçtiğiniz kelime ile ilgili bilgiler alt tarafta görüntülenecektir.
2. Tablodan karşılığı olduğunu düşündüğünüz satırdaki boş (veya kırmızı ile yazılı kelime olan) hücreye tıklayınız.
3. Seçtiğiniz kelime karşılığı olarak DOĞRU ise YEŞİL olarak hücreye yazılacaktır.
4. Seçtiğiniz kelime karşılığı olarak DOĞRU DEĞİL ise KIRMIZI olarak hücreye yazılacaktır.
5. Sorularınız, istekleriniz ve diğer surelerle ilgili çalışmaları talep etmek için tkuzan@gmail.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Turgut Kuzan - https://turgutkuzan.com/ - Aralık 2024

Kur'an-ı Kerim'de en sık geçen kökler - 1

ArapçaOkunuşTürkçeDilbilgisiMealAyetİndex
يَرْجِعُونَyerciǔnedönecekV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
2:18 Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَرْجِعُونَ 002:018:006
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
2:28 Allah'a nasıl nankörlük ediyorsunuz?! Siz ölülerdiniz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O'na döndürüleceksiniz.كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللَّهِ وَكُنْتُمْ أَمْوَاتًا فَأَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 002:028:013
رَاجِعُونَrāciǔnedöneceklerdirN– yalın hal eril çoğul etken sıfat
merfu
2:46 O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.الَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُمْ مُلَاقُو رَبِّهِمْ وَأَنَّهُمْ إِلَيْهِ رَاجِعُونَ 002:046:008
رَاجِعُونَrāciǔnedöneceğizN– yalın hal eril çoğul etken sıfat
merfu
2:156 Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler: "Biz Allah içiniz ve sonunda O'na dönüp gideceğiz."الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قَالُوا إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ 002:156:010
رَجَعْتُمْraceǎ'tumdöndüğünüzV– 2. şahıs eril çoğul geçmiş zaman fiili
PRON– özne zamiri
mazi fiil te muttasıl (bitişik) zamir
2:196 Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لِلَّهِ فَإِنْ أُحْصِرْتُمْ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْيِ وَلَا تَحْلِقُوا رُءُوسَكُمْ حَتَّىٰ يَبْلُغَ الْهَدْيُ مَحِلَّهُ فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرِيضًا أَوْ بِهِ أَذًى مِنْ رَأْسِهِ فَفِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ فَإِذَا أَمِنْتُمْ فَمَنْ تَمَتَّعَ بِالْعُمْرَةِ إِلَى الْحَجِّ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْيِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ فِي الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ تِلْكَ عَشَرَةٌ كَامِلَةٌ ذَٰلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ 002:196:055
تُرْجَعُturceǔdöndürülürV– 3. şahıs dişil tekil edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil mebni meçhul
2:210 Onlar, Allah'ın ve meleklerin buluttan gölgeler içinde kendilerine gelmesini ve işin bitirilmesini mi bekliyorlar? Bütün iş ve oluşlar sonunda Allah'a döndürülür.هَلْ يَنْظُرُونَ إِلَّا أَنْ يَأْتِيَهُمُ اللَّهُ فِي ظُلَلٍ مِنَ الْغَمَامِ وَالْمَلَائِكَةُ وَقُضِيَ الْأَمْرُ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ 002:210:016
يَتَرَاجَعَاyeterāceǎātekrar birbirlerine dönmelerindeV– 3. şahıs eril ikil (kalıp VI) bitmemiş bir eylemi gösteren fiil, dilek kipi
PRON– özne zamiri
muzari fiil elif muttasıl (bitişik) zamir mansub
2:230 Bütün bunların ardından erkek, kadını boşarsa artık bundan sonra başka bir eşle nikahlanıncaya kadar ilk erkeğe helal olmaz. İkinci erkek kadını boşadığında, boşanan kadınla ilk erkek Allah'ın sınırlarını koruyabileceklerini düşünürlerse, birbirlerine dönmelerinde sakınca yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır ki, Allah bunları bilgi sahibi bir topluluğa açıklar.فَإِنْ طَلَّقَهَا فَلَا تَحِلُّ لَهُ مِنْ بَعْدُ حَتَّىٰ تَنْكِحَ زَوْجًا غَيْرَهُ فَإِنْ طَلَّقَهَا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يَتَرَاجَعَا إِنْ ظَنَّا أَنْ يُقِيمَا حُدُودَ اللَّهِ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ يُبَيِّنُهَا لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ 002:230:018
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
2:245 Kim var Allah'a güzel bir şekilde borç verecek? Ve Allah böyle birinin verdiğini birçok kez katlayarak artıracaktır. Allah, kabz haliyle kısar, bast haliyle açıp genişletir. Ve yalnız O'na döndürülürsünüz.مَنْ ذَا الَّذِي يُقْرِضُ اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا فَيُضَاعِفَهُ لَهُ أَضْعَافًا كَثِيرَةً وَاللَّهُ يَقْبِضُ وَيَبْسُطُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 002:245:016
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceğinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
2:281 Korkun o günden ki, onda Allah'a döndürüleceksiniz. Sonra her benliğe kazanmış olduğu tam bir biçimde verilecektir. Onlar hiç bir zulme uğratılmayacaklardır.وَاتَّقُوا يَوْمًا تُرْجَعُونَ فِيهِ إِلَى اللَّهِ ثُمَّ تُوَفَّىٰ كُلُّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ 002:281:003
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
3:55 Allah şunu da demişti: "Ey İsa, senin canını alacağım, seni kendime yükselteceğim; seni, inkâr edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım. Ve sana uyanları, inkâr edenlerin, kıyamete kadar üstünde tutacağım. Sonra bana olacak dönüşünüz; tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm vereceğim."إِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَىٰ إِنِّي مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَيَّ وَمُطَهِّرُكَ مِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا وَجَاعِلُ الَّذِينَ اتَّبَعُوكَ فَوْقَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأَحْكُمُ بَيْنَكُمْ فِيمَا كُنْتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ 003:055:025
يَرْجِعُونَyerciǔnedönerlerV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
3:72 Ehlikitap'tan bir zümre şöyle dedi: "Şu iman edenlere indirilene günün başlangıcında inanın, günün sonunda karşı çıkın. Belki onları döndürebilirsiniz;وَقَالَتْ طَائِفَةٌ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ امِنُوا بِالَّذِي أُنْزِلَ عَلَى الَّذِينَ امَنُوا وَجْهَ النَّهَارِ وَاكْفُرُوا اخِرَهُ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 003:072:017
يُرْجَعُونَyurceǔnedöndürüleceklerdirV– 3. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
3:83 Hâlâ Allah'ın dininden gayrısını mı arıyorlar? Oysaki, göklerdeki şuurlulur da, yerdekiler de ister istemez O'na teslim olmuşlardır ve yalnız O'na döndürüleceklerdir.أَفَغَيْرَ دِينِ اللَّهِ يَبْغُونَ وَلَهُ أَسْلَمَ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَإِلَيْهِ يُرْجَعُونَ 003:083:014
تُرْجَعُturceǔdöndürülürV– 3. şahıs dişil tekil edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil mebni meçhul
3:109 Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. İş ve oluşlar Allah'a döndürülür.وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ 003:109:010
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşüN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
5:48 Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir yol/şerîat ve bir yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir.وَأَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِنًا عَلَيْهِ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ عَمَّا جَاءَكَ مِنَ الْحَقِّ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ فِي مَا اتَاكُمْ فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِ إِلَى اللَّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ 005:048:045
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
5:105 Ey iman edenler! Siz, kendinizi düzeltmeye bakın. Siz, doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size neler yapıyor olduğunuzu haber verecektir.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ إِلَى اللَّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 005:105:015
يُرْجَعُونَyurceǔnedöndürülürlerV– 3. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
6:36 Ancak gereğince dinleyenler çağrıya cevap verir. Ölülere gelince, Allah onları diriltecektir, sonra O'na döndürülecekler.إِنَّمَا يَسْتَجِيبُ الَّذِينَ يَسْمَعُونَ وَالْمَوْتَىٰ يَبْعَثُهُمُ اللَّهُ ثُمَّ إِلَيْهِ يُرْجَعُونَ 006:036:010
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
merfu kaf muttasıl (bitişik) zamir
6:60 O, odur ki, geceleyin sizi öldürür. Gün boyunca neler yapıp neler kazandığınızı bilir. Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir. Nihayet O'nadır dönüşünüz. Sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir.وَهُوَ الَّذِي يَتَوَفَّاكُمْ بِاللَّيْلِ وَيَعْلَمُ مَا جَرَحْتُمْ بِالنَّهَارِ ثُمَّ يَبْعَثُكُمْ فِيهِ لِيُقْضَىٰ أَجَلٌ مُسَمًّى ثُمَّ إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ ثُمَّ يُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 006:060:017
مَرْجِعُهُمْmerciǔhumdönüşleriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
6:108 Onların Allah dışında dua ettiklerine/çağrıda bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir.وَلَا تَسُبُّوا الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَسُبُّوا اللَّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ مَرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ 006:108:021
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
6:164 Şunu da söyle: "Allah herşeyin Rabbi iken O'ndan başka rab mı arayayım? Her benliğin kazandığı kendi üstünde kalır. Hiçbir günahkâr, bir başka günahkârın yükünü taşımaz. Nihayet dönüşünüz Rabbinizedir. Tartışmaya girdiğiniz şeyleri O size haber verecektir."قُلْ أَغَيْرَ اللَّهِ أَبْغِي رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيْءٍ وَلَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ إِلَّا عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ 006:164:024
رَجَعَraceǎdöndü(ğü)V– 3. şahıs eril tekil geçmiş zaman fiili
mazi fiil
7:150 Musa, kızgın ve üzgün bir halde kavmine döndüğünde şöyle dedi: "Benden sonra arkamdan ne kötü şeyler yaptınız! Rabbinizin emrini bekleyemediniz mi? Levhaları yere attı, kardeşinin başını tuttu, kendisine doğru çekiyordu. Kardeşi dedi ki: "Ey annem oğlu! Bu topluluk beni horlayıp hırpaladı. Nerdeyse canımı alıyorlardı. Bir de sen düşmanları bana güldürme. Beni şu zalim toplulukla bir tutma."وَلَمَّا رَجَعَ مُوسَىٰ إِلَىٰ قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ بِئْسَمَا خَلَفْتُمُونِي مِنْ بَعْدِي أَعَجِلْتُمْ أَمْرَ رَبِّكُمْ وَأَلْقَى الْأَلْوَاحَ وَأَخَذَ بِرَأْسِ أَخِيهِ يَجُرُّهُ إِلَيْهِ قَالَ ابْنَ أُمَّ إِنَّ الْقَوْمَ اسْتَضْعَفُونِي وَكَادُوا يَقْتُلُونَنِي فَلَا تُشْمِتْ بِيَ الْأَعْدَاءَ وَلَا تَجْعَلْنِي مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ 007:150:002
يَرْجِعُونَyerciǔnedönerler (diye)V– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
7:168 Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere böldük. İçlerinde barışsever iyiler vardı ama böyle olmayan aşağılıklar da vardı. Belki dönerler ümidiyle onları güzelliklerle de kötülüklerle de imtihana çektik.وَقَطَّعْنَاهُمْ فِي الْأَرْضِ أُمَمًا مِنْهُمُ الصَّالِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذَٰلِكَ وَبَلَوْنَاهُمْ بِالْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّئَاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 007:168:014
يَرْجِعُونَyerciǔnedöner(yola gelir)lerV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
7:174 Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka dönebilsinler.وَكَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ الْايَاتِ وَلَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 007:174:005
تُرْجَعُturceǔdöndürülecektirV– 3. şahıs dişil tekil edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil mebni meçhul
8:44 Karşılaştığınızda onları sizin gözlerinize az gösteriyordu. Sizi de onların gözünde azaltıyordu ki, yapılmasına karar verilen işi yürürlüğe koysun. Zaten bütün işler Allah'a döndürülür.وَإِذْ يُرِيكُمُوهُمْ إِذِ الْتَقَيْتُمْ فِي أَعْيُنِكُمْ قَلِيلًا وَيُقَلِّلُكُمْ فِي أَعْيُنِهِمْ لِيَقْضِيَ اللَّهُ أَمْرًا كَانَ مَفْعُولًا وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ 008:044:018
رَجَعَكَraceǎkeseni döndürürseV– 3. şahıs eril tekil geçmiş zaman fiili
PRON– 2. şahıs eril tekil nesne zamiri
mazi fiil kaf muttasıl (bitişik) zamir mahallen mansub mefulün bih
9:83 Bundan böyle Allah, seni onlardan bir zümrenin yanına döndürür de savaşa çıkmak için senden izin isterlerse şöyle söyle: "Benimle birlikte ebediyen çıkmayacaksınız, benimle birlikte herhangi bir düşmanla savaşmayacaksınız. İlk defasında oturup kalmayı yeğlemiştiniz. O halde geri kalanlarla birlikte oturadurun."فَإِنْ رَجَعَكَ اللَّهُ إِلَىٰ طَائِفَةٍ مِنْهُمْ فَاسْتَأْذَنُوكَ لِلْخُرُوجِ فَقُلْ لَنْ تَخْرُجُوا مَعِيَ أَبَدًا وَلَنْ تُقَاتِلُوا مَعِيَ عَدُوًّا إِنَّكُمْ رَضِيتُمْ بِالْقُعُودِ أَوَّلَ مَرَّةٍ فَاقْعُدُوا مَعَ الْخَالِفِينَ 009:083:002
رَجَعْتُمْraceǎ'tumgeri dönüp geldiğinizV– 2. şahıs eril çoğul geçmiş zaman fiili
PRON– özne zamiri
mazi fiil te muttasıl (bitişik) zamir
9:94 Dönüp yanlarına geldiğinizde sizden özür dilerler. De ki: "Özür dilemeyin. Size asla inanmayacağız. Allah bize sizin hallerinizden birçoğunu haber vermiştir. Yapıp ettiğinizi Allah da resulü de görecektir. Sonra görünmeyen ve görünen âlemleri bilenin huzuruna çıkarılacaksınız da O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.يَعْتَذِرُونَ إِلَيْكُمْ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ قُلْ لَا تَعْتَذِرُوا لَنْ نُؤْمِنَ لَكُمْ قَدْ نَبَّأَنَا اللَّهُ مِنْ أَخْبَارِكُمْ وَسَيَرَى اللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 009:094:004
رَجَعُواraceǔdönüp geldikleriV– 3. şahıs eril çoğul geçmiş zaman fiili
PRON– özne zamiri
mazi fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
9:122 İnananların hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun dinde derin bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde, korunmaları ümidiyle onları uyarmak için arkada kalmaları gerekmez mi?وَمَا كَانَ الْمُؤْمِنُونَ لِيَنْفِرُوا كَافَّةً فَلَوْلَا نَفَرَ مِنْ كُلِّ فِرْقَةٍ مِنْهُمْ طَائِفَةٌ لِيَتَفَقَّهُوا فِي الدِّينِ وَلِيُنْذِرُوا قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُوا إِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ 009:122:019
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşüN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
10:4 Allah'tan hak bir vaat olarak hepinizin dönüşü yalnız O'nadır. Yaratılışı başlatır, sonra yarattıklarını varlık alanına ardarda çıkarır ki, iman edip hayra ve barışa yönelik amelleri yerli yerince sergileyenleri ödüllendirsin. Küfre dalanlara gelince, onlar için, nankörlük edip gerçeği örtmeleri yüzünden, kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap öngörülmüştür.إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا إِنَّهُ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ لِيَجْزِيَ الَّذِينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ بِالْقِسْطِ وَالَّذِينَ كَفَرُوا لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَمِيمٍ وَعَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ 010:004:002
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
10:23 Ama Allah onları kurtarınca, hiç vakit geçirmeden yeryüzünde haksızlığa sapıp azgınlaşırlar. Ey insanlar! Şu iğreti hayatın menfaati için yaptığınız azgınlık ve taşkınlık yalnız sizin aleyhinizedir. Bir süre sonra bize döndürüleceksiniz ve yapmakta olduklarınızı size haber vereceğiz.فَلَمَّا أَنْجَاهُمْ إِذَا هُمْ يَبْغُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّمَا بَغْيُكُمْ عَلَىٰ أَنْفُسِكُمْ مَتَاعَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُكُمْ فَنُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 010:023:022
مَرْجِعُهُمْmerciǔhumonların dönüşüN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
10:46 Onların vaat ettiğimizin bazısını sana göstersek de seni vefat ettirsek de dönüşleri bizedir. Sonunda Allah, işlemiş olduklarına tanıklık edecektir.وَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ اللَّهُ شَهِيدٌ عَلَىٰ مَا يَفْعَلُونَ 010:046:009
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürülürsünüzV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
10:56 O, hayat verir, O öldürür. O'na döndürüleceksiniz.!هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 010:056:005
مَرْجِعُهُمْmerciǔhumdönüşleriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
10:70 Dünyada biraz nimetlenme, ardından dönüşleri bize! Sonra biz, inkâr ettiklerinden ötürü şiddetli azabı onlara tattıracağız.مَتَاعٌ فِي الدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ نُذِيقُهُمُ الْعَذَابَ الشَّدِيدَ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ 010:070:006
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
11:4 Yalnız Allah'adır dönüşünüz. Ve O, herşeye Kadîr'dir.إِلَى اللَّهِ مَرْجِعُكُمْ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ 011:004:003
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
11:34 "Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermeyi gaye edinsem de öğüdüm size hiçbir yarar sağlamaz. O'dur sizin Rabbiniz ve O'na döndürüleceksiniz."وَلَا يَنْفَعُكُمْ نُصْحِي إِنْ أَرَدْتُ أَنْ أَنْصَحَ لَكُمْ إِنْ كَانَ اللَّهُ يُرِيدُ أَنْ يُغْوِيَكُمْ هُوَ رَبُّكُمْ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 011:034:018
يُرْجَعُyurceǔdöndürülürV– 3. şahıs eril tekil edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil mebni meçhul
11:123Göklerin ve yerin gizli bilgileri Allah'a aittir. Tüm iş ve oluş O'na döndürülür. O halde O'na kulluk et, O'na dayanıp güven. Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.وَلِلَّهِ غَيْبُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَإِلَيْهِ يُرْجَعُ الْأَمْرُ كُلُّهُ فَاعْبُدْهُ وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِ وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ 011:123:006
أَرْجِعُerciǔdönerimV– 1. şahıs tekil bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil
12:46 "Yûsuf, ey özü sözü doğru insan! Şu rüyayı yorumla bize. Yedi semiz inek var, yedi cılız inek bunları yiyor; yedi yeşil başak, bir yedi tane de kuru başak. Umarım buradan insanların yanına giderim, onlar da öğrenirler."يُوسُفُ أَيُّهَا الصِّدِّيقُ أَفْتِنَا فِي سَبْعِ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعِ سُنْبُلَاتٍ خُضْرٍ وَأُخَرَ يَابِسَاتٍ لَعَلِّي أَرْجِعُ إِلَى النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَعْلَمُونَ 012:046:018
ارْجِعْrciǎ'dönV– 2. şahıs eril tekil emir fiil
emir fiili
12:50 Kral: "Bu yorumu yapanı bana getirin." dedi. Elçi kendisine gelince, Yûsuf dedi ki: "Kralına dön de sor bakalım, o ellerini kesen kadınların derdi neydi? Rabbim, o kadınların hilelerini çok iyi bilmektedir."وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ فَلَمَّا جَاءَهُ الرَّسُولُ قَالَ ارْجِعْ إِلَىٰ رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ مَا بَالُ النِّسْوَةِ اللَّاتِي قَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ إِنَّ رَبِّي بِكَيْدِهِنَّ عَلِيمٌ 012:050:009
يَرْجِعُونَyerciǔnegeri dönerlerV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
12:62 Yûsuf muhafızlarına dedi ki: "Onların sermayelerini yüklerinin içine koyun. Bakarsın ailelerine döndüklerinde onu fark eder de tekrar gelirler."وَقَالَ لِفِتْيَانِهِ اجْعَلُوا بِضَاعَتَهُمْ فِي رِحَالِهِمْ لَعَلَّهُمْ يَعْرِفُونَهَا إِذَا انْقَلَبُوا إِلَىٰ أَهْلِهِمْ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 012:062:014
رَجَعُواraceǔdöndükleriV– 3. şahıs eril çoğul geçmiş zaman fiili
PRON– özne zamiri
mazi fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
12:63 Babalarına döndüklerinde dediler ki: "Ey babamız! Ölçü bizden yasaklandı. Şimdi kardeşimizi bizimle gönder ki, ölçüp alabilelim. Biz onu gerçekten iyi koruyacağız."فَلَمَّا رَجَعُوا إِلَىٰ أَبِيهِمْ قَالُوا يَا أَبَانَا مُنِعَ مِنَّا الْكَيْلُ فَأَرْسِلْ مَعَنَا أَخَانَا نَكْتَلْ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ 012:063:002
ارْجِعُواİrciǔdönünV– 2. şahıs eril çoğul emir fiil
PRON– özne zamiri
emir fiili vav muttasıl (bitişik) zamir
12:81 Babanıza dönüp şöyle deyin: "Ey babamız, oğlun hırsızlık etti. Biz sadece bildiğimize tanıklık ettik. Biz gaybı bilenler değiliz."ارْجِعُوا إِلَىٰ أَبِيكُمْ فَقُولُوا يَا أَبَانَا إِنَّ ابْنَكَ سَرَقَ وَمَا شَهِدْنَا إِلَّا بِمَا عَلِمْنَا وَمَا كُنَّا لِلْغَيْبِ حَافِظِينَ 012:081:001
يُرْجَعُونَyurceǔnedöndürülürlerV– 3. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
19:40 Yeryüzüne ve üzerindekilere biz mirasçı olacağız, biz. Ve bize döndürülecekler.إِنَّا نَحْنُ نَرِثُ الْأَرْضَ وَمَنْ عَلَيْهَا وَإِلَيْنَا يُرْجَعُونَ 019:040:008
فَرَجَعْنَاكَferaceǎ'nākeböylece seni geri verdikREM– devam ettirme öneki
V– 1. şahıs çoğul geçmiş zaman fiili
PRON– özne zamiri
PRON– 2. şahıs eril tekil nesne zamiri
istinaf fa sı
mazi fiil kaf muttasıl (bitişik) zamir mahallen mansub mefulün bih
20:40 "Hani, kızkardeşin gidiyor, şöyle diyordu: 'Onun bakımını üstlenecek kişiyi size göstereyim mi?' Nihayet, seni annene geri döndürdük ki, gözü aydın olsun, tasalanmasın. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman seni gamdan kurtarmıştık. Seni iyice bir imtihana çekmiştik. Bunun ardından sen Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra, belirlenen bir vakitte/bir kadere göre geliverdin, ey Mûsa!"إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ إِلَىٰ أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَىٰ قَدَرٍ يَا مُوسَىٰ 020:040:010
فَرَجَعَferaceǎbunun üzerine döndüREM– devam ettirme öneki
V– 3. şahıs eril tekil geçmiş zaman fiili
istinaf fa sı
mazi fiil
20:86 Bunun üzerine Mûsa, öfkeli ve ümidi kırık bir halde kavmine döndü. Dedi: "Ey toplumum! Rabbiniz size güzel bir vaatte bulunmadı mı? Süre mi size uzun geldi yoksa Rabbinizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze ters davrandınız?"فَرَجَعَ مُوسَىٰ إِلَىٰ قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ يَا قَوْمِ أَلَمْ يَعِدْكُمْ رَبُّكُمْ وَعْدًا حَسَنًا أَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ أَمْ أَرَدْتُمْ أَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَخْلَفْتُمْ مَوْعِدِي 020:086:001
يَرْجِعُyerciǔdönemezV– 3. şahıs eril tekil bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil
20:89 Görmüyorlar mı ki; o buzağı onlara bir sözü geri çeviremiyor; kendilerine bir zarar veremiyor, bir yarar sağlayamıyor.أَفَلَا يَرَوْنَ أَلَّا يَرْجِعُ إِلَيْهِمْ قَوْلًا وَلَا يَمْلِكُ لَهُمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا 020:089:004
يَرْجِعَyerciǎdönünceyeV– 3. şahıs eril tekil bitmemiş bir eylemi gösteren fiil, dilek kipi
muzari fiil mansub
20:91 Onlar şöyle demişlerdi: "Mûsa bize dönünceye kadar ona tapıcılar olmakta devam edeceğiz."قَالُوا لَنْ نَبْرَحَ عَلَيْهِ عَاكِفِينَ حَتَّىٰ يَرْجِعَ إِلَيْنَا مُوسَىٰ 020:091:007
وَارْجِعُواverciǔve dönünCONJ– önekli bağlaç wa (ve)
V– 2. şahıs eril çoğul emir fiil
PRON– özne zamiri
atıf vavı
emir fiili vav muttasıl (bitişik) zamir
21:13 Kaçmayın, içinde servet şımarıklığına düştüğünüz yere, meskenlerinize dönün ki, hesaba çekilebilesiniz.لَا تَرْكُضُوا وَارْجِعُوا إِلَىٰ مَا أُتْرِفْتُمْ فِيهِ وَمَسَاكِنِكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْأَلُونَ 021:013:003
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
21:35 Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ 021:035:010
يَرْجِعُونَyerciǔnemüracaat ederler (diye)V– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
21:58 Sonunda onları parça parça etti. Yalnız en büyüklerini bıraktı ki, dönüp ona başvurabilsinler.فَجَعَلَهُمْ جُذَاذًا إِلَّا كَبِيرًا لَهُمْ لَعَلَّهُمْ إِلَيْهِ يَرْجِعُونَ 021:058:008
فَرَجَعُواferaceǔdöndülerREM– devam ettirme öneki
V– 3. şahıs eril çoğul geçmiş zaman fiili
PRON– özne zamiri
istinaf fa sı
mazi fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
21:64 Bunun üzerine kendi benliklerine döndüler de şöyle dediler: "Siz, zalimlerin ta kendilerisiniz."فَرَجَعُوا إِلَىٰ أَنْفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنْتُمُ الظَّالِمُونَ 021:064:001
رَاجِعُونَrāciǔnedöneceklerdirN– yalın hal eril çoğul etken sıfat
merfu
21:93 İşlerini aralarında parçaladılar. Hepsi bize dönecekler.وَتَقَطَّعُوا أَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ كُلٌّ إِلَيْنَا رَاجِعُونَ 021:093:006
يَرْجِعُونَyerciǔnebir daha geri dönemezlerV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
21:95 Helâk ettiğimiz bir kente/medeniyete yaşamak haram edilmiştir. Onlar bir daha geri dönemezler.وَحَرَامٌ عَلَىٰ قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا أَنَّهُمْ لَا يَرْجِعُونَ 021:095:007
تُرْجَعُturceǔdöndürülürV– 3. şahıs dişil tekil edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil mebni meçhul
22:76 Onların önden gönderdiklerini de bilir, arkaya bıraktıklarını da. İş ve oluşlar Allah'a döndürülür.يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ 022:076:009
رَاجِعُونَrāciǔnedöneceklerN– yalın hal eril çoğul etken sıfat
merfu
23:60 Onlar ki, verdiklerini, Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler;وَالَّذِينَ يُؤْتُونَ مَا اتَوْا وَقُلُوبُهُمْ وَجِلَةٌ أَنَّهُمْ إِلَىٰ رَبِّهِمْ رَاجِعُونَ 023:060:010
ارْجِعُونِrciǔnibeni geri döndürV– 2. şahıs eril çoğul emir fiil
PRON– özne zamiri
PRON– 1. şahıs tekil nesne zamiri
emir fiili vav muttasıl (bitişik) zamir sondaki esre mahzuf mütekkellim ya sı kısaltması mahallen mansub mefulün bih
23:99 Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: "Rabbim, beni geri döndürün;حَتَّىٰ إِذَا جَاءَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ 023:099:008
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürülmeyeceğiniziV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
23:115 "Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?"أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ 023:115:008
ارْجِعُواrciǔdönün!V– 2. şahıs eril çoğul emir fiil
PRON– özne zamiri
emir fiili vav muttasıl (bitişik) zamir
24:28 Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size "Geri dönün!" denirse, dönün; bu sizin için daha iyi ve temizdir. Allah, yaptıklarınızı çok iyi biliyor.فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فِيهَا أَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتَّىٰ يُؤْذَنَ لَكُمْ وَإِنْ قِيلَ لَكُمُ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ أَزْكَىٰ لَكُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ 024:028:014
فَارْجِعُواferciǔo halde dönünREM– devam ettirme öneki
V– 2. şahıs eril çoğul emir fiil
PRON– özne zamiri
istinaf fa sı
emir fiili vav muttasıl (bitişik) zamir
24:28 Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size "Geri dönün!" denirse, dönün; bu sizin için daha iyi ve temizdir. Allah, yaptıklarınızı çok iyi biliyor.فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فِيهَا أَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتَّىٰ يُؤْذَنَ لَكُمْ وَإِنْ قِيلَ لَكُمُ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ أَزْكَىٰ لَكُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ 024:028:015
يُرْجَعُونَyurceǔnedöndürül(üp götürül)dükleriV– 3. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
24:64 Gözünüzü açın! Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız Allah'ındır. O sizin ne hal üzere olduğunuzu bilir. Bir gün O'na döndürülecekler de O onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir. Allah her şeyi iyice bilmektedir.أَلَا إِنَّ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ قَدْ يَعْلَمُ مَا أَنْتُمْ عَلَيْهِ وَيَوْمَ يُرْجَعُونَ إِلَيْهِ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوا وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ 024:064:014
يَرْجِعُونَyerciǔnebaşvuruyorlarV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
27:28 "Şu yazımı götürüp onlara at. Sonra onlardan uzaklaş da bak bakalım, nasıl davranacaklar."اذْهَبْ بِكِتَابِي هَٰذَا فَأَلْقِهْ إِلَيْهِمْ ثُمَّ تَوَلَّ عَنْهُمْ فَانْظُرْ مَاذَا يَرْجِعُونَ 027:028:011
يَرْجِعُyerciǔdöneceklerV– 3. şahıs eril tekil bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil
27:35 "Şimdi ben onlara bir hediye göndereceğim ve bakacağım elçiler neyle geri dönecekler."وَإِنِّي مُرْسِلَةٌ إِلَيْهِمْ بِهَدِيَّةٍ فَنَاظِرَةٌ بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ 027:035:007
ارْجِعْİrciǎ'dön (söyle)V– 2. şahıs eril tekil emir fiil
emir fiili
27:37 "Seni gönderenlere dön. Vallahi, karşı koyamayacakları ordularla üstlerine gelirim ve onları oradan, başları eğik, aşağılanmış bir halde sürer çıkarırım."ارْجِعْ إِلَيْهِمْ فَلَنَأْتِيَنَّهُمْ بِجُنُودٍ لَا قِبَلَ لَهُمْ بِهَا وَلَنُخْرِجَنَّهُمْ مِنْهَا أَذِلَّةً وَهُمْ صَاغِرُونَ 027:037:001
يُرْجَعُونَyurceǔnedöndürülmeyecekleriniV– 3. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
28:39 O ve orduları yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve sandılar ki, bize döndürülmeyecekler.وَاسْتَكْبَرَ هُوَ وَجُنُودُهُ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ إِلَيْنَا لَا يُرْجَعُونَ 028:039:012
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
28:70 O, Allah'tır! Tanrı yoktur O'ndan başka. İlkte de sonda da hamt yalnız O'nadır. Hüküm de yalnız O'nundur/O'nun içindir. Ve siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.وَهُوَ اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ لَهُ الْحَمْدُ فِي الْأُولَىٰ وَالْاخِرَةِ وَلَهُ الْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 028:070:015
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
28:88 Allah'ın yanında diğer bir tanrıya daha kulluk etme. İlah yok O'ndan başka. O'nun yüzü dışında herşey helâk olacaktır. Hüküm yalnız O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz.الم 028:088:019
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
29:8 Biz insana, anne babasına en güzel bir biçimde davranmasını, şunu söyleyerek önerdik: "Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan bir şeyle bana ortak koşman için seninle çekişirlerse, o takdirde onlara itaat etme. Yalnız banadır dönüşünüz. Nihayet ben size yapıp ettiğiniz şeylerin haberini bildireceğim."وَوَصَّيْنَا الْإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا وَإِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 029:008:017
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
29:17 "Allah'ın berisinden; bir takım putlara tapıyorsunuz, yalan/iftira üretiyorsunuz. Sizin Allah dışında kulluk/kölelik ettikleriniz size hiçbir rızık veremezler. Rızkı Allah katında arayın; O'na kulluk edin, O'na şükredin. O'na döndürüleceksiniz."إِنَّمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْثَانًا وَتَخْلُقُونَ إِفْكًا إِنَّ الَّذِينَ تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ لَا يَمْلِكُونَ لَكُمْ رِزْقًا فَابْتَغُوا عِنْدَ اللَّهِ الرِّزْقَ وَاعْبُدُوهُ وَاشْكُرُوا لَهُ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 029:017:027
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
29:57 Her can, ölümü tadacaktır; sonra bize döndürüleceksiniz.كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ 029:057:007
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürülürsünüzV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
30:11 Allah yaratışa başlar, sonra onu varlık alanından çekip tekrar yaratır. En sonunda O'na döndürülürsünüz.اللَّهُ يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 030:011:008
يَرْجِعُونَyerciǔnedönerler (diye)V– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
30:41İnsanlara ellerinin kazanmış oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Allah onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor ki geri dönebilsinler.ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُمْ بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 030:041:015
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
31:15 Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada örfe uygun geçin; ama bana yönelenin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz banadır. Yapıp ettiklerinizi size haber vereceğim.وَإِنْ جَاهَدَاكَ عَلَىٰ أَنْ تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًا وَاتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ أَنَابَ إِلَيَّ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 031:015:025
مَرْجِعُهُمْmerciǔhumonların dönüşleriN– yalın hal eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
31:23 İnkâr edenin küfrü seni tasalandırmasın! Onların dönüşü bizedir; yapıp ettiklerini onlara haber vereceğiz. Kuşkusuz, Allah, göğüslerin içindekini bilmektedir.وَمَنْ كَفَرَ فَلَا يَحْزُنْكَ كُفْرُهُ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ فَنُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوا إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ 031:023:007
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürülürsünüzV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
32:11 Söyle onlara: "Size vekil edilen ölüm meleği canınızı alır, sonra doğrudan doğruya Rabbinize döndürülürsünüz."قُلْ يَتَوَفَّاكُمْ مَلَكُ الْمَوْتِ الَّذِي وُكِّلَ بِكُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ 032:011:011
فَارْجِعْنَاferciǎ'nābizi geri döndürREM– devam ettirme öneki
V– 2. şahıs eril tekil emir fiil
PRON– 1. şahıs çoğul nesne zamiri
istinaf fa sı
emir fiili «نا» muttasıl (bitişik) zamir mahallen mansub mefulün bih
32:12 Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki hakka ve barışa yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz."وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الْمُجْرِمُونَ نَاكِسُو رُءُوسِهِمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ رَبَّنَا أَبْصَرْنَا وَسَمِعْنَا فَارْجِعْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا إِنَّا مُوقِنُونَ 032:012:012
يَرْجِعُونَyerciǔnedönerlerV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
32:21 Belki dönerler diye, onlara o büyük azaptan ayrı olarak, o küçük azaptan da mutlaka tattıracağız.وَلَنُذِيقَنَّهُمْ مِنَ الْعَذَابِ الْأَدْنَىٰ دُونَ الْعَذَابِ الْأَكْبَرِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 032:021:009
فَارْجِعُواferciǔdönünREM– devam ettirme öneki
V– 2. şahıs eril çoğul emir fiil
PRON– özne zamiri
istinaf fa sı
emir fiili vav muttasıl (bitişik) zamir
33:13 Hani, onlardan bir grup şöyle demişti: "Ey Yesrib halkı, duracak yeriniz yok, hemen geri dönün!" İçlerinden bir grup da Peygamber'den izin istiyor: "İnan olsun, evlerimiz kaygı duyulacak durumda." diyorlardı. Oysaki evleri kaygı duyulacak durumda değildi; sadece kaçmak istiyorlardı.وَإِذْ قَالَتْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ يَا أَهْلَ يَثْرِبَ لَا مُقَامَ لَكُمْ فَارْجِعُوا وَيَسْتَأْذِنُ فَرِيقٌ مِنْهُمُ النَّبِيَّ يَقُولُونَ إِنَّ بُيُوتَنَا عَوْرَةٌ وَمَا هِيَ بِعَوْرَةٍ إِنْ يُرِيدُونَ إِلَّا فِرَارًا 033:013:011
يَرْجِعُyerciǔatarlarkenV– 3. şahıs eril tekil bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil
34:31 Küfre sapanlar dedi ki: "Biz, bu Kur'an'a da bundan öncekine de asla inanmayacağız!" Ah, bir görsen o zalimleri Rableri huzurunda, tutuklanmış halde! Bir kısmı da bir kısmına söz atar durur. Basit görülüp horlananları, büyüklük taslayanlara şöyle derler: "Siz olmasaydınız, vallahi biz inanacaktık!"وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَنْ نُؤْمِنَ بِهَٰذَا الْقُرْانِ وَلَا بِالَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الظَّالِمُونَ مَوْقُوفُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ يَرْجِعُ بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ الْقَوْلَ يَقُولُ الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا لَوْلَا أَنْتُمْ لَكُنَّا مُؤْمِنِينَ 034:031:019
تُرْجَعُturceǔdöndürülecektirV– 3. şahıs dişil tekil edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil mebni meçhul
35:4 Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden önceki resuller de yalanlanmıştır. Bütün işler ve oluşlar Allah'a döndürülür.وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ 035:004:010
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
36:22 "Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O'na döndürüleceksiniz."وَمَا لِيَ لَا أَعْبُدُ الَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 036:022:008
يَرْجِعُونَyerciǔnebir daha dönmezlerV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
36:31 Görmediler mi, kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar artık bir daha bunlara dönmeyecekler.أَلَمْ يَرَوْا كَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنَ الْقُرُونِ أَنَّهُمْ إِلَيْهِمْ لَا يَرْجِعُونَ 036:031:011
يَرْجِعُونَyerciǔnedönmeyeV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
36:50 O zaman ne bir tavsiyede bulunmaya güçleri yetecek ne de ailelerine dönebilecekler.فَلَا يَسْتَطِيعُونَ تَوْصِيَةً وَلَا إِلَىٰ أَهْلِهِمْ يَرْجِعُونَ 036:050:007
يَرْجِعُونَyerciǔnegeri dönmeyeV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
36:67 Dilesek, onları oldukları yerde hayvana çeviririz. O zaman ne ileri gitmeye güçleri yeter ne de geri dönebilirler.وَلَوْ نَشَاءُ لَمَسَخْنَاهُمْ عَلَىٰ مَكَانَتِهِمْ فَمَا اسْتَطَاعُوا مُضِيًّا وَلَا يَرْجِعُونَ 036:067:010
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
36:83 Herşeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz.فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 036:083:008
مَرْجِعَهُمْmerciǎhumdönecekleri yerN– ismin -i hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir
37:68 Sonra onların dönüşleri doğrudan doğruya cehennemedir.ثُمَّ إِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَإِلَى الْجَحِيمِ 037:068:003
مَرْجِعُكُمْmerciǔkumdönüşünüzN– yalın hal eril isim
PRON– 2. şahıs eril çoğul iyelik zamiri
39:7 Eğer nankörlüğe saparsanız şu bir gerçek ki, Allah size muhtaç olmayacak bir Gani'dir. O, kulları için inkar ve nankörlüğe razı olmaz. Eğer şükrederseniz bunu sizin için rızasına uygun bulur. Hiçbir günahkar bir başkasının günahını yüklenmez. Sonunda dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, işlemiş olduklarınızı haber verecektir. O, göğüslerin saklamakta olduklarını çok iyi bilir.إِنْ تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْكُمْ وَلَا يَرْضَىٰ لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِنْ تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ 039:007:023
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
39:44 De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."قُلْ لِلَّهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعًا لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 039:044:011
يُرْجَعُونَyurceǔnedöndürüleceklerdirV– 3. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
40:77 Sen sabret! Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını belki sana gösteririz, belki de seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler.فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا يُرْجَعُونَ 040:077:014
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürülüyorsunuzV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
41:21 Derilerine: "Aleyhimizde neden tanıklık ettiniz?" derler. Derileri derler ki: "O herşeyi konuşturan Allah konuşturdu bizi. Hani, sizi ilk seferinde de O yaratmıştı ya! Ve siz O'na döndürüleceksiniz."وَقَالُوا لِجُلُودِهِمْ لِمَ شَهِدْتُمْ عَلَيْنَا قَالُوا أَنْطَقَنَا اللَّهُ الَّذِي أَنْطَقَ كُلَّ شَيْءٍ وَهُوَ خَلَقَكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 041:021:018
رُجِعْتُruciǎ'tugötürülmüş olsam bileV– 1. şahıs tekil edilgen geçmiş zaman fiili
PRON– özne zamiri
mazi fiil mebni meçhul te muttasıl (bitişik) zamir
41:50 Eğer kendisine dokunan bir zorluktan/zarardan sonra bizden bir rahmet tattırsak, yemin olsun şöyle diyecektir: "Bu benim hakkım! Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülmüş olsam da şüphesiz, O'nun katında benim için şaşmaz güzellikler vardır." Yemin olsun, biz o nankörlük edenlere, yapıp ettiklerini haber vereceğiz. Yemin olsun, o çetin azabı onlara tattıracağız.وَلَئِنْ أَذَقْنَاهُ رَحْمَةً مِنَّا مِنْ بَعْدِ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُ لَيَقُولَنَّ هَٰذَا لِي وَمَا أَظُنُّ السَّاعَةَ قَائِمَةً وَلَئِنْ رُجِعْتُ إِلَىٰ رَبِّي إِنَّ لِي عِنْدَهُ لَلْحُسْنَىٰ فَلَنُنَبِّئَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِمَا عَمِلُوا وَلَنُذِيقَنَّهُمْ مِنْ عَذَابٍ غَلِيظٍ 041:050:017
يَرْجِعُونَyerciǔnedönerler (diye)V– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
43:28 O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler.وَجَعَلَهَا كَلِمَةً بَاقِيَةً فِي عَقِبِهِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 043:028:007
يَرْجِعُونَyerciǔnedönerlerV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
43:48 Onlara gösterir olduğumuz her ayet/alâmet, kızkardeşi ayet/alâmetten mutlaka daha büyüktür. Belki dönerler diye onları azapla da yakalamışızdır.وَمَا نُرِيهِمْ مِنْ ايَةٍ إِلَّا هِيَ أَكْبَرُ مِنْ أُخْتِهَا وَأَخَذْنَاهُمْ بِالْعَذَابِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 043:048:013
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
43:85 Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin mülkü/yönetimi kendine ait olan o Allah'ın şanı yücedir. Kıyamet saatine ilişkin bilgi O'nun katındadır. Siz de O'na döndürüleceksiniz.وَتَبَارَكَ الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَعِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ 043:085:013
تُرْجَعُونَturceǔnedöndürüleceksinizV– 2. şahıs eril çoğul edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil mebni meçhul vav muttasıl (bitişik) zamir
45:15 Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur. Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz.مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ 045:015:011
يَرْجِعُونَyerciǔne(küfürlerinden) dönerlerV– 3. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir
46:27 Yemin olsun, sizi çevreleyen kentleri/medeniyetleri de helâk ettik. Belki dönerler diye ayetleri değişik biçimlerde sıralayıp durmuştuk.وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا مَا حَوْلَكُمْ مِنَ الْقُرَىٰ وَصَرَّفْنَا الْايَاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ 046:027:010
رَجْعٌrac'ǔnbir dönüştürN– yalın hal eril belirsiz isim
merfu
50:3 Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu."أَإِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا ذَٰلِكَ رَجْعٌ بَعِيدٌ 050:003:006
تَرْجِعُونَهَاterciǔnehāonu geri döndürsenizeV– 2. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
PRON– özne zamiri
PRON– 3. şahıs dişil tekil nesne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamir mahallen mansub «ها» muttasıl (bitişik) zamir mefulün bih
56:87 Eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.تَرْجِعُونَهَا إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ 056:087:001
تُرْجَعُturceǔdöndürülecektirV– 3. şahıs dişil tekil edilgen bitmemiş bir eylemi gösteren fiil
muzari fiil mebni meçhul
57:5 Göklerin de yerin de mülkü ve yönetimi O'nundur. İşler ve oluşlar Allah'a döndürülür.لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ 057:005:007
ارْجِعُواrciǔdönünV– 2. şahıs eril çoğul emir fiil
PRON– özne zamiri
emir fiili vav muttasıl (bitişik) zamir
57:13 O gün ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlar, iman edenlere şöyle derler: "Bize bakın da ışığınızdan bir parça alalım." Şöyle denir onlara: "Arkanıza dönün de bir ışık arayın." Nihayet aralarına kapısı olan bir sur çekilir. İçinde rahmet vardır onun. Dış tarafı ise azap.يَوْمَ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ لِلَّذِينَ امَنُوا انْظُرُونَا نَقْتَبِسْ مِنْ نُورِكُمْ قِيلَ ارْجِعُوا وَرَاءَكُمْ فَالْتَمِسُوا نُورًا فَضُرِبَ بَيْنَهُمْ بِسُورٍ لَهُ بَابٌ بَاطِنُهُ فِيهِ الرَّحْمَةُ وَظَاهِرُهُ مِنْ قِبَلِهِ الْعَذَابُ 057:013:012
تَرْجِعُوهُنَّterciǔhunneonları geri döndürmeyinV– 2. şahıs eril çoğul bitmemiş bir eylemi gösteren fiil, emir kipi
PRON– özne zamiri
PRON– 3. şahıs dişil çoğul nesne zamiri
muzari fiil vav muttasıl (bitişik) zamirmahallen mansub «هم» muttasıl (bitişik) zamir mefulün bih meczum
60:10 Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfirlerin iffet ve nikâhlarına yapışmayın. Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Bu, Allah'ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ امَنُوا إِذَا جَاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّ اللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِهِنَّ فَإِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ إِلَى الْكُفَّارِ لَا هُنَّ حِلٌّ لَهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّ وَاتُوهُمْ مَا أَنْفَقُوا وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ أَنْ تَنْكِحُوهُنَّ إِذَا اتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَاسْأَلُوا مَا أَنْفَقْتُمْ وَلْيَسْأَلُوا مَا أَنْفَقُوا ذَٰلِكُمْ حُكْمُ اللَّهِ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ 060:010:017
رَجَعْنَاraceǎ'nādönersekV– 1. şahıs çoğul geçmiş zaman fiili
PRON– özne zamiri
mazi fiil «نا» muttasıl (bitişik) zamir
63:8 Şöyle derler: "Eğer Medine'ye dönersek, yemin olsun ki, itibarlı ve baskın olan, ezik ve zayıf olanı oradan çıkaracaktır!" Güç ve itibar Allah'a, onun resulüne ve iman sahiplerine özgüdür. Ama münafıklar bunu bilmezler.يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ 063:008:003
فَارْجِعِferciǐdöndür de (bak)CAUS– sebep ifadesi
V– 2. şahıs eril tekil emir fiil
sebep fa sı
emir fiili
67:3 Birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da O'dur. O Rahman'ın yaratışında/yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık, çelişme göremezsin. Bir kez daha bak! Bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun?الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا مَا تَرَىٰ فِي خَلْقِ الرَّحْمَٰنِ مِنْ تَفَاوُتٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَىٰ مِنْ فُطُورٍ 067:003:013
ارْجِعِrciǐdöndür (bak)V– 2. şahıs eril tekil emir fiil
emir fiili
67:4 Sonra bakışı iki kez daha döndür! Umudunu kesmiş olarak döner sana göz. Utanmış, bitkin düşmüştür o.ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنْقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَسِيرٌ 067:004:002
رَجْعِهِrac'ǐhionu tekrar döndürmeyeN– -in hali eril isim
PRON– 3. şahıs eril tekil iyelik zamiri
mecrur he muttasıl (bitişik) zamir
86:8 O Allah, o insanı tekrar hayata döndürmeye elbette kadirdir.إِنَّهُ عَلَىٰ رَجْعِهِ لَقَادِرٌ 086:008:003
الرَّجْعِr-rac'ǐdönüşlüN– -in hali eril isim
mecrur
86:11 Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe,وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ 086:011:003
ارْجِعِيİrciǐydönV– 2. şahıs dişil tekil emir fiil
PRON– özne zamiri
emir fiili ya muttasıl (bitişik) zamir
89:28 Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak!ارْجِعِي إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً 089:028:001
الرُّجْعَىٰr-ruc'ǎādönüşN– ismin -i hali dişil isim
mansub
96:8 Oysa ki, dönüş yalnız Rabbinedir!إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ الرُّجْعَىٰ 096:008:004